AYM Başkanı bireysel başvurular üzerinden uyardı: Yargı reformu için radikal adımlar atılmalı

RADİKAL ADIM ÇAĞRISI

AYM Başkanı bireysel başvurular üzerinden uyardı: Yargı reformu için radikal adımlar atılmalı

AYM Başkanı bireysel başvurular üzerinden uyardı: Yargı reformu için radikal adımlar atılmalı

AYM Başkanı Zühtü Arslan, bireysel başvuru sayısının 110 bine yaklaştığını belirterek uyardı. Arslan “Uzun yargılama artık ülkemizde yapısal bir sorun haline geldi. Bu yapısal sorunun çözülmesi de yine yapısal reformlarla mümkün. Radikal adımların atılmasıyla mümkündür” dedi.

KARAR

"Adli Yargıda Bireysel Başvuru İhlal Kararları ve İhlalin Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması Bölge Toplantısı"nda konuşan Arslan, hukukun, toplumsal ve siyasal hayatın vazgeçilmez unsuru olduğunu, hukukun olmadığı yerde toplumun bir arada olmasının mümkün olamayacağını söyledi.

Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, bugün itibarıyla bireysel başvuru sayısının 110 bine yaklaştığını belirterek bunun büyük bir sayı olduğuna işaret etti.

RADİKAL ADIM ÇAĞRISI

Sayının kontrol edilmesi ve yönetilmesinin çok zor olduğunu kaydeden Arslan, şunları söyledi:

Bu yapısal sorunun çözülmesi de yine yapısal reformlarla mümkündür. Radikal adımların atılmasıyla mümkündür."

'UZUN YARGILAMA YAPISAL SORUN HALİNE GELDİ'

Bireysel başvurunun yoluna devam edebilmesinin etkili ve başarılı bir hak arama yolu olarak varlığını sürdürebilmesinin, iki temel şartının bulunduğuna işaret eden Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Maalesef bu tür toplantılarda ifade etmek zorunda kalıyoruz. Anayasa Mahkemesinin iş yükü bireysel başvuruda her geçen gün artmaktadır. Her toplantıda adeta rekor üstüne rekoru anlatıyoruz.

Geçen toplantımızda Gaziantep'te 90 bine yaklaştığını söylemiştik bireysel başvurunun.

Keşke bu toplantıda daha güzel bir rakamı ifade edebilseydik. Daha aşağı bir rakamı ifade edebilseydik ama maalesef bugün o rakamın çok daha üstüne çıktık ve bugün itibarıyla bireysel başvuru 110 bine yaklaştı.

Dolayısıyla uzun yargılama artık ülkemizde yapısal bir sorun haline gelmiştir. Bu yapısal sorunun çözülmesi de yine yapısal reformlarla mümkündür. Radikal adımların atılmasıyla mümkündür."

'AYM'DEN ÖNCE BİR İDARİ MERCİ BUNA BAKMALI'

Arslan, uzun yargılama şikayetlerinin, bireysel başvuru yoluyla doğrudan Anayasa Mahkemesinin önüne gelmesinin doğru olmadığını savunarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

Bu kadar iş yükü bireysel başvuru kurumunu felç etme potansiyeli taşımaktadır.

Bu nedenle bireysel başvurunun geleceğini, iş yükünün azaltılmasına bağlı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır."

Arslan, bireysel başvurunun etkili bir hak arama yolu olarak devam etmesinin ikinci şartının da ihlallerin kaynağının kurutulması olduğuna dikkati çekti.

'AYM İHLAL KARARI VERDİĞİNDE BUNUN ANLAMI ÇOK AÇIK'

İhlallerin devam ettiği ve yeni ihlallerin gelmesi önlenemediği müddetçe hangi tedbirler alınırsa alınsın bireysel başvurudaki iş yükünün belli bir düzeyde tutulmasının imkânsız olacağını dile getiren Arslan, şu görüşleri paylaştı:

"Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruda ihlal kararı verdiğinde bunun anlamı çok açık. İhlale sebep olan işlem ister bir mahkeme kararı olsun ister bir kanun hükmü olsun Anayasaya aykırılık teşkil etmektedir.

Dolayısıyla yapılması gereken bu aykırılığın giderilmesidir. Bazen bu yeniden yargılama yoluyla mümkün olabilmektedir. Bazen idari işlemin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilmektedir.

Bazı durumlarda da kanundan kaynaklandığı hallerde ancak o kanun hükmünün değiştirilmesiyle veya kaldırılmasıyla ihlal giderilebilmektedir. Dolayısıyla bu noktada yasama, yürütme ve yargı organlarına, idare makamlarına çok büyük görevler düşmektedir.

Bu etkili icra meselesi bir yandan başvurucunun mağduriyetinin giderilmesini, diğer yandan da belki bundan daha önemli bir şekilde yeni ihlallerin ortadan kaldırılmasını daha doğrusu yeni ihlallerin ortaya çıkmasının engellenmesini kapsamaktadır."

'MAHKEME KARARLARININ UYGULANMASINI BİR KENARA BIRAKMALIYIZ'

Bir hukuk devletinde mahkeme kararlarının etkili icrasının nasıl olacağının konuşulması gerektiğini vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:

"Yoksa mahkeme kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı meselesi bir hukuk devletinde tartışma konusu olamaz. Gündeme dahi gelmesi düşünülemez. Çünkü hukuk devleti mahkeme kararlarının etkili bir şekilde uygulandığı ve hak ihlallerinin giderildiği devletin adıdır.

Hatta daha ilerisi mahkemelerin etkili bir şekilde çalışmadığı, iyi işlemediği bir yerde devletten de bahsedemezsiniz. Bazen insanlar hayatlarına mal olacağını bilse bile mahkeme kararına uymaktan vazgeçmemelidir.

Sokrates'in aslında insanlığa öğrettiği budur. Hepimiz bu şuurda hareket ederek mahkeme kararlarının uygulanmasının tartışılmasını artık bir kenara bırakmak durumundayız.

Mahkeme kararları ister derece mahkemelerinin kararları olsun, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararları olsun tartışmasız uygulanması gereken kararlardır.

Hiç şüphesiz mahkeme kararlarını beğenmeyebiliriz, eleştirebiliriz, yanlış bulabiliriz ama onlara uyup uymama noktasında hiçbir takdir yetkimiz yok, tercih hakkımız yok. Onlar hepimizi bağlayıcıdır.

Esasen bu bağlayıcılık Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesinin de doğal bir sonucudur. Anayasanın 11. maddesi bunu çok net bir şekilde ifade ediyor."

KARAR