Erdoğan 12 yıl aradan sonra Mısır'a gidiyor

Mısır ile ilişkiler neden bozulmuştu?

Erdoğan 12 yıl aradan sonra Mısır'a gidiyor

Erdoğan 12 yıl aradan sonra Mısır'a gidiyor

Erdoğan 12 yıl sonra ilk kez gideceği Mısır'da daha önce "darbeci" olarak nitelendirdiği Sisi ile bir araya gelecek. Yeni dönemin ilk ziyaretini kimin yapacağı tartışma konusuydu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 12 yıl sonra ilk kez bu hafta gideceği Mısır ziyaretinde, daha önce hakkında "darbeci," "anti demokrat" gibi ifadeler kullandığı Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir araya gelecek.

Ortadoğu'nun Gazze'deki savaş nedeniyle gerilim içinde olduğu bir dönemde gerçekleşecek olan ziyaret ikili ilişkilerdeki normalleşme süreci açısından önemli görülüyor. Görüşmelerde savunma sanayi ve ticaret hacminin artırılmasına yönelik adımların atılması bekleniyor.

14 Şubat'taki ziyaret iki ülke arasında cumhurbaşkanı düzeyinde 11 yıl aradan sonraki ilk ziyaret olması açısından önem taşıyor. Cumhurbaşkanı düzeyinde son olarak Abdullah Gül 7 Şubat 2013'te Kahire'ye gitmişti.

Erdoğan ise en son Başbakanlığı döneminde 17-18 Kasım 2012 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile görüşmek üzere Kahire'yi ziyaret etmişti.

Yeni dönemin ilk üst düzey ziyareti Erdoğan'dan

İki ülke ilişkilerinde uzun süren sıkıntılı dönemin ardından normalleşme ile gelen yeni dönemin ilk üst düzey ziyaretinin kim tarafından yapılacağı iki başkent arasında bir süredir gündem olan bir konuydu.

Ankara ile Kahire'nin diplomatik ilişki seviyesini yükseltmesi ve karşılıklı büyükelçi atamasının ardından Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin 27 Temmuz 2023'te Türkiye'ye geleceği yazıldı. Ancak Sisi'nin birkaç hafta boyunca ulusal ve yabancı basında yer verilen bu ziyareti gerçekleşmedi.

Uzun süren ilişkisizlik döneminin ardından ilk üst düzey ziyareti hangi liderin yapacağı konusunda tam uzlaşıya varılamadığına ilişkin de haberler yayınlanmıştı.

2005-2009 yılları arasında Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi olarak görev yapan Emekli Büyükelçi Şafak Göktürk ilk ziyareti Erdoğan'ın yapıyor olması ile ilgili "Bu bölgede işler biraz şöyle oluyor; 'Benim gelmemi istiyorlardı ama gitmedim, buyurun siz gelin dedim'. Yani bu konuyu da Mısır'da böyle anlatacaklardır" yorumu yapıyor.

Ziyaretten beklentiler neler?

Ziyaret çerçevesinde Mısır ile herhangi bir anlaşma ya da somut adıma dair kamuoyuna yansıyan bir bilgi henüz bulunmazken, Ankara normalleşme sürecinin üst düzey bir ziyaretle devam etmesini kendi içinde önemli buluyor.

Bir başka beklenti ise yaklaşan Ramazan ayında Gazze'de ateşkes sağlanması ve sonraki dönemde çatışmaların bitmesi ihtimalinin ardından gelen sürede Ankara'nın etkin bir rol üstlenebilmesi. Ankara'nın bu isteğini gerçekleştirebilmesi için ise Mısır hayati önemde.

Cumhurbaşkanlığından ziyareti ilişkin yapılan açıklamada da Kahire'deki görüşmelerde Türkiye-Mısır ilişkilerinin geliştirilmesi ve üst düzey ikili iş birliği mekanizmalarının canlandırılmasına yönelik adımlar üzerinde durulacağı belirtilerek, Gazze konusunda da görüş alışverişinde bulunulacağı kaydedildi.

Türk resmi kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türkiye'nin Afrika'daki en büyük ticaret ortağı olan Mısır ile ticaret hacminin bu ziyaret ile 15 milyar dolara çıkartılması ve Mısır'daki Türk yatırımlarının genişletilmesi hedefleniyor.

Büyükelçi Göktürk, ziyaretten somut bir sonuç beklemediğini, siyasi ilişkilerin bozulmasına rağmen ticaretin uzun yıllar hep devam ettiğini söyleyerek, görüşmeler yolunda giderse Mısır'ın Türkiye'nin bölgede kurmak istediği sahra hastanesine Refah Sınır Kapısı'nın Gazze tarafı için izin vermesinin muhtemel olabileceğini belirtiyor.

