Acil gündem: Genel (siyasî) af

Siyasî affın kapsamı, aynı zamanda demokrasi iddiası ve toplumsal barış

Acil gündem: Genel (siyasî) af

Acil gündem: Genel (siyasî) af

Siyasî affın kapsamı, aynı zamanda demokrasi iddiası ve toplumsal barış isteğinin de ölçütüdür

Cumhuriyet'in yüz yaşının kutlanacağı 29 Ekim'e şunun şurasında üç buçuk ay kaldı. Bütün ülkelerde, hatta diktatoryal rejimlerde bile böylesine önemli yıldönümlerinde genel af çıkarılması âdettendir. Böylelikle iktidarlar yüce gönüllülüklerini gösterip halkın desteğini almayı, ülkede barış havası estirmeyi umarlar. Öte yandan, bırakın hukuk devleti olmayı kanun devleti bile olamayan, yargının yerini muktedirlerin keyfî kararlarının aldığı, düşünce ve ifade özgürlüğünün yok edildiği, muhaliflerin, farklı kimlik ve inançtan olanların peşinen suçlu sayıldığı antidemokratik ülkelerde, hapishaneler "suçsuz suçlular"la dolup sistem tıkandığında, siyasî af iktidarlar için de bir kurtuluş yolu olabilir.

Kimlere, nasıl bir af?

Tekadam iktidarı Cumhuriyet'in yüzüncü yılı münasebetiyle af çıkarmaya hazırlanıyor. Avrupa'da, tutuklu ve hükümlü sayısında Rusya'dan sonra ikinci sırada, nüfusa göre bakıldığında ise birinci sırada olan Türkiye'de bugün 296 bin kapasiteli 407 ceza infaz kurumunda 360 binden fazla insan var. Zaman zaman, infaz yasası değişiklikleriyle getirilen "örtülü af"ların bir amacı da bu doluluğa çare bulmak. Hazırlanmakta olan 100. yıl affı, hem bu konuyu çözmek hem de ülkede barış ve uzlaşma havası estirmek için iyi bir fırsat.

Cumhur İttifakı'nın af önerisinin kapsamını, ayrıntılarını bilmiyoruz. Tartışmaya açılacağını, muhalefetin ve sivil toplumun görüşlerinin alınacağını da sanmıyorum. Ancak bu affın daha önceki infaz yasası değişiklikleri, vb.'de olduğu gibi, Tekadam'ın iradesiyle açılmış, o iradenin direktifleriyle süren siyasî davaları, keyfî şekilde terörle mücadele torbasına doldurulmuş düşünce ve ifade özgürlüğü mahkûmlarını, iktidar muhaliflerini içermeyeceğini şimdiden söylemek mümkün.

Örgütlü suçtan, cinayetten yatan Çakıcı için çıkarılan özel af niteliğindeki infaz düzenlemesini, Covid dönemindeki infaz düzenlemesiyle (siz af olarak anlayın) serbest bırakılan çocuk istismarcılarını, kadın katillerini, mafyatik suç hükümlülerini, suikastçileri, uyuşturucu kaçakçılarını vb. düşününce, Cumhurcuların getireceği aftan yararlanacakların kimler olacağını tahmin etmek güç değil. (bkz: Berrin Sönmez'in 10 Temmuz tarihli Örtülü Af Yasası yazısı.)

Kafasının içinde birkaç tilki birden dolaşan Erdoğan'ın, "Bizi artık Avrupa Birliği'ne alın" falan derken, sınırları dar kısmî bir siyasî afla demokratik lider postuna bürünüp Batı'ya şov yapması, yani çakma af ilan etmesi ihtimalini de gözden ırak tutmuyorum.

Siyasî af toplumsal barışa ve helalleşmeye yardımcı olur

İyi düşünülmüş, hukukî temeli sağlam, eşitlik ilkesine uygun, keyfî kıstaslar ve istisnalarla zedelenmemiş bir genel siyasî af, içine itildiğimiz cepheleşme, düşmanlaşma iklimini yumuşatan bir çeşit helalleşme adımı olabilir. Özellikle, bugünün haininin yarının kahramanı olabileceği, ya da bir tarafın haininin öteki tarafın kahramanı olduğu cepheleşmiş toplumlarda, affedenle affedilen çabuk yer değiştirebilir.

