Atlantik-Avrasya hattındaki yeni sorun

ABD’NİN NATO’YU PASİFİK’E GENİŞLETME ÇABASI

Atlantik-Avrasya hattındaki yeni sorun

Atlantik-Avrasya hattındaki yeni sorun

Mehmet Ali Güller yazdı...

NATO 5 Nisan günü Brüksel’de 75. yaşını kutladı. Kutlama programına katılan dışişleri bakanları, dört ay sonra yapılacak zirvede alınacak kararların ilk taslakları üzerinde görüş alışverişi yaptı.

ABD/NATO’nun önünde iki temel konu var: 1) NATO AsyaPasifik’e nasıl genişletilecek? 2) Ukrayna’daki “uzun savaş” nasıl sürdürülebilecek?

Bir de NATO’nun önünde yeni genel sekreterin belirlenmesi sorunu var. 16 Mart’ta yazmıştım: “ABD, İngiltere ve Almanya’nın adayı Hollanda Başbakanı Mark Rutte. Ancak Romanya Devlet Başkanı Klaus Iohannis de adaylığını açıkladı. Genel sekreter oybirliğiyle seçileceğinden ve Romanya kendine oy vereceğinden, bir uzlaşma olmadığı takdirde bir tıkanma yaşanacağı görülüyor. Bu, 2014’ten beri genel sekreter olan Jens Stoltenberg’in belki de beşinci uzatma almasına neden olacak.”

Yeni bir seçenek daha belirmiş görünüyor: Estonya Başbakanı Kaja Kallas’ın ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın desteğiyle NATO’nun yeni genel sekreteri olabileceği değerlendiriliyor.

ABD’NİN NATO’YU PASİFİK’E GENİŞLETME ÇABASI

NATO’nun Asya-Pasifik’e nasıl genişletilebileceği konusu, ABD açısından en önemli konu. Çünkü ABD gelecekte hesaplaşacağı asıl rakibinin Çin olduğu gerçeğine göre hazırlık yapıyor. Bu amaçla AUKUS, QUAD gibi ittifaklar kurdu, Japonya ve Güney Kore’yi bir savunma ortaklığı içinde askerileştirmeye başladı.

Ancak NATO’nun kuruluş tüzüğü, ABD’nin elini sıkıştırıyor. Çünkü NATO bir “Kuzey Atlantik” örgütü. Washington bunu dolaylı aşmak için iki hamle yaptı:

1) Japonya ve Güney Kore’yi NATO ortağı yapıp bu ilişkileri koordine edebilmek için de Tokyo’ya “NATO irtibat ofisi” açmaya çalıştı. Fransa’nın itirazı nedeniyle ofis şimdilik kurulamadı.

2) ABD’nin 50. eyaleti Hawaii, Pasifik’te bulunduğu için ve NATO da tüzüğü gereği Kuzey Atlantik örgütü olduğu için, 5. maddenin kapsamı dışındaydı. ABD’nin Hawaii Adaları’nı sorumluluk alanına katabileceği öne sürüldü.

UKRAYNA’DA NATO ORTAK MİSYONU

Fakat ABD açısından daha sıcak ve yakın konu ise ikincisi; Ukrayna’da “uzun savaş” stratejisini sürdürebilmek.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, “Ukrayna’nın eninde sonunda NATO üyesi olacağını, bunun için net bir yol haritasının şimdiden belirlenmesi gerektiğini” söyledi. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de “Ukrayna’yı uzun yıllar boyunca desteklememiz gerekiyor” dedi.

Ancak Trump’ın ayak seslerinin de duyulmaya başladığı Washington’da Ukrayna konusunda Biden politikalarına itirazlar yükseliyor. Bu durumda Ukrayna nasıl desteklenecek?

ABD’nin buna bulduğu “yol” şu: Ukrayna’da NATO ortak misyon kurmak! Bunu “Savaşa gireceğimiz anlamına gelmiyor, NATO’nun koordinasyon, eğitim, planlama imkânlarını Ukrayna’yı desteklemekte kullanmak anlamına geliyor” diye sunuyorlar. ABD’nin bu tarz hamlelerinin bir bütünlük içinde olduğunu da belirtelim. Zira daha önce de NATO ile Ukrayna’nın Polonya’da “Taktik-Analiz Merkezi” kurması ele alınmıştı.

CHP’NİN ÖNÜNDEKİ SORUN

Meselenin bizi ilgilendiren kısmı öncelikle şu: “Savaşa girmeyeceğiz” denilerek kurulsa bile, Ukrayna topraklarında “NATO ortak misyonu” kurmak, Moskova açısından NATO’nun savaşa iyice dahil olması anlamına gelir. Diğer yandan Ukrayna cephesindeki eksik mühimmat için ABD’nin Türkiye ile “ortak üretim” yoluna girmesi, Türkiye’yi bu savaşa iyice bulaştırmış olacaktır.

Yani Erdoğan’ın Beyaz Saray’daki 9 Mayıs programı, ülkemiz için risklerle doludur. Dolayısıyla Türkiye’nin yeni birinci partisinin, Atlantik’te ağırlık artırmaya çalışan ikinci partisi üzerinde bağımsızlıkçı, bölgeci ve Atlantik-Avrasya hattında dengeci bir basınç oluşturup oluşturmayacağı kritik önemdedir.

Mehmet Ali Güller / Cumhuriyet