Anne Zekiye Ataç pasaport alamadı, tedavisine ara verilen kanser hastası Ahmet Türkiye'ye döndü

Ahmet Burhan Ataç, tedavisinin ilk bölümünü tamamlayarak Türkiye’ye döndü.

Anne Zekiye Ataç pasaport alamadı, tedavisine ara verilen kanser hastası Ahmet Türkiye'ye döndü

Babası tutuklu, annesinin yurt dışı yasağı var… Annesiz ve babasız Almanya’ya gelen 8 yaşındaki kanser hastası Ahmet Burhan Ataç, tedavisinin ilk bölümünü tamamlayarak Türkiye’ye döndü.

Ahmet Burhan’a, 70 yaşındaki babaannesi Gülsüm Ataç refakat ediyor. Ataç'la, 8 Şubat Cumartesi akşamı Düsseldorf Uluslararası Havalimanı'ndan doğrudan Adana’ya uçmadan önce konuştuk.

 

 

euronews
Ahmet Burhan, 8 Şubat Cumartesi akşamı Düsseldorf Uluslararası Havalimanı'ndan Adana’ya uçtu - euronews

Ahmet’in annesi Zekiye Betül Ataç’a pasaport verilmediği için tedavisinin 27 Şubat’ta başlayacak ikinci bölümünden önce Türkiye’ye gitmek zorunda kaldıklarını belirten babaanne Gülsüm Ataç, “Bu yolculuk onun için çok zor olacak” dedi.

Almanya’nın Köln kentindeki Immun Onkologisches Zentrum’daki kanser tedavisi için 20 Ocak’ta Antalya aktarmalı olarak Almanya’ya gelen ve bir iş insanının evinde torunuyla birlikte kalan Gülsüm Ataç, “Ben de, yanında kaldığımız aile de elinden geleni yaptı. Fakat ne yaparsak yapalım anne baba sevgisini veremiyoruz, onların yerini tutmuyor. Ahmet geceleri uyuyamıyor, çok ağrısı oluyor. Sürekli, ‘Annemi istiyorum, babamı istiyorum’ diyor. Duysunlar artık sesimizi, bu çocuk kanser hastası ve annesinin babasının yanında olmasını istiyor” ifadelerini kullanıyor.

Duysunlar artık sesimizi, bu çocuk kanser hastası ve annesinin babasının yanında olmasını istiyor

“Annem gelsin, Türkiye’ye iyileşmeden dönmeyelim”

Türkiye’den gelirken annesinin, “Sen git, ben 15 güne kadar geleceğim” dediğini, gelmeyince Ahmet’in çok üzüldüğünü belirten babaanne Ataç, Ahmet’in, “Annem yanıma gelsin, Türkiye’ye iyileşmeden dönmeyelim babaanne!” dediğini söylüyor ve soruyor: “Neden kimse sesimizi duymuyor, bu çocuğun sesini duymuyor. Bunu bize yapanların çocukları yok mu, torunları yok mu?”

Ahmet’in babasının hapishanede, annesinin ve küçük kardeşinin Adana’da olduklarını, kendilerininse Almanya’da olduklarını söyleyen Gülsüm Ataç, “Küçük ve kendi halinde bir aileydik ama üçe dörde bölündük. Neden?” diyerek sözlerine şöyle devam ediyor:

“Tedaviye 15 gün ara verilince kalamadık Almanya’da. En büyük zorluk yemesi ve içmesi. Yemiyor, içmiyor. Tek başıma kaldıramıyorum. Bende de bel fıtığı var. Burada misafir olduğumuz ailedeki herkes yardım ediyor. Sağ olsunlar bize kapılarını açtılar, götürüp getiriyorlar. Ben yapamazdım zaten tek başıma. Ama Ahmet annesini istiyor.”

“Ahmet’in en çok annesine ihtiyacı var”

Ahmet Burhan ve ailesinin yaşadıklarını sosyal medya üzerinden gördükten sonra iletişime geçerek davet mektubu gönderen ve evinin kapılarını açan iş adamı Mete Atakul ise, “Ahmet’in hastalığı ağır, Türkiye’den kemoterapi almış haliyle geldi. Vücut direnci çok zayıftı, ağrıları fazlaydı. Birkaç gün sonra kendine geldi ama hastalık malum… Moral olarak da annesine ihtiyacı olduğu aşikâr” diyerek şunları söylüyor:

“Her çocuğun, özellikle bu yaştaki bir çocuğun annesiz tedavi sürecinde olması kolay değil. Annesinin gelmesi yönünde de girişimler oldu ama sonuç alınabilmiş değil. Suçlu mu, değil ki dışarıda. Sadece adli kontrol şartı var, bu yüzden pasaport verilmiyor. Çocuk böyle bir hastalıkla mücadele ederken annesine pasaport verilmemesi ve yanında olamaması tam bir garabet.”

