Yargı krizi: AKP'liler Yargıtay'ın AYM kararını tanımamasına ne dedi?

GÜL: ADALET DUYGUSU İÇİN ENDİŞE VERİCİ

Yargı krizi: AKP'liler Yargıtay'ın AYM kararını tanımamasına ne dedi?

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin AYM'nin kararına uymaması ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına ilişkin tepkiler büyüyor. Muhalefetin 'yargı krizi' ve 'darbe girişimi' olarak yorumladığı karar, AKP içinde de tepkilere neden oldu. Şamil Tayyar, Hüseyin Çelik, Hayati Yazıcı ve Faruk Çelik gibi isimler Yargıtay'ın kararını eleştirdi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ise kararı savundu.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, dün Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiği yönündeki kararına uyulmamasına hükmetti.

Daire, “yargısal aktivizm” yapmakla suçladığı ihlal kararı yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Daire aynı zamanda Atalay'ın milletvekilliğinin de düşürülmesi işlemlerine başlanması için kararı TBMM Başkanlığı'na gönderdi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, kararı veren AYM üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundu.

Muhalefetin 'yargı krizi' ve 'darbe girişimi' olarak yorumladığı karar, AKP içinde de farklı değerlendirmelere yol açtı.

MEHMET UÇUM: AYM'NİN KARARI YARGISAL AKTİVİZM ÖRNEĞİ

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Yargıtay'ın kararını savunan açıklamalarda bulundu.

"Anayasa Mahkemesi mahkumiyeti olan milletvekillerinin dokunulmazlığına ilişkin verdiği kararlarda ısrarla Anayasa’yı tanımıyor. Anayasa’nın 14. Maddesini yok sayıyor" iddiasında bulunan Uçum, şunları kaydetti:

"Oysa dokunulmazlığa ilişkin 83. madde 14. maddedeki durumları hariç tutar. Anayasanın bu amir hükmüne rağmen AYM anayasaya aykırı kararlar vermeye devam ediyor. Anayasanın 14. maddesinin belirsiz olduğunu ileri sürmek AYM’nin görevi değildir. 14. Maddeye belirlilik kazandıran Ceza Kanunları ve Ceza Yargısı Kararlarıdır. AYM Anayasanın açık hükmünün yanı sıra Ceza Kanunlarını ve Yargı Kararlarını da göz ardı ediyor. Ne yazık ki AYM’nin bu konuda verdiği kararlar tam bir yargısal aktivizm örneğidir.

Bu çerçevede Yargıtay’ın Aym ihlal kararına uymama kararı gerekçeleriyle doğrudur. Tepki gösterenlerin Yargıtay kararını okuyup okumadıkları da ayrı bir sorundur. Suç duyurusu meselesi ise Milli Yargıya karşı saldırıların çok büyük bir birikim oluşturması sebebiyle reaksiyoner bir tavırdır. Bir anlamda kral çıplak demektir. Yönteminin bu olup olmadığı ayrıca tartışılır ama cesareti tartışılmaz.

Yargıtay’ın kararı ayrıca turnusoldur, kim Milli Yargıdan yana kim değil belli olur. Türkiye, Milli Yargısını batıcı ve neo liberal yargı anlayışlarına karşı sonuna kadar savunacaktır, kimsenin bundan şüphesi olmasın."

GÜL: ADALET DUYGUSU İÇİN ENDİŞE VERİCİ

Eski Adalet Bakanı ve AKP Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Yargıtay'ın kararına ilişkin, "Yüksek yargı mercileri arasındaki çatışma görüntüsü, hukuk devleti ve mülkün temelinde yer alan adalet duygusu için endişe vericidir" değerlendirmesini yaptı.

Gül, şunları söyledi: "Yargı hakemdir, sorunları çözer. Yargı hakem olma vasfını yitirirse, çözümün değil sorun ve çatışmanın kaynağı haline gelir. Her kurumun kaynağını milletten alan yetki ve fonksiyonunu hukuk çerçevesinde kullanması esastır. Yargı organlarının da ihtilafları derinleştirmeden, anayasal sınırlar içinde kalarak sorun çözmesi milletimizin en tabii beklentisidir."

ŞAMİL TAYYAR: ASKERİ VESAYET DÖNEMLERİNİ HATIRLATIYOR

AKP'nin yeni MKYK'sinde yer almayan ve son dönemde partisine yönelik eleştirilerde bulunan Şamil Tayyar, karara tepki gösterdi.

