Avukat Arın: ‘Ömür boyu nafaka’ söylemi büyük bir yalandır

Kadınları hem işe alacaksınız hem evli olduğu sürece senin sigortan benim sigortadan mahrum edeceksiniz

Avukat Arın: ‘Ömür boyu nafaka’ söylemi büyük bir yalandır

Son günlerde basında konuşulan ömür boyu nafakanın ve İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması aktivistlerden tepki gördü. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Kurucusu Avukat Canan Arın, Başlangıç Noktası programında ömür boyu nafaka söyleminin yalan olduğunu, bu söylemin hiçbir dayanağı olmadığını dile getirdi.

 

Son günlerde basının belli kesimlerinde nafakanın erkeği köleleştirdiğini, kadının bir gün evli kalsa bile erkekten ömür boyu nafaka aldığını dile getiren haberler sıkça yer aldı. Bunun yanında İstanbul Sözleşmesi’nin ailenin kutsiyetini bozduğunu ve boşanmalara neden olduğu da vurgulandı. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Kurucusu Avukat Canan Arın, Başlangıç Noktası programında bunun doğru olmadığını dile getirirken yapılanların kadınların ekonomik olarak güçsüz kalmasını ve kendine eziyet eden erkeğin sözünden çıkmamasını sağlamaya yönelik olduğunu söyledi:

‘BAZI KADINLAR CANINI KURTARMAK İÇİN NAFAKA BİLE İSTEMİYOR’

 

“Nafaka insanların geçinmesi amacıyla kusurlu olan tarafın kusursuz tarafa ödediği bir miktar paradır. Medeni kanunda yapılan değişikliklerle kadın erkek eşit olduğu için kadın da erkeğe nafaka ödeyebilir. Basına yansıyan ömür boyu esaret haberleri tamamen bir yaygara ve yalan. Süresiz nafaka ömür boyu demek değildir. Nafakanın nasıl sona ereceği kanunda belirtilir. Gelir biçimde ödenen nafaka taraflardan birinin yeniden evlenmesi ya da ölümü halinde kendiliğinden kalkar. Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın evli gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi sonucu da ortadan kalkar deniyor.

 

Karşı tarafın iddia ettiği şu: Bir gün evli kalmış ölür boyu nafaka ödemiş. Bu mümkün değil. Bir gün evli kalıp boşanmak zaten anlamsız. Anlaşmalı boşanma olur ki taraflar zaten anlaşırlar bu konuda. Ömür boyu nafaka ödemek tamamen yalandır. Bunun için dayanakları yoktur. Ben 50 yıldır bu mesleği yapıyorum. Birçok davada kadınlar sadece canlarını kurtarmak için nafaka dahi istemiyorlar. Ayrıca yoksulluk nafakasına bu kadar karşı olmak için kadınların yaşam şartlarını iyileştirmeniz gerekir. Kadın istihdamı son derece düşük. Kadınları hem işe alacaksınız hem evli olduğu sürece senin sigortan benim sigortadan mahrum edeceksiniz. Sonra da olmadık zamanda kadını orta yerde bırakacaksınız.

Bahsedilen nafaka miktarı o kadar düşük ki 50 lira ile 300 lira arasında değişiyor. Bu rakamı bile vermemek için işten çıkıyor erkekler. Kadın her defasında bunun için icraya gidiyor. O nafakayı tahsil etmek de güç. Kopartılan yaygaranın asıl amacı kadını ekonomik olarak zayıflatıp evliliğe mahkum etmek. İnanılmaz işkenceye mahkum olup oturmasını sağlamak. Devlet kanalıyla kadına ekonomik şiddet uygulamaktır amaç. Bu yaygaranın hiçbir gerçekliği yoktur. İcra dairelerini dolaşın ve nafaka tahsillerinin zorluğunu görün mahkemelerden çıkan nafaka kararlarının düşüklüğü bizim söylediklerimizi doğrular. Bundan sonra İstanbul Sözleşmesi ve aile hukuku gelecek ve Arapların değerleri bize empoze edilmeye çalışılıyor. Çocukların velayetleri babalar baksın ya da bakmasın babaya verilecek.

‘EN İYİ MUHALEFETİ KADINLAR YAPIYOR’

 

Türkiye’de en iyi muhalefet yapanlar kadınlar. Dünya kadar hukuk yolsuzluklarından dikkati kadınlara çevirip onların başka şeylere uğraşamamasını sağlamak ve evlilik kurumundan kadının çıkmasını engellemek. Kadınların bunları bana yapamazsın kadın erkek eşittir dediği sürece erkek iktidarının sarsılması söz konusu. Bu da erkeklerin ödünü patlatıyor. Hukuk kurumları ve din kurumları hep birlikte kadına düşmanlık ve şiddet uyguluyor. Din adına konuşan bir adam kadın şeytandır onu okutmamak gerekir evden çıkarmamak gerekir diye sosyal medyada dolaşıyor. Hiçbir savcı insanların bir cinsinin diğerine karşı kışkırtma davası açmıyor.

 

İstanbul Sözleşmesi kutsal aileyi bozuyormuş. Kutsal aile dediğiniz ne? Erkeğin kadına tüm şiddeti uyguladığı bir şey. Kadını dövüyor sonrasında tecavüz ediyor ve kadının kendini sevmesini bekliyor. Bu koşullarda devamlı yaşamak istiyor. Ben muktedirim benim iktidarımı sarsamazsın diyor ve bu iktidarı korumak için ellerinden geleni artlarına koşmuyorlar. İstanbul sözleşmesi kadına yönelik şiddetin engellenmesi ve kadının korunması, şiddet uygulayanların sorgulanması ve kadına yönelik şiddeti engelleyecek politikalar üretilmesini savunuyor. Niye kadına şiddet uygulanmasının engellenmesinden rahatsızlar? Her gün başka bir uydurma haberle çıkıyorlar. Sonra kamuoyu yaratıp hakların ellerinden alınmasına çalışıyorlar. Kadınlar kendilerine tanınan haklardan vazgeçmeyeceklerdir.”

Yazarı 

SPUTNIK