Bir şehit çocuğunun duyguları

Annem beni yarın babama götüreceğini söylemişti.

Bir şehit çocuğunun duyguları

Bir şehit çocuğunun duyguları

Fırsat buldukça şehitlerimizin yattığı mezarlıkları ziyarete giderim.

Oralarda yatanlar, şehit düştüklerinde gözyaşlarına boğulduğumuz, hatta kollarımızda şehit olan silah arkadaşlarımızdır, kahraman Mehmetçiklerimizdir.

***

Şehitlerini ziyarete gelen analarla, babalarla, eş ve çocuklarıyla konuşur, dertlerine ortak olmaya çalışırım.

Bazen de onları uzaktan izler, şehitleriyle konuşmalarına tanıklık yapar, yüreğim sızlar, kahrolurum.

***

Şehitlik ziyaretlerimdeki izlenimlerimi, şehit aileleriyle, şehit çocuklarıyla aramızda geçen bazı konuşmaları kaleme almak istedim. Ziyaretlerim esnasında olduğu gibi kaleme alırken de duygulanıp gözlerimin yaşardığını itiraf etmek istiyorum.

***

Bir şehit evladının, babasının mezarını ziyareti öncesinde ve ziyareti sırasında yaşamış olduğu duyguları onun ağızından dinleyelim;

“Annem beni yarın babama götüreceğini söylemişti.

Heyecanlı mı heyecanlıydım.

İçim içime sığmıyordu.

Çünkü ertesi gün, yani bayram sabahı babama gidecektim.

Babama kendisini özlediğimi söyleyecektim.”

***

“Fotoğrafı başucumdadır.

Her gün yatmadan ona bakar,

Fotoğrafını okşadıkça okşar,

Gözlerimden damlar yaşlar,

İç çekerek ağlarım.”

***

Bir damla gözyaşı bile ne çok şey anlatır değil mi?

Bazen öfke, bazen özlem.

Bazen sesleniş, bazen de çaresizlik.

***

“Sekiz yaşıma geçen ay girmiştim.

Bayram sabahında erkenden kalktık.

Babamı çok özlemiştim.

Annemden saçlarıma örgü yapmasını istedim.

Çünkü babam saçlarımı örgülü severdi.”

***

“En güzel elbiselerimi de giymeliyim,

Ne de olsa babama güzel görünmeliyim,

Hiç bayrağımı almayı da ihmal eder miyim?

Babam, bayrağımız ve vatanımız uğruna şehit olmadı mı?”

***

“Otobüse bindik.

Heyecandan tir tir titriyor,

Annemin her zamanki gibi gözlerinden yaşlar dinmiyor,

Hüzünlü hüzünlü dışarı bakıyor,

Dudakları titriyor, göz göze gelmek istemiyordu.”

***

“Durak babama yakın bir yerde.

Durağın yerini de ezberlemiştim zaten.

Kendimi tutamadım;

‘Anne babama geldik.’ diye haykırdım durağa geldiğimizde.”

***

“Otobüs durağa yanaştı.

Annem elimden sımsıkı tuttu.

Heyecanımı o da hissediyordu.

Otobüsten indik.

Hızlı adımlarla babama yaklaştık.

Yani babamın mezarına.

Annemin elini bırakarak koştum, yanaştım mezar taşına.”

***

“Evet babam oradaydı.

Uzanmış yatıyordu boydan boya.

Sarıldım mezarına, doya doya.

Yorganı toprak, mezarının başında vardı al bayrak.

Hasretliğimi gidermeye çalıştım, ona yani mezar taşına sarılarak.”

***

”Babacığım ben geldim, yani kızın.

Seni çok seven, seni özleyen kızın.

‘Kokladıkça doyamıyorum.’ dediğin o kızın.

Rüyalarımda hep sarıldığın, okşadığın,

kokladığın kızın.

‘Gidiyorum bekle, yine geleceğim.” deyip de gelmediğin, fakat seni hep bekleyen kızın.”

***

“Evet babamı çok ama çok özlemiştim.

Mezar taşındaki fotoğrafını okşadıkça okşadım.

Bayramını kutladım.

Sarıldım mezar taşına, kapandım toprağına.

Yasemin kokan mezarına.

Götürdüğümüz suyla mezarındaki yıldız çiçekli yaseminleri suladım.

Ayrılmak istemiyordum yanından, yanı başından.

Bir avuç toprak aldım mis kokulu yorganından.

Koydum cebime,

Annem bana baktı; ‘Ne yapıyorsun.’ dercesine.”

***

“Babamı eve götürüyorum anne.

Kahraman babamı evimize,

‘Ayırmayım hiç ama hiç yatağımın baş ucumdan’ dercesine.”

***

Annemin göz pınarları kurudu ağlamaktan.

Hiç mutlu değildi, onsuz yaşamaktan.

Ama her defasında diyor;

‘Sağ olsun, var olsun vatan.’

Artık söyleyeceğim baba ‘Ben şehit çocuğuyum.’

Gururlu mu gururluyum.”

***

“Dönerken bir amca geldi yanımıza;

‘Ben babanın arkadaşıyım.’ dedi kulağıma.

İrkildim sordum o amcaya;

‘Babamı biraz bana anlatsana.’ “

***

“Amcanın gözleri doldu, dudakları titrerken dedi;

‘Kızım ben de baban gibi subayım ama,

Seninle dertleşmek istedim.’ aslında.

Başladı kendi hayatından birkaç şey anlatmaya.

Okşadı başımı babam gibi, dakikalarca orada.”

***

“Kaçınız okşadı bir şehit çocuğunun başını.

Sordu mu hiç yemeğini aşını.

Unutmayınız ki mahzundur hep onlar.

Bizleri bazı günlerde de olsa neden hatırlamazlar.”

***

Evet, vatanı seven herkeste bu şehit evladının babasındaki gibi olur, mangal gibi bir yürek,

Gerekirse şehit olmak gerek.

Şehit olmak için de vatanı, bayrağı özde sevmek gerek.

Şehit olmak demek;

“Bayrağımıza renk veren kan demek.”

Ömer ERBIYIK / YENİ ÇAĞ