Ak Parti Üst Yönetimi, Başkan Erdoğan’a kurulan kumpaslara neden sessiz!
Bu yazıyı okuyan Arif'in de anlaması gerekir, Arif olmayanın da!
Editor
0
Ak Parti Üst Yönetimi, Başkan Erdoğan’a kurulan kumpaslara neden sessiz!
Evet Türkiye’de sistem değişti. Güç dengeleri de değişti. Görünen yüzüyle dost ve düşmanlar değişmedi.
17 -25 Aralık Operasyonları oldu, Ak Parti Hareketinin Lideri Erdoğan, ailesiyle birlikte hedef tahtasına oturtuldu, kimse sahip çıkmadı.
Başbakan, bakanlar dinlendi, sıcak takipler yapıldı, belgeler internette yayınlandı.
Bu konuda önlem alması, hükümeti bilgilendirmesi ve koruması gerekenler sessiz kaldı.
15 Temmuz Hain Darbe Girişimi ve 16 Temmuz Nitelikli Darbesi yapıldı herkes şoka girdi. Ak Parti kurucuları, Ak Parti üst yönetimi, Ak Parti duayenleri, Erdoğan’ın yakın çevresi ortadan kayboldu.
16 Temmuz itibariyle Ak Parti’yi çökertecek hamleler yapıldı. Ak Parti kurucuları, il yöneticileri, duayen isimlerden oluşan 750 -1000 – 1500 kişilik sahte FETÖCÜ listeleri hazırlandı Ak Parti üst yönetimi insiyatif alıp Ak Parti tabanını hedef alan bu ölümcül darbelere itiraz etmedi.
O listelere yazılmışsa doğrudur mantığı ile zehirli kılıç darbelerinin Ak Parti ve Erdoğan’ı öldürmesine göz yumuldu.
5 Haziran 2018 tarihinde internet gazetem de News2023.com’da “Seçimden sonra Ak Parti’ye FETÖ Operasyonu” başlıklı bir köşe yazısı yazdım.
Ak Parti Milletvekilleri, Bakanlar, Ak Parti kurucuları ve tüm duayen isimler köşe yazısını okudu ama sessiz kalmayı tercih etti.
Ak Parti’ye FETÖ Operasyonu için liste hazırlayanlar, Başkan Erdoğan’ın yanına sızarak o bilginin üstünü kapatmayı başardı. Yusuf İnan'ı susturdu.
Birlikte yola çıktığımız Ak Parti kurucuları ne oluyor bile demedi.
Başkan Erdoğan’ın damadı üzerinden Ak Parti’ye, Ak Parti Hükümeti'ne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kumpas kuruldu.
Hem de öyle büyük bir kumpas kuruldu ki, o hamlenin bir sonraki adımı Ak Parti ve Erdoğan'ın iktidardan düşürülmesiydi.
Böyle kritik bir hamle ve zehirli kılıç darbesine dahi sesini yükselten olmadı.
Ak Parti’nin duayen isimleri kendilerine kumpas kuranların fısıltılarını dinleyerek Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gittiler, Başkan Erdoğan’dan damadının boynuna yağlı ilmiği geçirmesini istediler.
Bu fotoğrafa bakın, Ak Parti nereye gidiyor, kararı siz verin.
Mehmet Metiner, Bülent Arınç ile uğraşıyor. Metiner, Arınç’ı FETÖCÜ olmakla suçluyor. Bülent Arınç olmasa Yenilikçiler Hareketi’nin bu günlere gelmesi mümkün değildi. Böyle bir isim bir dakikada nasıl harcanabilir ki?
Ankara Eski Belediye Başkanı Melih Gökçek ve İstanbul Eski Belediye Başkanı Kadir Topbaş gibi arkalarında dev kitleleri sürükleyebilecek kabiliyetteki insanların Ak Parti’den kopması için fitne üretiliyor.
