Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu’nun arasındaki gerilim iddialarıyla ilgili neler biliniyor?

Seçim dönemine uzanan tartışmalar

Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu’nun arasındaki gerilim iddialarıyla ilgili neler biliniyor?

Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu’nun arasındaki gerilim iddialarıyla ilgili neler biliniyor?

Kaftancıoğlu ve İmamoğlu 2019'da İstanbul'daki seçim sürecinde

Geçtiğimiz günlerde farklı gazetelerde yayımlanan bazı köşe yazılarında, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında büyük bir gerilim yaşanmakta olduğu iddia edildi.

Bu yazılardan bazılarında, Kaftancıoğlu’nun İmamoğlu hakkında sert ifadeler kullandığı öne sürüldü.

İmamoğlu, konuyla ilgili yaptığı kısa açıklamada “Bahsi geçen kelimeleri bir kadın olarak söylememiştir diye düşünüyorum” dedi.

Kaftancıoğlu ise söz konusu yazılara tepki gösterdi ve sarf ettiği iddia edilen sözleri kullanmadığını söyledi.

Peki var olduğu öne sürülen bu gerilimle ilgili neler biliniyor?

Seçim dönemine uzanan tartışmalar

BBC Türkçe, konuyla ilgili olarak, iddiaları yakından takip eden İstanbul’daki bir grup CHP üyesiyle görüştü.

Bu kaynaklar, isimlerinin yayımlanmaması kaydıyla görüşlerini aktardı.

Bir CHP’li, aradaki gerilim görüntüsünün yeni olmadığına, daha 23 Haziran 2019'daki seçim sürecinde ortaya çıkmaya başladığını öne sürdü.

CHP’li kaynaklar, kampanya ve seçim sonucu başarısının İmamoğlu’nun kampanya ekibine mi yoksa aynı oranda CHP İstanbul İl Örgütü’ne mi ait olması gerektiği konusunda bir yaklaşım farkı ortaya çıktığını söylüyor.

Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, son dönemde kameralar karşısında daha az birlikte görünüyor.

‘Kahramanın Yolculuğu’ tartışması

Parti içinde yaygın olarak bilindiği belirtilen bu yaklaşım farkının, bir kitap tartışmasıyla ilk kez kamuoyuna yansıdığını anlaşılıyor.

İmamoğlu’nun seçim sürecindeki kampanya direktörü Necati Özkan’ın ‘Kahramanın Son Yolculuğu: Yeni Nesil Siyasetin Zaferi’ adlı kitabı, 23 Haziran seçimlerini takip eden süreçte yayımlandı.

Kitapta İmamoğlu’nun da bir önsözü vardı.

Kaftancıoğlu Twitter hesabından kitaba tepki göstererek, “Kahramanın hikayesini yazıyorum diyerek kahramandan daha çok kendilerini kahramanlaştırmaya çalışan profesyoneller bilsinler ki; yalan, yanlış ve eksik verilerle Genel Merkez iradesinin, CHP örgütlerinin ve İstanbul ittifakının emeğine hiç kimse saygısızlık edemeyecektir!” paylaşımını yaptı.

CHP Genel Merkezi’nden milletvekilleri Engin Altay ve Seyit Torun, paylaşımı Twitter’da retweet etti.

İmamoğlu bir açıklamasında, kitapla ilgili olumlu yorumlarda bulunmasının ardından eserin adındaki kahraman ifadesini doğru bulmadığını ifade etti.

Bir başka açıklamasında ise Kaftancıoğlu’nun bu konuda kamuoyu önünde olumsuz bir yorumda bulunmasını eleştirdi:

“Canan Hanım'ın kendi fikrini beyan etmesine bir şey demiyorum ancak bulunduğumuz pozisyon itibariyle parti içi yoruma vesile olacak ve partinin bu anlamda etkileneceği bir psikolojik ortamda bunu yorumlamasını doğru bulmuyorum.

"Çünkü ben partimi ya da partili kimlikleri etkileyecek bir konuşmayı ne basın önünde yaparım, ne de tweet atarım.”

