AİHM Büyük Dairesi'nden Demirtaş Kararı

Büyük Daire'nin son kararıyla, Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını içeren karar da kesinleşmiş oldu.

AİHM Büyük Dairesi'nden Demirtaş Kararı

AİHM Büyük Dairesi'nden Demirtaş Kararı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) temyiz makamı ve en üst yargı merci olan Büyük Daire, 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanan ve halen Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki davaya son noktayı koydu.

Büyük Daire, 18 Eylül 2019'da tarafların temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen duruşmanın ardından dosya incelemesini de tamamlayarak nihai kararı aldı. Mahkeme, Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması için Türk hükümetinin gerekli tüm tedbirleri almasını" istedi.

Büyük Daire'nin son kararıyla, Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını içeren karar da kesinleşmiş oldu.

Yargı süreci

Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan AİHM, 20 Kasım 2018'de Demirtaş'ın tutuklanmasında hak ihlali tespit etmiş, "tutuklama sürelerinin makul süreyi aştığı, tutukluluğun siyasi faaliyetleri engellendiğinin belirlendiği" ifade edilerek, Demirtaş'ın tutuksuz yargılanmasına karar vermişti.

AİHM kararının ardından İstanbul 26'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Aralık 2018 tarihinde, Demirtaş'a “terör örgütü propagandası" yaptığı iddiasıyla verilen hapis cezası onamış, avukatları, yattığı sürenin verilen cezaya karşılık geldiğini belirterek, Demirtaş'ın tahliyesini istemişti.

Ancak, bu sefer de Demirtaş hakkında 6-7 Ekim olayları soruşturması kapsamında tutuklama kararı verilince, siyasetçinin tutukluluk hali devam etmişti.

Yüksek Mahkeme, 18 Eylül 2019'da Demirtaş'ın serbest bırakılması kararını verdi. Ankara hükümeti kararın tümüne, Demirtaş'ın avukatları da "tutukluluğun makul bir şüpheye dayandığı" ifadesine itiraz ederek, 19 Şubat 2020'de, kararı Büyük Daire'ye taşımıştı.

AİHM, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın politik nedenlerle hapiste tutulduklarının belirlendiğini ve tutukluluk süresinin uzun olmasının Demirtaş'ın meclisteki çalışmalarını ve diğer siyasi faaliyetlerde yer almasını engellediğini, bunun da, ifade, seçme ve seçilme hakkına aykırı olduğuna karar verdi. Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi AİHS'in ifade özgürlüğünü düzenleyen 4 ve 5 ve 10'uncu maddelerinin yanısıra, "tutukluluğun, muhalif görüşleri susturma amaçlı" kullanıldığı gerekçesiyle 18'inci maddesinin de ihlal edildiğine karar vermişti.

AİHS'e imza atan Türkiye, bu kararın gereğini yerine getirmekle yükümlü. Ancak Kavala dosyasında olduğu gibi karara uymazsa, Türkiye'ye Kavala'nın serbest bırakılması için 1-2 Aralık'taki toplantısında "sert uyarıda" bulunan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Demirtaş dosyasını da gündeme alacak.

VOA