Mimar Kimyon: İskenderun'un zemini balçık, toprağı alüvyonlu

'DEPREMDE EN ÇOK CAN KAYBI BETONARME EVLERDE OLUR'

Mimar Kimyon: İskenderun'un zemini balçık, toprağı alüvyonlu

Mimar Kimyon: İskenderun'un zemini balçık, toprağı alüvyonlu

Mimar Özgür Deniz Emir, deprem bölgesinde bulunan Hatay'da binalarda deniz kumu kullanıldığını ve olası bir depremde toplanma alanları konusunda sıkıntı yaşanacağını söyledi. Mimar Ercüment Kimyon da "Bu kentte mahallelerde 500 metre boş alan yok. Her yer kaçak yapılaşma dolu" ifadelerini kullandı.

Burcu Özkaya Günaydın

HATAY- Kuşadası açıklarında meydana gelen ve 114 kişinin ölümüne neden olan depreminin ardından her ilde olası riskler ve depreme karşı hazırlıklar yeniden tartışılmaya başlandı. Geçmişte 10 defa yıkıcı deprem geçiren, defalarca yeniden inşa edilen Hatay’da deprem olma olasılığı her zaman güncel. Peki deprem coğrafyası olan Hatay, kentsel olarak depreme ne kadar hazırlıklı, olası bir afette halk ne yapması gerektiğini biliyor mu, toplanma alanları var mı? 

'DEPREMDE EN ÇOK CAN KAYBI BETONARME EVLERDE OLUR'

Mimar Özgür Deniz Emir

Mimarlar Odası Eski Yöneticisi Özgür Deniz Emir, İzmir depreminde eski yapı binalara zarar gelmediğini, yıkılan binaların betonarme evler olduğunu belirterek, “Depremde en çok can kaybı betonarmede ortaya çıkar. Başka ülkeler deneyimleyerek gidiyor ve doğru tarafa ulaşmaya çalışıyor. Eski yapılara bakın zemin kat taş, üst katlara doğru ahşap karkas olur. Ahşap yapı yıkılsa da altında yaşanacak hayat boşluğu olur. Japonya’da böyle binalara hala devam ediyorlar. Bizde Osmanlı zamanında böyleydi. Sonradan bıraktık, kültüre sahip çıkmadık” dedi.

'BİNALARDA DENİZ KUMU KULLANILDI'

Mimar Emir, Hatay’ın tarihinde defalarca yıkıcı depremler yaşadığını, deprem kuşağında yer alan bir kente göre dizayn yapılmamasının yanı sıra binalarda da çeliğin zayıflamasına neden olan deniz kumu kullanıldığının altını çizdi. Bunun yanı sıra Hatay’da ciddi bir kent planlaması sorunu olduğunu düşünen Emir: “Kentte nefes alacak alan bırakmadılar. 20 yıl önce 75 Yıl Bulvarı diye bir yer yoktu. Planlı kent diye burayı yaptılar.  Her ev arası 3 metre. Deprem olsa kaçacak alan yok. Şehirlerde büyümeyi rezidans yapma olarak gören bir anlayış var karşımızda. Bu anlayış doğru bir anlayış değil. Yangında, depremde, doğal affet olduğunda korunacağımız yer kalmıyor.”

'KÖPRÜLER YIKILIRSA İNSANLARA NASIL ULAŞILACAK'

Yine kentte olası bir depremde toplanma alanı sorunu var. Mimar Emir bu sorunu şöyle aktarıyor: “Şehrin merkezinde tek yeşil ve yapılaşmayan alan Fransız döneminden kalma Büyük Antakya Parkı ve mezarlıklar. Antakya şehir merkezinde 3 tane köprü var. Depremde bu köprüler yıkılsa ne olacak? İnsanlara nasıl ulaşacağız? Hadi ulaştık bir şekilde hastaneye nasıl götüreceğiz. Hastaneler şehrin dışında hep. Birinci derece deprem bölgesinde yaşıyoruz ama bunların planlaması hiç yapılmamış.”

'140-150 YILDA BİR BÜYÜK DEPREM YAŞANMIŞ'

Mimar Ercüment Kimyon

Mimar Ercüment Kimyon ise Ege depreminden sonra Hataylıların çoğunda tedirginlik olduğunu ama kenti tehdit eden asıl fay hattının geçtiğimiz yıl Elazığ’da yaşanan depremin fay hattıyla bağlantılı olduğunu vurgulayan Kimyon, “Bu hat Maraş istikametinden Hatay’a doğru yol alıyor. Hatay deprem bölgesi. 250 bin ölümün yaşandığı depremler oldu bu coğrafyada. Her 140-150 yılda bir büyük yıkıcı deprem oluyor. Ve bu tarihe bakacak olursak her an bir deprem yaşanabilir” diye konuştu. Hatay’da Amik Gölü’nün kurutularak yapılar yapıldığını, kuzeydoğu fay hattının ise Amik Gölü’nden geçtiğinin altını çizen Kimyon Antakya merkezinde nüfus yoğunluğunun birikmesine rağmen hiç boş alanı olmadığını belirtti.

'500 METRE BOŞ ALAN YOK'

İskenderun’un ise dolgu üzerine kurulduğunu bu nedenle deprem riskinin daha fazla olduğuna dikkat çeken Ercüment Kimyon: “Fransa kayıtlarında İskenderun nüfusu 10-15 bin gibi sayı iken şimdilerde 300 bin bin nüfuslu bir ilçe. Toprağı alüvyonlu ve balçık. Battı-Çıktı inşaatında bunu daha net gördük. En az 10-15 mahallenin alüvyon zemine inşa edildiğini düşünürsek olası depremde acı son kaçınılmaz görünüyor.”

İskenderun’da toplanma yeri olarak Millet Bahçesi ve henüz yapılaşmaya açılmamış olan üniversite çevresinin belirlendiğini söyleyen Kimyon, şunları aktardı: "Bu kentte mahallelerde 500 metre boş alan yok. Her yer kaçak yapılaşma dolu. Bunun sıkıntısını yangında da gördük. Deprem bölgesindeyiz, afet öncesi hazırlığımız olmalı ama yok. Deprem anında insanlar planlı, örgütlü hareket edebilecek mi? Bunların hepsinin bir hazırlığı olmalı ama yapılmıyor.”

HATAY'DA MEYDANA GELEN DEPREMLER

115 yılının aralık ayında Hatay’da yaşanan depremde kent yerle bir oldu ve 260 BİN civarında kişi öldü. 526 yılının 29 Mayıs’ında 250 bin-300 bin dolayında ölüm oldu. 458 yılının eylül ayında yaşanan depremde 80 bin, 588 yılı 31 Ekim’inde 60.000 insan öldü. 847 yılında 20 bin ölü, 30 Haziran 1170 tarihinde yaşanan depremde 80 bin, 7 Aralık 1759’da ise 20 bin insan öldü. 13 Ağustos 1822’de ise Gaziantep, Antakya, Islahiye, Lazkiye ve Halep bölgesi yerle bir oldu ve 30 bin ila 60 bin arasında insan öldü. 3 Nisan 1872 Antakya ve Samandağ’ın tamamı yıkıldı. 

 DUVAR