Ayasofya  ile bir dönem kapandı, yeni bir dönemin işaret fişeği ateşlendi

Ak Parti, Ayasofya’nın ibadete açılması ile büyük iş başardı ve tüm beklentileri sonlandırdı.

Ayasofya  ile bir dönem kapandı, yeni bir dönemin işaret fişeği ateşlendi

Ayasofya  ile bir dönem kapandı, yeni bir dönemin işaret fişeği ateşlendi

Ak Parti Hükümeti, Ayasofya’yı ibadete açarak noktayı koydu.

S – 400 Hava Savunma  Sistemlerini satın alarak hem Rusya’nın, hem de ABD’nin elini kolunu bağladı.

ABD, Türkiye’nin önünü açmakta kararlı!

Bu nedenle de Ortadoğu’daki stratejisini, Türkiye üzerinden kuruyor. Türkiye’nin, Libya’yı Rusya’nın elinden alma başarısı, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik krizden çıkış yolu olacak.

Avrupa ülkeleri, bu stratejiye karşı çıksa da, ellerinden bir şey gelmiyor. 

ABD, Türkiye’nin Ortadoğu’da güçlenmesine destek verirken, Kıbrıs’a yerleşiyor. Türkiye’nin Kıbrıs’tan maddi gelir elde etmesi mümkün değil. Libya’da petrol var. Türkiye, Libya’da yönetimi eline aldığında, Libya petrolleri ile ekonomik krizlerin önünü alabilir.

Rusya, Suriye üzerinden  sıcak denizlere açılma hayalinin zirvesine ulaşmıştı.

Corona ve bölgesindeki iç huzursuzluklar geri çekilmeye zorluyor.

Ruslar, S – 400 konusunda da tedirgin görünüyor. Rus medyasına yansıyan haberlere göre, Türkiye’nin S- 400’lerin kodlarını ABD ile paylaştığı veya paylaşacağı iddiaları,  Türkiye – Rusya ilişkilerinde kriz çıkarabilir.

MSB Hulusi Akar’ın Ukrayna ziyareti ve Mustafa  Abdülcemil Kırımoğlu ile görüşmesi de, Türkiye’nin Türk coğrafyası üzerinde yoğunlaşan stratejik adımlarını gözler önüne seriyor. 

Türkiye, Libya'dan sonra Kırım ve Filistin'e de el atabilir.

Olası bir kabine değişikliğinde, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın, bakanlık seviyesine çıkarılması sürpriz olmaz.

Dış dünyada bunlar olurken, Türk siyasetinde de ilginç ittifaklar gündeme geliyor.

Bu ittifakları iyi anlayabilmek için, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Genel Sekreterliği görevine yapılan atamaya bakmak gerekir.

İBB Genel Sekreterliği’ne atanan Can Akın Çağlar' ın Ali Babacan ve Meral Akşener’in en güvendiği  bürokrat olarak anılması,  yeni ittifakı somutlaştırıyor.

İş dünyası en kritik günlerde Ekrem İmamoğlu’na destek vermişti. Şimdi Ak Parti bürokratı bilinen  Can Akın Çağlar İBB Genel Sekreterliği görevine atandı.

Bu da; CHP, DEVA ve İYİ Parti ittifakının temellerinin şimdiden atıldığının  göstergesi. Bu ittifaka, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin de katılacağı açık.

Şunu kabul etmek zorundayız. Ak Parti, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ile üçe bölündü. Şimdi, yeni bir bölünme sürecine doğru gittiğini  görüyoruz.

Ak Parti’de Erdoğan’dan sonrası için konuşulan iki isimden söz ediliyor. Bunlardan biri Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak. Diğeri de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. Bir diğer isim de Numan Kurtulmuş.

Bir de, Başkan Erdoğan’ın eski metin yazarı, Aydın Ünal’ın çıkışını dikkate alırsak, Ak Parti 'nin  daha büyük  bir bölünme tehlike ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz.

Liderlik yarışında MSB Hulusi Akar'ı da unutmamak gerekir.

Abdüllatif Şener’in Ak Parti büyük oy kaybedecek, çıkışının arkasında bu süreçler olabilir.

Ak Parti, Ayasofya’nın ibadete açılması ile büyük iş başardı ve tüm beklentileri sonlandırdı.

Görünen o ki, Ak Parti Ayasofya’nın ibadete açılması ile de, erimeyi durduramayacak. 

Geldiği konum itibariyle, izlediği stratejik adımlar  Ak Parti’ye karşı oluşan cepheyi güçlendiriyor.

Ak Parti kurucuları ve Ak Parti’nin kemik tabanı,  Ak Parti’den uzaklaşıyor. Ak Parti’den kaçan oyların  kendine yön belirtmemesi, yeni ittifaklar için yol haritası niteliğinde.

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun teşkilatlanma çalışmalarındaki başarısı, gri bölgedeki oyları yavaş yavaş çekiyor.

ABD, Avrupa ve İngiltere gibi  güçlü finans kaynaklarına sahip ülkelerin, CHP + DEVA + İYİ Parti+ Gelecek Partisi, Saadet, Demokrat Parti ve  HDP itifakına  göz kırptıkları sır değil.

Bu durum, Abdullah Gül ismini yeniden gündeme getiriyor.  Abdullah Gül, bu ittifakın çatı adayı olarak Erdoğan’ın karşısına çıkarsa, kazanma şansı yüksek.

Doğrusunu söylemek gerekirse, Ak Parti’nin geleceği de bu ittifaka bağlı.  Bu ittifakta yer alacak DEVA + İYİ Parti ve Gelecek Partisi  Ak Parti’yi yargılamak isteyen, CHP+ HDP ve diğer unsurların önünde koruyucu ve kollayıcı bir görev üstlenecektir.

28 Şubat, Ergenekon, Balyoz ve FETÖ ile devam eden sürecin  sonuna, Ak Parti’nin eklenme ihtimali  yüksek.

Bu konuda yapılan hazırlıkları, 05 Haziran 2018 tarihinde yazdığım “Seçimden sonra Ak Parti’ye FETÖ Operasyonu” başlıklı köşe yazısı ile  duyurmuştum. O yazı başıma çok iş açtı. Ak Parti, iktidarı kimlerle paylaşıyorsa, KENDİLERİNİ UYARAN KURUCUSUNU,  yine kendi eliyle susturduğu gibi, ailesini de perişan etti.  Türk ve Müslüman kızı, Elif ve Ayşe'yi Ukrayna'da ıssız bağ evinde ölüme terk etti.  Ak Parti'ye  operasyon planlayan yapıları da sevindirdi, elini güçlendirdi.

Bu olay, Ak Parti’nin sonunu getirmek isteyenlerin, dışarıdan içeriye girdiğinin en büyük kanıtı.

Ak Parti, kendilerine yönelik operasyon planlarını kalıcı olarak bertaraf edecek yasal düzenlemeleri yapmak yerine, sivrisinekleri ilaçlıyor.

Uzun sözün kısası;

Ak Parti, Ayasofya ile altın vuruşunu yaptı ve dönemini tamamladı.

Eğer çok sıradışı bir olay yaşanmazsa, Türkiye’nin yeni siyasetinde  CHP + DEVA + İYİ Parti+ Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve  HDP itifakı yer alacak. Ak Parti, belki de muhalefette bile yer alamayacak!

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: gundem@sehitlerolmez.com