Ak Parti üst yönetimi ve duayen isimler sessiz kalıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yanıltıyorlar. Ak Parti kurucusu “terörist” ilan ettiriliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı itibarsızlaştırmak için, Ak Parti kurucusuna FETÖ Operasyonu yaptırarak, Başkan Erdoğan dünya çapında küçük düşürülüyor.
Başkan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetemiyor, kendi ekibine operasyon talimatı veriyor, düşüncesi oluşturuluyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne itibar suikasti yapılıyor.
Tüm bunlar olurken, Ak Parti üst yönetimi sessizliğini koruyor.
Ali Babacan Ak Parti’den koptu.
Ahmet Davutoğlu Ak Parti’den koptu.
Ülkücü camianın önemli isimlerinden Selçuk Özdağ ve İrfan Sönmez ile birlikte gelen Ülkücüler Ak Parti’den koptu.
Birçok eski bakan ve milletvekili aynı şekilde Ak Parti’den koptu veya kopmak üzere.
Tabandan kopuş süreci her geçen gün hız kazanıyor.
Bu süreç nereye kadar gidecek, bilen veya tahmin eden var mı?
5 Haziran 2018 tarihindeki "Seçimden sonra Ak Parti'ye FETÖ Operasyonu" başlıklı köşe yazısında duyurduğum listede ismi olanlara itibar operasyonları bir bir hayata geçiriliyor.
Listenin başında Bilal Erdoğan vardı. 17 -25 Aralık Operasyonları ile siyasetin dışına itildi.
İkinci sıradaki Berat Albayrak’a kurulan kumpas yenilir yutulur bir olay değildi. Berat Albayrak’a atılan zehirli okun hedefi Başkan Erdoğan’dı, ıskaladılar Berat Albayrak’a gitti.
Başkan Erdoğan’ın feraseti sayesinde o hamle hedefine ulaşamadı.
Berat Albayrak da Bilal Erdoğan gibi Başkan Erdoğan'ın yakınından koparılabilseydi, yıkılış süreci hızlanacaktı.
Üçüncü sıradaki Bülent Arınç’a vurulan darbelerin etki etmediği söylenemez.
Anayasa Hukuk Profesörü Burhan Kuzu mütamadiyen atılan oklarla sendelemişti, Zindaşti olayı ile altın vuruş yapıldı.
Yine listenin üst sıralarında olan Hayati Yazıcı ve ailesine yönelik sataşmalar, Gökçek ile Hayati Yazıcı’yı kavga ettirme senaryoları tesadüf değil.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyelerine yapılan saldırıların amacı ülke menfaati değil. Amaç, halktan gelen tepki ve sansürsüz bilgilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ulaşmasını engellemek.
Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne hapsetmek. Koronavirüs'ün yardımıyla o hedefe şimdilik ulaşıldı.
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Ben burada doğruları yazıyorum. Organize Şebeke, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e ulaşarak tahrif edilmiş bilgilerle bakanın dikkatini başka tarafa çeviriyor.
Uzun sözün kısası;
5 Haziran 2018 tarihinde Ak Parti Yönetimini uyaran köşe yazımdan sonra başlayan Ak Parti’ye FETÖ Operasyonları durmadan devam ediyor.
Tek fark, operasyonlar tek tek yapılıyor. Olgunlaştıra, olgunlaştıra yapılıyor. İlk önce Türkiye’nin bilinçaltına istedikleri Subliminal Mesaj veriliyor.
Olaylar öyle hale getiriliyor ki, savcılık bir soruşturma açarsa, tüm Türkiye ve Ak Parti üst yönetimi o operasyonu kabullenmek zorunda kalıyor.
Operasyonlar bu yöntemle yapıldığı için de dikkat çekmiyor.
Daha ne yazayım, bilmiyorum.
Bu yazıyı okuyan Arif'in de anlaması gerekir, Arif olmayanın da!
Hala anlamayan olursa, sırası gelince, kendisi bir operasyonun hedefi olduğunda anlar!
Veya Ak Parti iktidarı tümden kaybedince, kendisini soğuk duvarların arkasında bulunca anlar!
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
E-Mail: gundem@sehitlerolmez.com