Middle East Eye'de Ocak sonunda çıkan haberde de Erdoğan'ın Refah Sınır Kapısı'nı ziyaret edebileceği yazılmıştı. Ancak İsrail'in harekâtını Refah'a kaydıracağı yönündeki son haberler Mısır'ı endişelendiriyor.

Hamas'ın İsrail'e yönelik 7 Ekim'deki saldırısının ardından başlayan savaş sonrasında Gazze'deki 2,3 milyonluk nüfusun yarıdan fazlası Refah'a sığınmış durumda. İnsani yardım kuruluşları İsrail'in Refah'ta ilerlemesinin bir milyondan fazla kişinin sıkışıp kaldığı bölgede kitlesel ölümlere yol açabileceği konusunda uyarıyor. Kuruluşlar insani yardımların çökme tehlikesi altında olduğunu belirtiyor.

Ankara'ya göre Mısır ile ilişkilerin normalleşmesinin en büyük olumlu etkisi Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, yaralıların ve vatandaşların tahliyesi konusunda gözlemleniyor.

Bu arada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Türkiye ile Mısır arasındaki normalleşme süreci kapsamında Mısır'ın Türkiye'den insansız hava aracı (İHA) almasının gündemde olduğunu söylemişti. Bu çerçevede savunma sanayi iş birliği ve İHA'lar konusu da masada olacak.

Erdoğan'ın görüşmelerinde Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları başlıklarının da masada olması bekleniyor.

Göktürk, Mısır'ın Doğu Akdeniz'e kıyısı olan diğer ülkelerle kurduğu iş birliği nedeniyle Türkiye'nin bir dönem yalnızlaştığını söyleyerek, Mısır'ın gerek bölgede gerekse Doğu Akdeniz'de kilit bir ülke olduğuna dikkat çekiyor. 

Mısır ile ilişkiler neden bozulmuştu?

Türkiye-Mısır ilişkileri 2010'dan itibaren çalkantılar içine giren Mısır'daki siyasi gelişmelerden ve bölgesel dengelerden doğrudan etkilendi.

2010 yılının sonlarına doğru Tunuslu seyyar satıcı Muhammed Buazizi'nin kendini yakması ile başlayan ve Mısır'ı da etkisi altına alan halk ayaklanmaları 30 yıl ülkeyi yöneten Hüsnü Mübarek'i koltuğundan ederken, yerine gelen o dönemde AKP tarafından da desteklenen Müslüman Kardeşler çizgisindeki Mursi oldu.

Mursi'nin Haziran 2012'de göreve gelmesinden 5 ay sonra Erdoğan Başbakan olarak Kahire'ye giderken, Ankara Mursi yönetiminin iktidarını güçlendirmesi için her türlü desteği verdi. Mursi'nin AKP 4'üncü Olağan Kongresi'ne katılmak üzere 30 Eylül 2012 tarihinde Ankara'ya yaptığı ziyaret Mısır'dan Türkiye'ye Cumhurbaşkanı düzeyindeki son ziyaret olmuştu.

Ancak Mursi'nin bazı antidemokratik uygulamaları çok geçmeden ülkeyi yeniden geniş çaplı halk ayaklanmalarına sürükledi. 3 Temmuz 2013'te ordu tarafından Mursi'nin yönetimine son verildi ve Sisi iktidarı devraldı.

O dönemde Mursi'nin devrilmesine Erdoğan ve Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu sert tepki gösterdi ve 2020'ye kadar Sisi'ye karşı olan olumsuz tavır devam etti.

Emekli Büyükelçi Göktürk, iki ülke ilişkilerinde yaşanan bu uzun ve kötü dönemin aslında kısa bir hikayesi olduğunu söyleyerek, "İlişkilerin bozulması AKP hükümetinin bir hatasıydı ve ideolojik tercihiydi. O dönemde bölgedeki değişimin kendi lehine bir siyasi dönüşüme ve kendisi için bir liderliğe yol açabileceği düşünüldü ama öyle olmadı" diyor.

Göktürk, Mursi'nin görevden alınmasının AKP için "varoluşsal kaygılar açısından anlamı olduğuna" işaret ederek, o dönemlerde Gezi Parkı protestolarının da Erdoğan'da kendisine karşı Mursi benzeri bir komplonun kurulmuş olduğu kanaati oluşturduğunu hatırlatıyor.

Erdoğan, 2015'teki seçim öncesinde yaptığı konuşmada "7 Haziran bizi kıymetli Menderes'in akıbeti, Mursi'nin akıbetiyle tehdit edenlerin bir kez daha hüsrana uğrayacağı seçim olacak" diye konuşmuştu.

2019 yerel seçimlerinin İstanbul'daki ikinci turu öncesi ise Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için sarf ettiği "Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz? Mesele bu kadar önemli" sözleri de hafızalara kazınmıştı.

