‘Ahmak’ Davası: Hukukun ve Demokrasinin Ayıbı

İmamoğlu: ‘Olmayan Bir Suç Üzerinden Yargının Mağduruyum’

‘Ahmak’ Davası: Hukukun ve Demokrasinin Ayıbı






‘Ahmak’ Davası: Hukukun ve Demokrasinin Ayıbı

YEREL GÜNDEM / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na, 2019'da dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya verdiği "ahmak" cevabı nedeniyle verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı, hukuk dünyasında geniş yankı buldu. Hukukçular, bu davanın hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını ve ifade özgürlüğüne ağır bir darbe vurduğunu savunuyor.

Hukukçular Tepkili: ‘Böyle Bir Dava Demokratik Ülkelerde Kabul Edilemez’

Dava, İmamoğlu’nun 2019’da Süleyman Soylu’nun kendisine yönelik “Türkiye’yi şikayet eden ahmak” ifadesine cevaben, “Asıl 31 Mart’ta seçimi iptal ettirenler ahmaktır” demesiyle başladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerinin bu sözle hedef alındığı iddia edilerek, İmamoğlu’na hapis ve siyasi yasak cezası verildi.

Hukuk profesörü Adem Sözüer, İmamoğlu’nun sözlerinin Soylu'ya yönelik olduğunu belirterek, “Hiçbir demokratik ülkede böyle bir ifadeye hapis ve siyasi yasak verilmez. Bu dava, Türkiye’nin demokratik imajına ciddi zarar veriyor” dedi. Sözüer, bu cezanın Anayasa’ya aykırı olduğunu savunarak, eleştirinin kamu görevlileri için bile kabul edilebilir bir hak olduğunu vurguladı.

İmamoğlu: ‘Olmayan Bir Suç Üzerinden Yargının Mağduruyum’

İmamoğlu, karara sert tepki göstererek, “Olmayan bir suç üzerinden yargının mağduru durumundayım. Bu davanın görüşülmesi bile utanç verici bir durum” dedi. İBB Başkanı, sürecin yargının bağımsızlığını ve Türkiye’nin demokrasiye olan inancını zedelediğini söyledi. “Adaletin bir an önce tecelli edeceğine inanıyorum” diyerek, hukuk sistemine olan güvenini yineledi.

Hukuk Devleti İhlali: ‘İlk Söz Suç Değilse, Cevap Veren Neden Suçlu?’

Marmara Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Gökcen, “İlk sözü söyleyen suçsuz kabul edilirken, cevap verenin suçlanması hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz” diyerek davanın hukuki dayanaklarının zayıflığını vurguladı. Gökcen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) normlarına göre kamu görevlilerinin eleştirilere tahammül etmesi gerektiğini belirtti.

Hukuki Mücadele Devam Ediyor

İmamoğlu’nun avukatları, İstinaf Mahkemesi’nde devam eden dosya için yeni bir bilimsel mütalaa sundu. TCK 125. maddesinin ifade özgürlüğünü kısıtladığı savunularak, dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne taşınması talep edildi. Mütalaada, bu düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu ve güçlülerin eleştirilerden korunmasının eşitsizlik yarattığı ifade edildi.

Demokrasi ve Adalet İçin Kritik Bir Dava

Ekrem İmamoğlu’nun davası, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı konusunda kritik bir sınav olarak değerlendiriliyor. Hukukçular ve demokratik kitle örgütleri, bu davanın yalnızca bir siyasetçinin değil, Türkiye’nin demokratik geleceği için de önemli bir dönemeç olduğunu belirtiyor.

Bu süreçte Türkiye, demokratik ilkeleri savunan bir hukuk düzenini yeniden tesis etmek ve adaletin tesis edilmesi yönünde adımlar atmak zorunda.

www.yerelgundem.com