Kısmî veya genel siyasî af iktidarlar için cesaret işidir. Radikal kanatlardan gelen tepkiler, itirazlar olur ama bir süre sonra her kesimden mâkul çoğunluğun desteğini kazanır. Siyasî affın kapsamı, aynı zamanda demokrasi iddiası ve toplumsal barış isteğinin de ölçütüdür.

Yargı bağımsızlığının olmadığı, hukuk cinayetlerinin yaşandığı, insanların Anayasa'ya, yasalara göre suç teşkil etmeyen düşünce ve eylemleri yüzünden mahkûm edildiği, gizli tanıklarla, sahte delillerle ya da delilsiz ispatsız tutuklanıp en ağır cezalara çarptırıldığı bir ortamda, siyasî af aslında devletin ihsanı değil yurttaştan af dilemesidir.

Af kampanyası: Hemen, şimdi!

Cumhuriyet'in 100. yılında kısıtlı ve göstermelik bir af değil, topluma huzur getirecek, vicdanlarımızı hafifletecek, yargının açtığı yaraları saracak bir af yasasının çıkmasını istiyor, bekliyorsak, hak ve adaletten yana muhalefet güçlerinin bir an bile yitirmeden genel siyasî af talebini yükseltmeleri gerekiyor. Bir yandan, böyle bir affın hukuksal-teknik temelleri uzman hukukçular tarafından hazırlanırken öte yandan sivil toplum eldeki her imkân ve araçla, mümkün her eylem biçimiyle kamuoyu desteğini sağlamak için seferber olmalıdır. Başta Barolar Birliği, baroların bu konuda söyleyecek sözleri vardır kuşkusuz. O söz güçlü ve birlikli şekilde söylendiğinde dalga dalga bütün topluma yayılır.

Şu günlerde kendi dertlerine düşmüş muhalefet partileri genel (siyasî) af talebini yükselterek, iktidarı bu konuda zorlayarak yeni bir umut yaratabilirler. Partilerin, içerde haksız hukuksuz tutulan insanlarımızı tek tek ziyaret etmeleri, ilgi göstermeleri kuşkusuz önemli ve değerli ama sonuç almak için hiç de yeterli değil. Bir kişiyi çıkarırsınız yüz kişi içerde kalmaya devam eder.

Af konusu açıldığında Osman Kavala, Gezi tutukluları, Demirtaş, Mızraklı, Figen Yüksekdağ, Kandıra'daki kadın siyasetçiler ilk aklımıza gelenler oluyor ama onlarla aynı durumda binlerce siyasî tutuklu var. 28 Şubat hükümlüsü 80 yaşını geçmiş insanlar var. Gazeteciler, yazarlar, medya mensupları var. Cumhurbaşkanı'na hakaretten tutuklu çocuklar var. Belki korktuğumuzdan belki yeterince ama'sız olamadığımızdan, belki "öteki mahalle"den olduklarından hatırlamak, hatırlatmak istemediğimiz, ne darbe girişimine ne teröre bulaşmış, sadece inanmış, ya da bylock kullanmış veya parasını Bank Asya'ya yatırmış Cemaat'le bağlantı kurulan tutuklular, hükümlüler var.

Siyasî davalardan hükümlü ya da tutuklu olanları dışarda bırakan bir af ne toplumsal huzura ne normalleşmeye yarar. Gerçek bir siyasî af, ancak ve ancak Türkiye demokrasi güçlerinin hiç vakit geçirmeden işe koyulmalarıyla, muhalefet partilerinin zorlamasıyla, sivil toplumun örgütleyeceği kampanyalarla mümkün.

Hiç gecikmeden işe koyulmayı, konuşup danışıp, buluşup birleşip kampanyayı başlatmayı öneriyorum.

https://t24.com.tr/yazarlar/oya-baydar/acil-gundem-genel-siyasi-af,40778

OYA BAYDAR / T24