Şehit eşi olmaktan gurur duyuyorum!

Şehit aslında ölmemekte, Allah’ın huzurunda bir şahit olarak diri bulunmaktadır.”

Şehit eşi olmaktan gurur duyuyorum!

Şehit eşi Feyza Özyoldaş: “Herkese nasip olmaz şehitlik. Rabbim seçiyor. Elimden geldiği kadar dik durmaya çalışıyorum. İnşallah eşim cennete girerken bizi de yanına alacak. Ben ona güveniyorum”

“Şehitlik en güzel gidişle Allah’a gitmenin adıdır. Şehit; Rabbinin kendisi için hazırladığı nimetlere şahit olacaktır. Şehit; iman eden, sabreden ve iyiliğin mücadelesini verenlerin asla mağlup olmayacaklarını, müthiş nimet ve mertebelere nail olacaklarını, bizzat yaşayarak gören, şahit olandır. Bu yüzden ona şehit ismi verilmiştir. Şehit aslında ölmemekte, Allah’ın huzurunda bir şahit olarak diri bulunmaktadır.”

 



Asteğmen Mustafa Özyoldaş, 25 Temmuz 1990 tarihinde Van’da şehit oldu. Mustafa Özyoldaş şehit olduğunda 4,5 ve 1,5 yaşında iki çocuk babasıydı. 29 yıl önce arkasında gözü yaşlı bir eş ve iki çocuğunu bırakarak şehadete yürüyen Asteğmen Mustafa Özyoldaş’ın aziz hatırasını yâd ediyoruz. 

Asteğmen Mustafa Özyoldaş, 25 Temmuz 1990 tarihinde Van’da şehit oldu. Mustafa Özyoldaş şehit olduğunda 4,5 ve 1,5 yaşında iki çocuk babasıydı. 29 yıl önce arkasında gözü yaşlı bir eş ve iki çocuğunu bırakarak şehadete yürüyen Asteğmen Mustafa Özyoldaş’ın aziz hatırasını yâd ediyoruz. 

‘ARKADAŞLARINI ARAMIŞ HEPSİYLE HELALLEŞMİŞ’

Feyza Özyoldaş, eşiyle şehit olmadan önce görüştükleri son anını ise şöyle anlatıyor:

“Arkadaşlarını aramış hepsiyle helalleşmiş, demiş ki; ‘Buralar çok kötü, hakkınızı helal edin. Ailem duymasın. En son görüşmemiz şehit olmadan belki iki üç gün belki bir hafta önceydi. Bir akşamdı çocukları çağırdı telefona, oğlana sordu, “Ne getireyim oğlum sana” dedi, “helikopter getir baba’ dedi. Benim oğlanın babasıyla ilgili en son hatırladığı o. Kendisini helikopterde şehit oldu. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.”

Eşinin evliyken Açıköğretim İktisat okuduğunu ve mezun olduğunu ifade eden Feyza Özyoldaş, “İkinci çocuğumuz oldu. ‘Bir sene daha durayım, Melike küçük biraz daha büyüsün, ondan sonra askere gideyim’ derdi. O zaman askerlik süresi 16 aydı. İşte 1990 yılında askere gitti. Vatan borcunu ödediği 8’inci ayında şehit oldu” diye konuştu. 

Eşinin hep dağlarda görev yaptığını fotoğraflardan anladığını dile getiren Feyza Özyoldaş, “Gerçekten kötü, hep dağlardaydı ki. O dağlarda arkadaşlarıyla çekilmiş fotoğrafları var. Gitti mi bir ay iki ay gelmezdi. Beni götürmedi, hep oyaladı. Kendisi orduevinde kalıyordu. Meğer kötüymüş oraları, çocuklar küçük diye buradaydım” dedi.

‘DİMDİK GİDEN BABAM, HABERİ ALINCA BİR ANDA YIKILDI’

Feyza Özyoldaş, eşinin şehadet haberini aldıkları ilk o anlarla ilgili yaşadıklarını ise şu ifadelerle aktardı:

