Yeni sürüm "Kızıl Elma" koalisyonu

“Kemalist darbeciler ile FETÖ bir madalyonun iki yüzüdür” 

Yeni sürüm "Kızıl Elma" koalisyonu

Fuat Uğur

Dikkatinizi çekiyor mu bilmem.

MHP lideri Devlet Bahçeli grup konuşmalarında “Hayır” cephesini tanımlarken, önce adlarını vermeden Meral Akşener ve saz arkadaşlarını bir güzel benzetiyor, ardından “Aydınlıkçılar ve Perinçekçiler” diye bir tasnif yapıyor.

Bu iki grubu yan yana anması tuhaf geldi önce.

Bahçeli’nin bu sözlere ilk kez “Eğer Doğu Perinçek ve hayırcı yoldaşlarıyla Recep Tayyip Erdoğan arasında bir tercih hakkımız olursa, kesinlikle ve istisnasız Sayın Erdoğan'ı tercih edeceğimizi herkes bilmeli ve kafasına sokmalıdır" diyerek başlamıştı hatırlarsanız.

MHP liderinin söz konusu kesimi, 12 Eylül öncesine ait eski aşırı sol fraksiyon olarak bilinen adıyla Doğu Perinçek ve Aydınlıkçılar diye zikretmesi biraz buruk karşılandı önce. Yani şimdi unutulmaya yüz tutmuş adamları neden gündeme getiriyor ve üstelik Erdoğan ile karşılaştırıyordu ki.

Ama bizim daha sonra fark ettiğimiz bir ihanet ittifakının Devlet Bahçeli tarafından çoktan farkına varıldığını keşfettik.

Bu bir nevi yeni sürüm “Kızıl Elma Koalisyonu”ydu.

Hatırlayın 2003 tarihinde İşçi Partisi Öncü Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Perinçek (Doğu Perinçek’in oğlu) ile İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz kol kola girerek İstiklal Caddesi’nden Taksim’e kadar bir yürüyüş düzenlemiş, birliktelik pozu vermişlerdi. Arkalarında da Ergenekon davasında yargılanan kimi isimler vardı. O zaman da bu duruş basına “Kızıl Elma Koalisyonu” diye yansımıştı.

O vakit tutturamamışlardı.

Ancak şimdi 15 Temmuz darbe girişiminin öncesinden itibaren şu anda hapiste olan tüm FETÖ’cü hâkimlerin desteğiyle MHP’yi ele geçirmeye çabalayan Meral Akşener-Sinan Oğan-Koray Aydın-Ümit Özdağ dörtlü çetesini destekleyen Yeni Çağ gazetesi ile Aydınlıkçılar (Vatan Partisi-Doğu Perinçek takımı) ekibinin çaktırmadan bu koalisyon ortaklığına soyundukları izlenmekte. Onlara bir destek de “Hayır” için Anadolu yollarına düşen ve aralarında FETÖ mağduru olanlar dâhil emekli subaylardan gelmekte.

Yani eski askerî vesayetçiler; Ergenekoncular, eski Jitemciler, Akşenerci grup, eski askerler, FETÖ artığı bir parti bu malum iki gazetenin çatısı altında yuvalanmaya başladılar.

Üniversite ve barolar arasında siyah çantalarla mekik dokuyan eski tarz karanlık adamlar mı dersiniz, sık sık yurt dışına gitmeye başlayan emekli askerler mi? Adalarda modalarda bir araya gelmeler, terörist başı Fetullah Gülen alçağının “Bahar” işareti, Akşenerci grubun “Parola 1 Nisan” mırıldanışı (Akşener’in darbe girişimi sonrasını işaret ederek Başbakan olacağını söylemesi unutulmadı) hep bu kapsamdaki gelişmeler olarak dikkat çekmekte.

Şimdi vesayetçi yazar takımının “Asker akşam değil de gece 03.00’te çıksaydı başarılı olurdu” diye hayıflanması bu ittifakın iştahını kabartmakta.

Lâkin bilmedikleri şu:

Halkımızın en hazırlıksız vakti 15 Temmuz idi.

Üstelik bu farkındalık devlette o kadar üst boyutta ki, kıpırdanma anında ihbar edilecek durumda. Hem devlet hem de halk 15 Temmuz’dan en az 50 kat daha uyanık durumda ve teyakkuz hâlinde.

Her adımları izlenmekte.

Tavuk ‘tar’da sayılacak yine haberleri yok.

Şu kadarını söyleyeyim:

Geçtiğimiz aylarda adını vermeyeceğim bir Karargâh’ta El-Bab için bir hareketlenme ve trafik yaşandığında ilgili yerlere 200’den fazla ihbar geldi.

Bilirsiniz nedenini, yazamayacağım nerelerden geldiğini.

Bu yazının ilham kaynağı Ümit Akdemir bir fıkra göndermiş bana:

“Bir akıl hastanesinde doktor 3-4 hastayla ilgileniyor tedavilerini sağlıyormuş. Doktor tedavi sonunda hastalarının ruh sağlıklarının nasıl olduğuna bakmak için test yapmış. Test şöyle:

Bir boş havuzun kenarına hastalarını götürmüş ve ‘Hadi yüzün bakalım’ demiş. Dört hastadan üçü boş havuza hemen atlamış ve yalnızca biri bu talimata uymayıp durmuş. Doktor bu duruma çok sevinmiş. En azından birinin akıllandığını düşünmüş umutla. Hastasının yanına gidip elini omzuna koyup sormuş:

-Sen neden atlamadın?

Hastadan gelen cevap:

-Onlar çıksın, ben balıklama atlayacağım.”

Evet, biz bu Kemalist askerî vesayeti 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ve kumpas davalarıyla akıllandı sandık. Devlet mağduriyetleri gidermek için müthiş adımlar attı. FETÖ karşıtlığı ortak paydasında onlara yaklaştık ama yanlarına gittiğimizde öğrendik ki meğer balıklama atlayacaklarmış boş havuza.

“Kemalist darbeciler ile FETÖ bir madalyonun iki yüzüdür” diyorduk.

Sanırım yeniden kanıtlanıyor bu.

 

https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/595842.aspx

FUAT UĞUR / TÜRKİYE