Türkiye’nin Alimleri, Tarikat Önderleri ve “Ahiretini yakma Tayyip Bey... ” mesajı!

Alimlerde, Tarikat Önderlerinde “Ahireti, kaybetme ve kazanma” endişesi...

Türkiye’nin Alimleri, Tarikat Önderleri ve “Ahiretini yakma Tayyip Bey... ” mesajı!

Türkiye’nin Alimleri, Tarikat Önderleri ve “Ahiretini yakma Tayyip Bey... ” mesajı!

Doğduğumda kulağıma ezan ve kamet okunmuş biri olarak “Ahiretini yakma Tayyip Bey.”  konulu haberi okuduğumda ürperdim.

Haber doğru ise, Türkiye’nin önemli tarikat önderleri, Türkiye’nin önemli alimleri, bu uyarıyı  Alevi Açılımı konusunda yapmışlar.

Neden ürperdim?

Türkiye’nin alimleri ve dini önderlerinin “Ahireti, kaybetme ve kazanma” konusunda bir endişesi  olduğunu düşünmüyordum.

Neden mi?

-Haber sitemde bir anket yaptım, (Kötü  ve karalayıcı bir anket değil) bir kişinin fetvasıyla şirketin tüm domainleri hacklendi. Şirketim bir gecede batırıldı. (2001 - 2003)
-Dini bir grup içinde yapılan yolsuzluklarla ilgili bir haber yapmaya kalktım, konuyu karşı görüş için sorarken, kendimi adliyelerde buldum.  Hakkımda sayısını hatırlayamayacak kadar soruşturma ve dava açıldı.(2011 - 2013)

-Son beş yıldır Ukrayna’da yaşıyordum. Hiç beklemediğim bir anda kendimi hayvancılığın içinde buldum. Adak keserek  kanser ve akıl hastalıklarını tedavi etmek için çalışan bir ekibe canlı hayvan sattım. Adakları Ukrayna’da Kur’an Kursu olarak bildiğimiz bir kurumda kestik, etleri de oraya verdik. 

Etleri satıp, beni de darp ettiler.

Satılan etlerin parası Kur’an Kursu kasasına girmemiş. (Ukrayna Kur’an Kursları’nın sorumlusu Y. Hocanın verdiği bilgi. Y. Hoca, evet etleri satmışlar ama bir kuruşu bizim kasamıza girmedi dedi. Y. Hoca Türk vatandaşı. Kur'an Kursu da  Türkiye'de bizim bildiğimiz Kur'an Kursularından.)

Kur’an Kurslarının Ukrayna sorumlusu  "Y. Hoca” beni ziyaret etti, darp edilme olayı ile ilgili özür diledi.  Sonra da etleri yine bize ver, vermezsen seni Ukrayna’da yaşatmayız dedi. 

Gerçekten de yaşatmadılar. Ailemi, evimi, yuvamı, çoluğumu çocuğumu yalan ve iftiralarla perişan ettiler. 

Türkiye’de doğduğunda kulağına ezan okunan insanlar, (Hele Ukrayna gibi bir memlekette)  dini kurumlara, din adamlarına fazladan saygı gösterir, onların Ahireti Kazanma ve Kaybetme konusunda  hassas olduklarını düşünür.

Allah’a yakın oldukları düşüncesiyle  tazim gösterilir. Fazladan  güvenilir. Türkiye'nin geneli böyledir. 

Bilmiyoruz ki, kim Allah’a yakın, kim uzak. Allah biliyor.

Türkiye’de benim yaşadıklarıma benzeyen birçok inanılmaz olay oluyor. Din alimlerinden biri de çıkıp bir kelime etmiyor.

Hani  ünvanlarının başında “Seyyit” ibaresi olan. Hz. Peygamber’in soyundan gelen  alimler neden susuyor?

Acaba sesimiz uzaktan ulaşmıyor mu?

Kapılarına gitsem, selam versem bu yazdığım ve yaşadığım olayları, mağduriyetleri anlatsam, dinlerler mi? Veya bu yazıyı okuyarak, ellerini dizlerine vurarak "Eyvah  ahiretimiz yanacak"  ne yapıp edip helallik alalım derler mi?

Hz. Ömer’in (ra) hayatını okuyorsun, din alimleri ve tarikat önderlerinden de Hz. Ömer hassasiyeti bekliyorsun, hayal kırıklığı yaşıyorsun.

Kur’an-ı herkesten iyi bilen, Hz. Peygamber’in adını duyduğunda gözyaşı döken alimlerin yaptıkları da onlara benzemeli diye düşünüyorsun.

Bilindiği gibi, Avustralya'da 5 bin yabani deve, 'kuraklık nedeniyle' öldürüldü. Arkasından aylardır kontrol altına alınamayan yangın felaketinden sonra, kum fırtınası, dolu ve sel felaketi oldu..

Avustralya şimdi de zehirli bir örümcek türü için teyakkuzda.