“Gündüz Melikeyi uyuttum, yatağın üstüne bıraktım kızımı. Daha kapıdan çıkmadan, ‘anne’ diye bağırdı kızım bana. ‘Ne oldu kızım?’ dedim. Ellerini açtı ‘Babam yok, baba gitti’ dedi. Zaten o günde benim içimde bir sıkıntı bir sıkıntı. Yani insana malum olur, bilemiyorsun gerçekten. Saat 21.30 gibi annemin evi bahçeli, Aydınlıkevlerde, yakın oturuyoruz. Babam dışarıda divanımız var yatıyordu. Biz de içerideyiz. Dışarıda biranda ışıklar yanıyor, sönüyor. Mahalleyi arabalar sarmış. O esnada benim oğlum küçük, girmiş kalabalığın içine. Soruyormuş, rahmetliyi, anlatıyorlar. Oradan birisi demiş ki; ‘Baban vurulmuş, bacağından vurulmuş’. Koştu geldi, ‘Anne, babam bacağından vurulmuş’ dedi. Ben bir anda fırladım dışarı. Babamın iki kolunun birini asker birini polis tutmuş, gidiyorlar. Bağırıyorum ‘Baba ne oldu?’, ‘Gir kızım, bir şey yok dedi. Tabi babam anlamış askerleri görünce… ‘Şehit mi?’ demiş. Dimdik giden babam, bir anda yıkıldı.” 

“Eşim Van’daydı ama şehit olduğu yer Van’ın Gevaş İlçesi’nin Töreli Köyü. Hem çatışma hem helikopter düştü. Helikopterden aşağıya ateş ederken hem vurulmuş hem helikopter düştü. Yanında 5 eri varmış. Onlar yaralanmış, bizimki rahmetli oldu.”

‘İKİ ÇOCUKLA HAYAT MÜCADELESİ BAŞLAR’

Eşinin şehadete ermesinden sonra hayat mücadelesinin başladığına değinen Feyza Özyoldaş, şöyle konuştu:

  “Hayat mücadelesi başlıyor. Çocukların var mı yok mu, onlar için mecburen yaşanıyor. Oğlum 4,5 yaşında, kızım da 1,5 yaşındaydı babası şehit olduğunda. Oğlum biraz hatırlıyor babasını. Çünkü babası, oğlunu çarşıya pazara götürür getirirdi yani düşkündü. Cuma namazına görürdü. O biraz hatırlıyor. Kızım Melike hiç hatırlamıyor. Babası bir Kurban Bayramı izine geldi zaten. Onunla gitti bir daha görmedi. Oğlum içine kapanıktı. Kızım da babasını istiyor çünkü. Zor atlattık o günleri, kolay değil. Atlattık ama zor oldu. Ne yaparsam yapayım 34 yaşında oğlumda olsa, 30 yaşında kızımda olsa, gene boyunlarını doğrultamıyorum” diye o atlattıkları o zor günleri bir kez daha tekrar yaşıyor adeta.”

‘GURUR DUYUYORUM’

Eşinin şehadetiyle gurur duyduğunu vurgulayan Feyza Özyoldaş, duygularını paylaştı:

“Eşimle gurur duyuyorum. Yani herkese nasip olmaz şehitlik. Çok şükür. Devletimizde sağolsun. Ortada da değiliz. Her şekilde maddi ve manevi gurur duyuyorum. Elimden geldiği kadar ‘dik’ durmaya çalışıyorum, çalıştım da, uğraştım da. Her an için dik durmaya çalıştım, çocuklarımı da öyle yetiştirmeye çalıştım. İnşallah eşim cennete girerken bizi de yanına alacak. Ben ona güveniyorum. Tabi Rabbime bağlı her şey. Şehitlik en güzel şey. Rabbim katındaki en yüksek mertebe, en güzeli. Başka var mı?. Onun için gayet rahatım. İçim rahat yani. Evet herkese şehitlik mertebesi nasip olmuyor. Rabbim seçiyor. Bir de öyle diyorum. Askerlerin hepsi o kadar yakışıklı o kadar güzel mi olur. Benim gözümde hepsi öyle, o kadar yakışıklılar, hepsi güzeller. Rabbim öbür dünyada şefaatlerini esirgemesinler hepimizden. Şehit ailelerine başsağlığı diliyorum, Allah hepsine bol sabırlar versin.”

‘ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKIYOR. ANAYI, BABAYI, EŞİNİ, EVLADINI…’ “Ben 25 yaşında eşimi kaybettim, kaç sene oldu. Şu anda kendimi anne olarak görüyorum” diyen şehit eşi Feyza Özyoldaş, ateşin düştüğü yeri yaktığını söyledi. 

Şehit eşi Feyza Özyoldaş, “Ateş düştüğü yeri yakar, kimseyi değil. Anayı, babayı, eşini, evladını… Dışarıdaki iki gün üzülür, üç gün üzülür. Haberleri ben hiç izlemiyorum. Şu sıralar hiç izlemiyorum. Dayanamıyorum ki, gerçekten dayanamıyorum. Onun için biz biliriz onların acısını” diyerek sözlerine ekledi. 


Konya Yeni Gün