Kitap, günümüzde de İBB’ye ait İstanbul Kitapçısı şubelerinde, raflarda ön plana çıkartılmış şekilde sergileniyor.

Kadrolar ve parti yönetiminde etkin olmakla ilgili iddialar

CHP’nin İstanbul’daki örgütlerinde farklı gruplar bulunuyor.

Birçok partili, bunu parti içi demokrasinin de olağan bir yansıması olarak değerlendiriyor.

İstanbul’daki parti örgütlerinde; Oğuz Kaan Salıcı, Erdoğan Toprak, Battal İlgezdi-Ali Kılıç gibi isimlerle özdeşleşen gruplar olduğu aktarılıyor.

Kaftancıoğlu’nun, kamuoyunda 10 Aralık grubu olarak da anılan, Oğuz Kaan Salıcı’nın etkili olduğu grupla hareket ettiği biliniyor.

Başka bazı grupların da Kaftancıoğlu ile ittifak içinde yer aldığı ayrıca Kılıçdaroğlu ile Kaftancıoğlu arasında güçlü bir ilişkinin olduğu da bildiriliyor.

CHP’li kaynaklar, bu gruplardan herhangi birinden olmayan Ekrem İmamoğlu’nun ise İstanbul’da parti örgütlerinde ve belediyelerde etkisini artırmaya çalıştığını belirtiyor.

Kaynaklar; CHP İstanbul İl Örgütü ve İBB arasındaki ilişki dengesinde, İmamoğlu ve çevresinin daha fazla hareket alanı istediğini, il yönetiminin ileride de buna göre şekillenmesini hedeflediklerini söylüyor.

Konuştuğumuz bir CHP’li, bu duruma paralel olarak İBB ve iştiraklerindeki yeni yönetim kadrolarında kime daha yakın isimlerin olacağı konusunun da önemli bir tartışma konusu olduğunu öne sürüyor.

Bütün bu iddiaların da iki siyasi figür arasındaki gerilim görüntüsünü pekiştirdiği anlaşılıyor.

Kaftancıoğlu, Altılı Masa'nın adayının Kılıçdaroğlu olması gerektiğini savunuyor.

Adaylık tartışması ilişkileri etkiledi mi?

Son dönemde kamuoyuna yansıyan iddialardan bir diğeri ise Kaftancıoğlu ve İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki farklı yaklaşımının ortadaki sorunlu ilişki manzarasını beslediği yönünde.

Adaylık tartışmasının başından bu yana İmamoğlu’nun adı, kamuoyunda Altılı Masa’nın potansiyel aday isimleri arasında anılıyor.

Her ne kadar sonbaharda İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekler bir görüntü verse de son haftalarda özellikle Altılı Masa içinde yaşanan ve artık partililerin basın önünde de açıktan ifade ettiği bazı fikir ayrılıklarının ardından adı, yeniden potansiyel adaylar arasında anılmaya başladı.

Kaftancıoğlu’nun ise Cumhurbaşkanı adayının kesinlikle Kılıçdaroğlu olması gerektiği yönündeki tavrı biliniyor.

BBC Türkçe’nin görüştüğü bir CHP’li kaynak, bunun iki siyasetçi arasında önemli bir ayrılık noktası olduğunu ve bu durumun hükümete yakın medya tarafından da özellikle kullanıldığını söylerken bir başka kaynak ise bu tür yaklaşım farklıklarının önemsiz olduğunu, meselenin İstanbul'daki iki iddialı siyasetçi arasındaki gerilimlerle ilgili olduğunu savunuyor.

Son tartışmalar nasıl ortaya çıktı ve ilerledi?

Son tartışmalar ise önemli bir bölümü hükümet yanlısı olarak değerlendirilen bazı köşe yazarlarının konuyla ilgili kaleme aldıkları yazılarıyla başladı.

Farklı gazetelerdeki bu köşe yazılarında, Kaftancıoğlu ile İmamoğlu arasındaki gerilimin son dönemde arttığına dair iddialar, bazı söylentilerle birlikte ortaya atıldı.

