Suriye'nin ardından Rusya ve Çin ile ABD'nin yeni mücadele sahası o ülke mi?

Yeni Suriye o ülke mi olacak

Suriye'nin ardından Rusya ve Çin ile ABD'nin yeni mücadele sahası o ülke mi?

Yeni Suriye o ülke mi olacak

Suriye'nin ardından Rusya ve Çin ile ABD'nin yeni mücadele sahası o ülke mi?

Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar'da 1 Şubat'ta gerçekleşen askeri darbenin ardından gerginlik ve protesto gösterileri sürerken, protestocuların genel grev çağrısına darbe yönetimi "göstericilere karşı ölümcül güç kullanılabileceği" karşılığını vererek gerilimi daha da tırmandırdı.

Myanmar ordusu, kendine yakın siyasi grupların 8 Kasım 2020 seçimlerinde hile yapıldığı iddialarını ortaya atması ve ülkede yükselen gerilimin ardından 1 Şubat'ta yönetime el koymuştu.  Ordu, Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve 1 yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.

Seçimleri Aung San Suu Kyi'nin lideri olduğu Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisi (NLD), Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım iddialarına rağmen, oyların yüzde 80'inden fazlasını alarak kazanmıştı.

BM ve Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere uluslararası toplum darbeyi kınamış; Türkiye, de sert tepki veren ülkelerden olmuştu. ABD, Myanmar'a yaptırımları geri getirmeyi gündemine almıştı.

GÖZLER RUSYA VE ÇİN'DE

Darbe sonrası Çin ve Rusya'nın açıklamaları ise "daha ihityatlı ve diplomatik" olarak yorumlanıyor. Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, gelişmeleri dikkatle izlediklerini, taraflar arasında barışçı bir çözüm umduklarını söylemiş, devamında "askeri yönetimin 1 yıl sonra yeni parlamento seçimi yapma sözğü verdiğine" atıfta bulunmuştu.

Diğer yandan ülkede hayati çıkarları olan olan Çin'in duruma doğrudan müdahil olduğu, hatta çok sayıda uçağın Çin-Myanmar arasında yoğun "yük taşıdığı" haberleri de medyaya yansıdı. Çin tarafı "deniz mahsulü taşındığını" söylerken, darbe yönetimine "silah ve asker desteği sağlandığı" iddiaları da gündemde. 

Darbenin ardından medyada çıkan bazı yorumlarda, Myanmar'daki darbenin lideri Min Aung Hlaing'ın darbeden iki hafta önce Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'yu kabul ettiği, Rusya'dan yeni silah alımı anlaşmalarının ele alındığı hatırlatılıyor. 

The Moscow Times gazetesi, Myanmar'daki askeri darbeden sonra Çin büyükelçisinin endişelerini dile getirmesi ve darbeye müdahil oldukları yönündeki söylentileri yalanlamasından sonra, Rusya'nın ordudan yana tavır aldığını yazıyor.

Çin büyükelçisi Chen Hai, hem orduyla, hem de devrilen hükümetle iyi ilişkiler içinde olduklarını ve Çin'in "ülkede görmek istediği manzaranın kesinlikle bu olmadığını" söylemişti.

Gazete, darbe sırasında çekilen görüntülerde Myanmar ordusunun Rus yapımı zırhlı araçlar kullandığının görüldüğüne dikkat çekiyor. Japonya'nın önde gelen gazetelerinden Nikkei Asia, bu görüntüler üzerine, Rusya'nın bölgede Çin etkisini kırmak için cunta lideri Ming Aung Hliang'ı kullandığını ileri sürmüştü.

Rusya'nın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi temsilcisi, Myanmar'daki darbenin "tamamıyla egemen bir devletin iç meselesi" olduğunu söylemişti.

Birleşmiş Milletler'de darbenin kınanması yönünde hazırlanan karar Çin ve Rusya'nın oylarıyla veto edildi. ABD başta olmak üzere Batılı ülkeler ise darbeye karşı tutum benimsiyor.

Son olarak The Moscow Times, darbeden birkaç gün sonra Myanmarlı yetkililerin Rusya'da geliştirilen koronavirüs aşısı Sputnik V'ye kullanım izni verdiğine dikkat çekiyor. 

"ASYA'DA RUSYA İÇİN YENİ FIRSATLAR YARATIYOR"

Türk Rus’un aktardığı yazıda özetle şu görüşlere yer veriliyor:

"Güneydoğu Asya'nın kilit ülkelerinden biri olan Myanmar'da bir darbe oldu. Ülkenin Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı ordu tarafından gözaltına alındı ve tüm güç Moskova'ya sempati duyan General Min Aung Hlaing'ın eline geçti. Myanmar ordusu ülkenin meşru liderlerini neden devirdi, Myanmar'daki olaylar uluslararası ekonomiyi nasıl etkileyecek ve bu darbe Rusya için ne anlama geliyor?

Akademisyen-analist Pyotr Kozma'nın değerlendirmesine göre, Min Aung Hlaing, özellikle askeri-teknik işbirliği anlamında Moskova ile yakın ilişkilerin destekçisi.

Örneğin, Ocak ayı ortalarında Rusya'nın Myanmar'a Pantsir-S1 uçaksavar füzesi ve top sistemleri, Orlan-10E insansız hava sistemleri ve radar istasyonları tedarik edeceği biliniyordu. 

Daha önce Rusya, Myanmar'a 30 MiG-29 uçağı, 12 savaş eğitimi Yak-130, altı ve on Mi-24 ve Mi-35P helikopteri ile Pechora-2M uçaksavar füze sistemleri ve radar istasyonları tedarik etti. Zvezda TV kanalına göre ayrıca, altı Su-30SME savaş uçağının temini için bir sözleşme imzalandı ve savaş gemilerinin Rusya ve Myanmar limanlarına girişi için basitleştirilmiş bir prosedür üzerinde bir anlaşma imzalandı.

Min Aung Hlaing geçen yaz AIF ile yaptığı röportajda ‘Bugüne dek altı binden fazla askerimiz Rusya'da eğitim gördü’ demişti.

Bununla birlikte, Myanmar'ın en önemli ekonomik ortağı, ticaret cirosunun yaklaşık yüzde 40'ını oluşturan Çin'dir. Pekin için Myanmar çok önemli bir politika alanı. Çin, bu ülkenin toprakları aracılığıyla, Hint Okyanusu'na hayati erişimi sağlayabilir ve bu da, Malacca Boğazı'ndan (Süveyş ve Panama Kanalları ile birlikte en önemli deniz yollarından biri) geçişinin tıkanma tehlikesini önleyecektir. Böylece Çin, kendisi için küresel güvenliği sağlayabilir. Ekonomik çıkarlarını savunan Çin, BM Güvenlik Konseyi'nde yaptırım uygulamaya yönelik tüm girişimleri veto ederek Myanmar'ı Batı'nın önünde savunabilir.

Rusya'ya gelince, Myanmar'daki darbenin ona olumsuz bir sonucu olmayacak.

Analist Pyotr Kozma, ‘Ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkiler çok gelişmiş diyemeyiz, ama askeri planda işbirliği seviyesi yüksek seviyede kalacak. Ancak, Myanmar Batı'nın yaptırımlarına muhatap olursa, o zaman Rus iş dünyası, diğerleri gibi, bu ülkeye girmeden önce birçok kez düşünecek’ diyor."

Odatv.com