Yargı Sistemindeki Büyük Sorunlar: Melek İpek Dosyası Üzerinden Adalet Tartışmaları

Melek İpek davası, Türkiye’de yargı sisteminin adalet sağlama kapasitesini sorguluyor. Bu dava, somut deliller yerine tanık ifadelerinin kullanılması ve yargı bağımsızlığının eksikliği konularında önemli tartışmaları gündeme taşıyor. Türkiye’nin yargı sistemi, Melek İpek davasıyla bir kez daha sorgulanıyor. Bu yazıda, adaletin sağlanması konusunda yaşanan sorunlar ve yargı bağımsızlığına ilişkin kritik değerlendirmeler yer alıyor.

Yargı Sistemindeki Büyük Sorunlar: Melek İpek Dosyası Üzerinden Adalet Tartışmaları


Yargı Sistemindeki Büyük Sorunlar: Melek İpek Dosyası Üzerinden Adalet Tartışmaları

Yargıdaki Adalet Çığlığı: Melek İpek'in Davası Ne Anlatıyor?

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018’de Beştepe’de yaptığı konuşmada kullandığı şu sözler, Türkiye’nin adalet sistemiyle ilgili tartışmaları tekrar gündeme taşıdı:

“Bir ülkede halk bunalmış ellerini semaya açarak adalet çığlığı atar hale gelmişse oradaki yargı sisteminde bir sorun var demektir.”


Melek İpek Davası: Hukukun Çıkmazı mı?

78 yaşındaki Melek İpek’in, “silahlı terör örgütü üyeliği” ve “Sermaye Piyasası Kanunu’na Muhalefet” suçlarından aldığı toplam 11 yıl 8 ay hapis cezası, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu’nun değerlendirmeleri, bu davanın hukuki değil, siyasi bir kararla sonuçlandığını iddia ediyor.

Yeneroğlu, İpek’in yasal çerçevede faaliyet gösterdiğini, herhangi bir yasa dışı işlem yapmadığını belirtti ve şu soruyu sordu:
“Eğer suç varsa, devletin üst kademeleriyle yakın ilişki içinde olan Melek İpek’i teşvik edenler neden soruşturulmuyor?”


Adaletsizliğin Derinleşen İzleri

Yeneroğlu, Türkiye’de özellikle FETÖ davalarında sıkça görülen, hukuka aykırı suçlamaların ciddi mağduriyetlere neden olduğunu belirtiyor:

  • Delil Yerine Tanıklıklar: Somut deliller yerine tanık ifadelerinin delil sayıldığını, bu durumun hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu ifade ediyor.
  • Suçun Unsurlarının Eksikliği: İpek’in davasında örgüt üyeliğinin maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını vurgulayan Yeneroğlu, verilen cezaların hukuka uygun olmadığını belirtti.

HSK ve Yargının Bağımsızlık Sorunu

Türkiye’de yargı bağımsızlığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) politik baskılardan etkilenmesiyle daha fazla sorgulanıyor. Elif Çakır’ın yazısında altını çizdiği gibi, hakimlerin coğrafi teminatının bulunmaması ve görev yerlerinin kolayca değiştirilmesi, bağımsız karar alma süreçlerini olumsuz etkiliyor.

Çakır’a göre, mevcut sistemde:

  • Hakimler Baskı Altında: Politik etkilerden dolayı bağımsız karar almakta zorlanıyorlar.
  • Adaletin Tesisi Gecikiyor: Yargının güvenilirliği sarsılıyor.

Adalet Çığlığına Kulak Vermek Gerek

Elif Çakır, yargının adalet sağlama yükümlülüğüne dikkat çekerek, hukuk sisteminin temel ilkelerinden sapmaması gerektiğini vurguluyor. Hakimlerin adaleti sağlama konusundaki sorumluluklarının, siyasi baskılardan bağımsız olarak yerine getirilmesi gerektiğini ifade ediyor.


Sonuç: Adaletin Yeniden Tesisi

Melek İpek’in davası, Türkiye’de yargı sistemine yönelik eleştirilerin merkezinde yer alıyor. Yargıdaki bağımsızlık sorunları, hukuk devleti ilkelerine bağlılık ve adaletin sağlanması, toplumun güvenini yeniden kazanmak için atılması gereken adımlar arasında bulunuyor.


www.yerelgundem.com