İlişkilerdeki kötü dönemin iç siyasetteki yansıması açısından akıllarda kalan bir diğer husus ise Erdoğan'ın bir dönem çok sık kullandığı ama artık tercih etmediği Mısır'da darbe karşıtlarının simgesi olan Rabia işareti olmuştu.

Sisi ile adım adım gelişen ilişkiler

2020'ye gelindiğinde bölgesel dengelerin değişmesinin de etkisiyle Sisi'ye karşı duyulan husumet geri plana atıldı ve Ağustos 2020'de iki ülke arasında normalleşme süreci başladı.

Dışişleri Bakan Yardımcıları başkanlığında 5-6 Mayıs ve 7-8 Eylül 2021 tarihlerinde ilki Kahire'de, ikincisi Ankara'da olmak üzere iki turlu siyasi istişareler yapıldı.

Erdoğan ilişkilerin kötü olduğu sırada 13 Mart 2019'da katıldığı bir programda "Beni Sisi'yle çok barıştırmak isteyenler var. Asla kabul etmiyorum, etmem de. Onunla aynı masada oturmam" demişti.

Haziran 2019'da ise hapse konulan ve ardından mahkeme salonunda hayatını kaybeden Mursi'nin eceliyle ölmediğini savunarak süreci takip edeceklerini söyleyen Erdoğan, Mısır'ın uluslararası mahkemelerde yargılanması için gerekenin yapılacağını kaydetmişti.

Bu açıklamalardan bir süre sonra iki ülke arasında normalleşme döneminin ilk adımları atılırken, Erdoğan "aynı masada oturmam" dediği Sisi ile Kasım 2022'de Katar'daki Dünya Kupası'nda tokalaştı ve bir araya geldi.

Erdoğan bu görüşmeye ilişkin sorular üzerine "Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz. Vakti, zamanı geldiği anda oturur, değerlendirir, ona göre de bir yenilemeyi yapabilirsiniz. Şu anda Türkiye olarak sıkıntılı olduğumuz ülkelerle ilişkileri yeniden ele alabiliriz. Hele hele Haziran seçiminden sonra bir sil baştan yapabiliriz. Ve buna göre de yolumuza o şekilde devam edebiliriz" diyerek yeni dönemin işaretini verdi.

Büyükelçi Göktürk, Mısır ve bölgedeki diğer bazı ülkelerle olan normalleşme sürecinin ana nedenini AKP hükümetinin "İslamcılık hareketinin Ortadoğu'da hâkim bir güç ya da önde gelen bir güç olamayacağını görmesi ve kendi iktidarının devamını güvenceye almak için politikalarından vazgeçmek zorunda olduğunu görmesi" olarak değerlendiriyor.

Göktürk, "Yoksa herhangi bir şekilde fikirlerin değişmesinden bahsedemeyiz" diyerek Mısır gibi bölge ülkelerinin de bunun farkında olduğunu söylüyor.

Normalleşmede sorunlar nasıl aşıldı?

Mısır'la normalleşme Türkiye'nin Ortadoğu'daki diğer bazı ülkelerle de başlattığı süreçle paralel devam ederken, Kahire ile olan yakınlaşma yavaş ilerledi.

Daha önce gerilimli bir ilişki sürdürülen Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail gibi ülkelerle karşılıklı adımlar hızlı atılırken, dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Mısır'la başlayan normalleşme sürecinin çok yavaş ilerlemesinden şikâyet etmişti.

Ağır da ilerlese Temmuz 2023'te önemli bir adım atılarak, Ankara ile Kahire diplomatik ilişkilerin seviyesini yeniden büyükelçi düzeyine çıkararak gerekli atamaları yaptı.

Kahramanmaraş depremleri de iki ülkeyi birbirine yakınlaştıran bir başka etken oldu. Adana'ya gelen Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ilişkilerin bozulduğu 2013 yazından sonra Türkiye'ye gelen ilk üst düzey Mısırlı yetkili oldu.

Türkiye ile Mısır normalleşmesinin yavaş ilerlediği dönemde çözüm arayan sorunlardan birisi olarak Libya ön plana çıkarken, diğer önemli sorun Mısır'ın rahatsız olduğu Türkiye'deki Müslüman Kardeşler varlığı idi.

Mısır normalleşme sürecini Türkiye'nin Libya politikalarında bir değişiklik olmaması nedeniyle bir dönem askıya aldığını açıklarken ilerleyen zamanlarda iki başkent görüşlerini birbirine yaklaştırarak bu sorunu aştı.

Müslüman Kardeşler sorunuyla ilgili kaydedilen gelişmeler de gözlerin çevrildiği bir başka alan oldu. Ankara'nın Türkiye'de ikamet eden bazı üyeleri uzaklaştırdığı ve medya organlarını kısıtladığına yönelik haberler medyaya yansıdı.

DW