Bu yazımdan kimse alınmasın. Ben kimseyi suçlamıyorum. Bir düşmanlığım da yok. Bizim inancımıza göre Allah herşeyi görüyor. O, bir gün mutlaka adaleti sağlar. Burada olmasa bile, boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını alacağı bir yer var. Bir gün var.  Hani o gün gelmeden önce  durup düşünmek gerekir mi diye bu satırları yazdım.

Acı hatıraları bir kez daha yaşadım.

Eğer gerçekten tarikat önderleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Ahiretini yakma Tayyip bey” demişlerse, kendilerinin ve bizim “Ahiretimizi yakıp, yakmamamız”  konusunda ne yapmamız gerekiyor?

Alevilerin Cemevleri ibadethane olsa ahiretimiz yanar mı?

Ukrayna’da  elimizde  kesilmiş, dağıtacak yer bulamadığımız çok fazla adak eti vardı.  Komşumuz bir kilisenin papazı  o etlerden kiliseye gelen fakirlere de vermeniz uygun mu? Müslümanların etleri Hristiyanlara verilir mi?  Dinen bir sorun var mı diye sordu.

Ben din adamı değilim, gazeteciyim.  Bilmiyorum dedim. Sonra adakları kestiren  Alternatif Tıp Uzmanı kişiye sordum. Abi ver ya dedi. Ne olacak, belki de besmele ile kesilen etleri yerler de İslam’a sempati duyarlar,ver dedi.

Ben de bir kaç kez verdim.

Bir akşam yine elimizde çok et kaldı. Verecek yer yok.  Klise görevlisi ile karşılaştım.  Et var vereyim mi dedim.

Yusuf, sen artık bize et verme. Eğer et vermeye devam edersen herkes müslüman olacak. Kliseler kapanacak dedi.

Ben  şaka yapıyor sandım.

Bu şehirde herkes seni konuşuyor.  Müslümanlar  fakirlere yardım ediyor. Demek ki İslamiyet daha iyi bir din diyorlar. Bana soruyorlar.

Lütfen bize et verme, çok teşekkür ederim. 

Bu şehirde fakirler, emekliler, yaşlılar, dul kadınlar, şehit aileleri, engelliler Poroşenko’yu değil de Erdoğan’ı seviyor.

Seni Erdoğan mı gönderdi?

Hayır ben bu ülkeden evliyim. Ailem çocuklarım bu ülkede. O nedenle ben bu ülkede yaşıyorum. Türk ve İslam Kültürü’nde  adak kesmek, etini fakirlere vermek büyük sevap olarak biliniyor.  Hayvanlar Ukrayna’da  çok ucuz.  O nedenle burada kestiriliyor.

Adağı kestiren etini yemiyor, fakirlere dağıtıyor dedim.


İnanmadı. Seni Erdoğan gönderdi. Bu etleri de Erdoğan gönderiyor. Siz  Ukrayna'da İslam'a  sempati üretiyorsunuz dedi. Ben itiraz ettim, anlattım ama inanmadı.

Bülent Arınç çok eleştirmişti, Muhteşem Yüzyıl dizisini izledikten sonra  kapı komşumuz genç kızlar kendi kendilerine müslüman oldular. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Ahiretini yakma Tayyip bey” diyen tarikat önderleri bu yazı üzerine  düşünmeliler.

Bir hareketleriyle kitleleri harekete geçiren alimler, cemaat ve tarikat önderleri ağızlarından çıkan bir kelime ile aileleri yok edebiliyor. İnsanların emeklerini bir gecede sıfırlayabiliyorlar.

Müslüman olmuş  Ukraynalıları  İslam’dan ve Türkiye’den soğutabiliyorlar.

Masum insanların hayatlarını karartabiliyorlar.

Böyle bir şeye  etki  eden, sebep olan ağzı dualı kulların “Ahireti yanar mı?” merak ediyorum.

Youtube’da Hz. Yusuf’un hayatını anlatan bir dizi var. Herkese tavsiye ederim. Muhteşem bir dizi. 
Diziyi izlerken otomatik olarak araya giren adını çok az duyduğum Ahmet Hulusi adında bir kişinin  Ölüm Anında Yaşananlar  ile ilgili bir videosunu dinledim.

İnsan öldüğünde hiçbir şey bitmiyor. Ölen kişi ben ölmedim diyor ama hiçbir tarafını kıpırdatamıyor. O andan kabre girene kadar herşeyi görüyor. Ağlayanları, cenazesine gelenleri. Kendisini yıkayanları, herşeyi görüyor. Bilinci yerinde.  Vücudunu yiyen kurtları da görüyor. Ben ölmedim beni bu karanlık yere bırakıp gitmeyin  diye çığlık attığını anlatıyor.

Ben etkilendim. 

Bunların  daha ilerisini bilen alimler çok daha fazla etkileniyorlardır.

Öyle düşünüyoruz.

Tüm Türkiye öyle düşünüyor.

Lütfen bizi, müslümanları zannımızda yanıltmayın!

Bizi, ailelerimizi, Türk Milletini dinden soğutmayın

Ahireti yakma endişenizde samimi iseniz...

 

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: gundem@sehitlerolmez.com