"AYM’nin kararını eleştirmek/yanlış bulmak ayrı, karara uymamak ayrıdır. Eleştirebilir, yanlış bulabilirsiniz ama uymamazlık edemezsiniz. Anayasa hükmü açık, karar bağlayıcıdır" diyen Tayyar, "Yargıtay 3.Ceza Dairesi’nin AYM kararına ‘uymama’ iradesi, hukuki değildir. Kaldı ki AYM’nin benzer mahiyetteki Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven hakkındaki ‘hak ihlali’ kararına uyulmuştu" ifadelerini kullandı.

Tayyar, şunları söyledi: "AYM üyeleri hakkındaki suç duyurusu ise garabettir. Yargı eliyle hortlatılan bu tür hukuk dışı uygulamalar askeri vesayet dönemini hatırlatıyor, çok üzücü."

HÜSEYİN ÇELİK: KENDİ MİLİTAN YARGIMIZI OLUŞTURDUK

Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de Yargıtay'ın kararına tepki gösterdi.

Çelik, yaptığı açıklamada, "Yıllar yılı, başını Vural Savaş, Sabih Kanadoğlu, Yekta Güngör Özden, Nuh Mete Yüksel ve benzerlerinin başını çektiği, vesayetçi güçlerin güdümündeki Kemalist militan yargıdan çektik. Tam vesayetler kalktı derken, bu sefer biz kendi militan yargımızı oluşturduk" değerlendirmesini yaptı.

Hüseyin Çelik, şunları söyledi: "Bu yargıya ve anlayışa sahip olunan ülkede, bir de kalkmış, AB’nin eleştirilerine karşı efeleniyoruz. Aynada kendimizle yüzleşmek için vakit geldi geçiyor bile. Cumhuriyetin 100. Yılı değil de 1000. yılı olsa ne yazar. Cumhuriyet, Cumhuriyet olmadıktan sonra yaşının ne önemi var… Unutmayalım ki, Suriye, İran, Irak, Libya, Kuzey Kore, Çin, Rusya, Küba, Venezuella da Cumhuriyet’tir…."

YAZICI: OLMAMASI GEREKEN BİR OLAY YAŞIYORUZ

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı da Yargıtay'ın kararını eleştiren bir açıklama yaptı.

"Öyle olaylar olur ki, analiz yapmak için, konuşsan da konuşmasan da sorun olur. Hiç ve asla olmaması gereken öylesi bir olay yaşıyoruz" diyen Yazıcı, "Yazık, çok yazık. Devleti oluşturan erkler, sorun çözümler. Asla sorun üretmez, üretemez. Birbirini çelmeleyemez" ifadelerini kullandı.

ÇELİK: DEVLET DÜZEN İSTER, DÜZEN DE HUKUK

AKP Artvin Milletvekili Faruk Çelik de "Maalesef Yargıda, Çatı ile Çatı katı arasında bir çekişme var. Çatının kararlarını beğenmeyebiliriz, karşı çıkar hatta kendi içimizde isyan da edebiliriz. Tıpkı geçmişteki 367 kararında olduğu gibi. Ancak, sorunları hukuk içinde çözme makamlarını çözümün değil de anlamsız kavgaların adresi yaparsanız, şu soruya muhatap olursunuz:Meşru çözümlerin adresi neresi olacak? Devlet düzen ister, düzen de hukuk" eleştirisinde bulundu.

BAKAN TUNÇ, ÖZGÜR ÖZEL'E YANIT VERDİ

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e verdiği yanıtta, "Gezi kalkışması sebebiyle Türk Ceza Kanununun 312. maddesi uyarınca, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan verilen kesinleşmiş mahkumiyet hükmü sonrasında, bu hükümle ilgili olarak verilen Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları üzerinden yapılan değerlendirmelerde “Meclise yönelik darbe yapıldığı” şeklinde açıklamalarda bulunmak son derece yanlış ve sorumsuzca bir harekettir" dedi.

Tunç, şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Mahkeme kararlarını bahane ederek sokak hareketleri çağrısında bulunmanın kimseye bir yararı yoktur. Hukuk devletinde sorunlar sokakta değil, yine hukuk içinde öngörülen mekanizmalarla çözülür."