Ali Babacan başkanlık sistemini mi destekleyecek?

Ali Babacan'a "Eğer başkanlık sisteminde ısrar ederseniz biz yokuz" mesajı verdi.

Ali Babacan başkanlık sistemini mi destekleyecek?

AKP ile yollarını ayıran ve yeni parti kurma çalışmalarını sürdüren Ali Babacan cephesi ile ilgili geçtiğimiz günlerde ilginç bir gelişme yaşandı. Babacan'a yakın bir isim, Independent Türkçe'den Can Bursalıya yaptığı açıklamalarda, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle devam etmeyi mi, parlamenter sisteme dönmeyi mi vadedeceksiniz?" sorusuna, "Başkanlık sistemi ıslah edilerek mi devam etsin yoksa güçlendirilmiş parlamenter sisteme mi dönülsün noktasında tartışmalarımız sürüyor" yanıtını verdi. Yeniçağ'dan Serkan Talan'ın haberine göre ise, söz konusu durum Babacan cephesinde krize dönüştü ve başkanlık sisteminden vazgeçilerek Meclis yapısının güçlendirildiği bir sistemin kurulmasını isteyen isimler, Ali Babacan'a "Eğer başkanlık sisteminde ısrar ederseniz biz yokuz" mesajı verdi.

Peki Ali Babacan AKP'den istifa ettiğini duyurduğu açıklamasında neler demişti? İktidarın Türkiye'yi taşıdığı antidemokratik noktayı da eleştirmemiş miydi? Babacan istifa açıklamasının son bölümünde, "İnsan hakları, özgürlükler, ileri demokrasi ve hukukun üstünlüğü vazgeçilmez ilkelerimizdir." demişti. Vazgeçilmezimiz dediği ilkelerin iktidar partisinde bir öneminin kalmadığına işaret ediyordu ki, bunda da son derece haklıydı. Bu şekilde bir doğru eleştiri ile kurucusu olduğunuz, hükümetlerinde bakanlık ve başbakan yardımcılığı yaptığınız partinizden istifa edeceksiniz, böyle bir iktidara alternatif olma gayesiyle yeni parti yoluna gireceksiniz ama demokrasiyi tamamen saf dışı bırakan bir tek adam rejimini inşa etmiş ve hukukun üstünlüğünü üstünlerin hukukuna çevirmiş mevcut başkanlık sistemi konusunda "devam edilsin mi yoksa edilmesin mi" diye tartışacaksınız!

Yine medyaya yansıyan haberlere göre, Ali Babacan partisini Aralık ayında kuracak. Hatta benim edindiğim ve Babacan'a yakın kaynakların da yalanlamadığı bir bilgiye göre, 27 Aralık Cuma günü, parti, kamuoyuna ilan edilecek. 27 Aralık günü, partinin kuruluş manifestosu ve kurucular kurulu açıklanacak. Ardından da, Hacı Bayram Veli Camii'nde Cuma namazı kılınacak ve Anıtkabir'e bir ziyaret gerçekleştirilecek. Bu bilgiler doğru mu, yanlış mı göreceğiz ama şurası muhakkak ki, Babacan'ın partisini kurmaya az bir zaman kaldığı görülüyor. Öyle ki, partisinin teşkilat başkanını bile belirlemiş. Bu ay içerisinde İstanbul'da geniş katılımlı bir toplantı düzenleyecek. İl başkanlarının hemen hemen hepsi ayarlanmış. Ancak partisinin eli kulağında olmasına rağmen, Türkiye'nin artık temel bir meselesi ve değişmez tartışma konularından biri haline gelen yönetim sistemi noktasında, Babacan'ın liderlik yaptığı oluşumunun net bir tavrı yok. Oysa siyasi partiler, temel yaklaşımları, temel tavırları ve temel vaatleri olan yapılardır. Bir siyasi parti, toplumda sosyolojik karşılığını bu hususlar üzerinden bulur. Aynı şekilde söz konusu temel hususlarda manevralar yapmaya başladığında da, sosyolojik kırılmalar yaşar.

Bu durum, şu soruyu da sormamızı gerektiriyor; Ali Babacan ve ekibi, Türkiye'nin sorunlarını çözme gayesiyle mi yola çıktı yoksa bu oluşum sadece iktidar olma projesinden mi ibaret? Babacan'ın kurucularından olduğu AKP, bir iktidar olma projesiydi. İktidar olduktan sonra da, Makyavelizm'i siyaset okullarında ders olarak okutturacak şekilde iktidarda kalma projesine dönüştü. Anlaşılan o ki; Ali Babacan ve kurmayları da, başkanlık sistemini mi yoksa parlamenter sistemi mi savunursak daha çok oy alırızın hesabını yapıyor. Ya da kim bilir, belki de tek adam rejimi sayesinde iktidarda kalmanın daha kolay olacağını hesaplıyorlardır. Islah edilmiş başkanlık sistemi söylemiyle karşımıza çıkarlarsa, şaşırmamak lazım...

Kaynak: Ali Babacan başkanlık sistemini mi destekleyecek? - Fatih Ergin