“Bu çocuktan terörist ve o anneden terörist olmaz”

Bütün ailenin seferber olduğunu ve Ahmet’e annesinin eksikliğini hissettirmemeye çalıştıklarını belirten Atakul, “Her ne olursa olsun anne, anne… Annesiz kalmasın mantığı ile tedavinin ikinci aşaması başlayıncaya kadar annesinin yanına göndereceğiz. Şubat’ın 27’sinde tedavinin ikinci aşaması başlayacak. Dileğimiz sağlığına kavuşması. Koşup oynayabilecek, okuluna gidebilecek hale gelmesi. Bütün çabamız bunun için. Bu da insani bir değerdir. Şucu bucu diye değerlendirilmemeli. İnsan ve vicdan ekseninde herkes üzerine düşeni yapmalı. İnsani bir hal, başka hiçbir şey değil. Bu çocuktan terörist olmaz, o anneden terörist olmaz. Bunu görmeyen göz bile görür.” şeklinde konuştu.

Bu hafta Ahmet’in tedavisinin ilk aşamasının sonuçlarının belli olacağı belirten Mete Atakul, “Umuyoruz ki güzel çıksın, tedavi cevap versin. Buradan da sağlığına kavuşarak dönsün. Beklentimiz ve duamız bu yönde.” diyor.

“Ahmet çok iyi bir çocuk, çok iyi bir arkadaş”

Atakul, “Ahmet’i gündüz saatlerinde yanımıza, bütün ailenin vakit geçirdiği evin salonuna alıyoruz. Akşam onun için hazırladığımız odaya götürürken ve sabah salona getirirken çok acı çekiyor. Tuttuğumuz yerleri acıyor. En çok da kızım onun iyi vakit geçirmesi için uğraşıyor” diyor.

Tedavi için geldiği Almanya’da Ahmet Burhan’ın en yakın arkadaşı olan 11 yaşındaki Gülnihal ise, “Ahmet çok iyi bir çocuk, çok iyi bir arkadaş. Açıkçası ben evde sıkılıyordum. Ahmet gelince onunla çok iyi arkadaş olduk. Artık sıkılmıyorum. Ahmet neşeli, eğlenceli ve komik bir çocuk. Abilerim olduğu için erkek oyunlarını biliyordum zaten. Gidince onu özleyeceğim ama Ahmet’in annesini görmesini çok istiyorum. Hatta bir hafta tedavi için evden ayrı kaldı o zaman bile özledim.” diyerek, bundan sonra da Ahmet’in hayatında özel bir yeri olacağını söylüyor.

“Anne söz verdin gelmedin, diyerek konuşmadı”

Çok fazla konuşmayan Ahmet Burhan ise, en çok annesinin sesini duyduğunda mutlu oluyor. Yanında getirdiği ve Almanya’da hediye edilen oyuncaklarla ve kitaplarla vakit geçiriyor. Fakat annesinin, “15 gün içinde yanında olacağım” dedikten sonra gelememesinden dolayı biraz kızgın. Birkaç gün annesini aramayan ve telefonlarına çıkmayan Ahmet, annesinin elinden bir şey gelmediğini anladıktan sonra tekrar konuşmaya başlamış.

“Bensiz uçağa binerken de ağlamıştı”

Oğlunu Almanya’ya gönderdikten sonra yurt dışı yasağının kalkması için uğraştığını belirten Ahmet Burhan’ın annesi Zekiye Betül Ataç, “Bir kez daha adliyeye ve savcılığa yurt dışı yasağımın kalkması için dilekçe verdim ama yine sonuç alamadım.” diyor.

Oğlunun ayrılırken de çok ağladığını belirten anne Ataç, “Ahmet uyanır uyanmaz beni arıyor, yatağında ağlamaya başlıyordu. Sen git, ben bir iki hafta içinde yanında olacağım, dedim ama yapamadım. ‘Anne artık gel, ne zaman geleceksin?’ diyordu. Gün saydı çocuk adeta. Ben gidemedim. Bensizliğe dayanamadığı için şimdi acılar içinde 15 günlüğüne o geliyor. Ahmet'in bu 15 günde bağışıklık sisteminin güçlenmesi lazım, yemek yemiyor bensiz, bunu halletmemiz lazım. Bu durumdaki bir hasta için ne kadar zor bir bilseniz. Ama bunu yetkililere anlatamadık” diyor.

Eşi Harun Reha Ataç’ın 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldığını hatırlatan Zekiye Betül Ataç, “Yurt dışı yasağımın kalkmasını çocuğum için istiyorum.” diyerek şöyle konuşuyor:

“Ahmet’in babası cezaevinde, zaten ondan ayrı. Bir süre benden de ayrı kalmıştı. Bu yüzden hastalandı çocuğum. Ahmet’in tedaviye, en çok da morale ihtiyacı var, anneye-babaya ihtiyacı var. İki senedir tuvalete bile gidemiyor, ihtiyaçlarını bile gideremiyor. Oğlumu 70 yaşındaki babaannesine teslim ettik. O elinden geleni yapıyor ama ne kadar yapabilir.”