Bir yazıda, Kaftancıoğlu’nun İmamoğlu için daha önce “aptal” ve “müteahhit kafalı” ifadelerini kullandığı ve son olarak da “Şizofren gibi davranıyor” dediği; bir başka yazıda ise İmamoğlu’nun alternatif bir il teşkilatı kurduğu iddia edildi.

Bu konunun gündemde kalmaya devam etmesi üzerine İmamoğlu kısa bir açıklama yaptı ve “Canan Kaftancıoğlu, nezaketli bir hanımefendidir. Yani bu bahsi geçen kelimeleri bir kadın olarak söylememiştir, diye düşünüyorum. Söyleyeceğim bu kadar” dedi.

CHP'nin İBB Meclisi Grup Başkanvekili Doğan Subaşı, İBB'nin 2023 yılı bütçesi görüşmelerinde yaptığı konuşmada bu iddialara değindi.

Subaşı AKP’li meclis üyelerine hitaben şunları söyledi:

“Zaman zaman, ‘Arası limoni başkanınızla’ falan dediniz. Ne İl Başkanımız kötü kelime kullanan bir insandır ne de Ekrem başkanımız kötü cümleleri kendisine söyletecek bir insandır.

"Biz öyle laflar söylemeyiz, kendimize söyletmeyiz. Siz hayal kuruyorsunuz.

"İkide bir yok ‘Altılı masada bu var’, yok ‘İl başkanıyla bu var’, yok ‘İlçe başkanıyla bu var’… Siz karşınızda birbiriyle kavga eden, didişen bir topluluk var sanıyorsunuz, herhalde öyle düşünüyorsunuz, bakın biz öyle değiliz.”

Twitter paylaşımını geçin
Video altyazısı:Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.

Twitter paylaşımının sonu

Son olarak Kaftancıoğlu ise 1 Aralık Perşembe gecesi Twitter’dan yaptığı paylaşımlarla İmamoğlu’na hakaret ettiği iddialarını yalanladı.

Kaftancıoğlu şu ifadeleri kullandı:

“Acı ve yakıcı gündemle boğuşanlardan özür dileyerek: Vatandaşın acı ve yakıcı gündemi dururken bugüne kadar bataklık medyasının iftira ve yalanlarına bir kez bile yanıt vermedim. Vatandaşın gündemini perdelememe adına bundan sonra da vermeyeceğim.

“En güzel yanıt sandıkta verilinceye kadar kendileri söylemeye, kendileri oynamaya devam etsinler. Keyifli ve daha inandırıcı senaryolar diliyorum kendilerine. TV’lerde söylenen doğruysa eğer (yetkililere ulaşamıyorum) Gaziantep Şizofreni Hastaları Derneği'nin açıklaması nedeniyle:

“Söylediğim iddia edilen, hatta iftirası atılan 'şizofreni' ifadesinin tıbbi bir tanı olup hakaret olarak kullanılamayacağını en iyi biz hekimler biliriz. İfadeyi hakaret amaçlı kullanmak, bu tanıyı almış hastalarımıza en büyük hakaret olur çünkü. Dolayısıyla yalan.

“Yazmaya başlamışken iddia edilen diğer ifadeler ise ırkçı ve ayrımcı ifadeler olup, yaşamı boyunca nefret söyleminin karşısında durmuş biri olarak nefret ve ayrıştırıcı söylem kullanmadım, bundan sonra da kullanmam.”

Kaftancıoğlu Tweet serisini şu ifadelerle sonlandırdı: “Yaşamı boyunca sorumluluklarını daima ön planda tutmuş biri olarak, aynı sorumlulukla Ekrem Başkanımız dahil bütün yol arkadaşlarımızla 16 milyon için hep birlikte çalışacak ve Genel Başkanımızın önderliğinde 85 milyona nefes aldıracağız.”

İki siyasi figürün, CHP’nin 3 Aralık’ta İstanbul Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirileceği ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ başlıklı toplantısında bir araya gelmesi bekleniyor.

BBC TÜRKÇE