Cezaevindeki babasını görmüş ve çok mutlu olmuştu

Babası 22 aydır cezaevinde olan kemik kanseri hastası 8 yaşındaki Ahmet Burhan Ataç, Almanya’ya gelmeden önce bir saat de olsa babasını görebildi. Adana Savcılığı’nın izni ile hastanede görüşen baba ile oğulun buluşması duygu dolu anların yaşanmasına neden olmuştu.

Tedavi için gerekli para bir günde toplandı

Öte yandan Ahmet Burhan Ataç’ın Almanya’daki tedavisi için başlatılan yardım kampanyası ile gerekli olan miktar bir günde toplandı. Kampanyaya öncülük eden yazar ve aktivist Natali Avazyan, önceki hafta sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Ayo (evet) 24 saatte 50.000 Euro’nun üzerinde para toplandı. Herkese çok çok teşekkür ederim, destek olan herkese… Kurban olurum sizlere…” ifadelerini kullandı.

50 bin euro "gofundme" adlı yardım platformu üzerinden yaklaşık 24 saatte toplanırken, geri kalan 9 bin euro ise bir iş adamı tarafından verildi.

Ne ile suçlanıyorlar? Ataç çiftinin bir anda değişen hayatı

Eşinin dosyasının Yargıtay aşamasında olduğunu belirten anne Zekiye Ataç, “O Tarsus Cezaevi'nde. Ben adli kontrolle dışarıdayım. Ahmet için bir ışık doğdu, lütfen yetkililer bu çağrımıza karşı duyarlı davransın” diyor.

20 Şubat 2018’de önce eşi, ardından da kendisi gözaltına alınan Zekiye Betül Ataç, “Eşim limon bahçesinde, ben kızımla evde, Ahmet ise kreşteydi.” diyerek hayatlarının bir anda nasıl değiştiğini anlatıyor:

"O gün gözaltına alındıktan sonra ikimiz de tutuklandık. Ben iki buçuk ay sonra tahliye oldum ama eşim hala cezaevinde… Suçu ne? Adana’da özel bir yurtta görev yaptığı için örgüt üyesi olduğu iddia ediliyor. 30 Kasım 2018’de, 9 ay 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ahmet’i üzen olaylar böyle başladı."

Tümör akciğerine sıçradı

Aile, Çukurova Üniversitesi Hastanesinde tedavi gören Ahmet Burhan’ın kemik kanseri olduğunu öğrendi. Kemoterapi ve radyoterapi tedavileri sonuç vermeyince 2019’un temmuz ayında ameliyat oldu. Her ne kadar kürek kemiğindeki tümör temizlense de yapılan kontrollerde kötü huylu tümörün akciğere de yayıldığı öğrenildi.

“Yavrum yaşadığı strese dayanamamış”

Oğlunun hastalık süreciyle ilgili bilgi veren anne Zekiye Ataç, “24 Eylül 2018’de oğlum kolum ağrıyor dediği için doktora götürdüm. Maalesef kürek kemiğinde kitle var dediler. Doktor, bu yeni değil, altı ay önce oluşmuş dedi. Yani bizim tutuklandığımız zamanlara denk geliyor. Meğer Ahmet yaşadığı strese daha fazla dayanamamış. Zaten içine kapanık ve aşırı duygusal bir çocuk” diyor.

Ahmet için çok zor bir süreç…

Kemoterapi sürecinin yaklaşık 6 ay sürdüğünü, yapılan tetkiklerle tümörün küçülmediğini belirten Ataç, oğlunun tedavi süreci ile ilgili şu bilgileri veriyor:

“Sonra radyoterapi dendi, 1 buçuk ay da o sürdü, yine küçülmedi. Doktor çok dirençli bir tümör diyerek ameliyata aldı. Ameliyat olacağı günün gecesinde Ahmet Burhan’ın tam ameliyat bölgesinde zona çıktı. En sonunda hocalar sorunun strese bağlı olduğunu söylediler. Doğal olarak ameliyat ertelendi. 10 gün enfeksiyon bölümünde yattık. Tekrar ameliyat için hazırlıklara başladık. 3 Temmuz 2019’da ameliyat oldu ve kürek kemiği alındı. Yapılan tetkiklerde maalesef tümörün akciğere sıçradığı görüldü. Üstelik küçük değil, 4 cm büyüklüğündeydi.”

Suçlama: Özel bir yurtta çalışmak…

Eşi ile birlikte Adanalı olan ve özel bir yurtta çalıştıkları için gözaltına alınarak tutuklanan Ataç çifti 2010 yılının temmuz ayında evlendi. Eşi cezaevinde olan Zekiye Ataç, oğlu Ahmet Burhan ve 5 yaşındaki kızı Fatma Betül ile eşinin ailesinin yanında kalıyor.

 

EURO NEWS