Bakan hakim ve savcı adaylarına adalet çağrısı yaptı... Elif ve Ayşe bebekler 1161 gündür adalet bekliyor

Elif ve Ayşe bebekler Ukrayna’da şehir dışında ıssız bağ evinde babalarının eve dönmesini bekliyor.

Bakan hakim ve savcı adaylarına adalet çağrısı yaptı... Elif ve Ayşe bebekler 1161 gündür adalet bekliyor

Bakan hakim ve savcı adaylarına adalet çağrısı yaptı... Elif ve Ayşe bebekler 1161 gündür adalet bekliyor

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hakim ve savcı adaylarına seslenerek adalet vurgusu yaptı "Gözünüz bağlı, teraziniz şaşmaz olsun" dedi.

Elif ve Ayşe bebekler 1161 gündür adalet bekliyor.

Ukrayna’da şehir dışında ıssız bağ evinde babalarının eve dönmesini bekliyor.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Ankara'da Adalet Akademisinde düzenlenen 'Türkiye Adalet Akademisi 25'inci Dönem Hakim ve Savcı Adaylarının Hazırlık Eğitimlerinin Açılış Programı'na katıldı. Bakan Gül, hakim ve savcı adaylarına seslenerek, "Aklınızı, vicdanınızı kimseye kira vermeyin. Yargı mensuplarının ifade aracı kararlarıdır; kararları ile konuşurlar. Milletimizin yargı yetkisini devrettiği sizlerden, milletimizin konuştuğu güzel Türkçemizi en güzel şekilde ifade etmenizi bekliyoruz. Berrak bir dille, temiz bir Türkçe, sağlam bir örgü, iyi bir muhakeme ve esaslı bir gerekçe ile yazılan karalar millet ve toplum nezdinde vicdanlarda yer edinecektir. Yargıya duyulan güven de, yargı kararlarından memnuniyet de gerekçeden beslenir. Öyle bir karar verin ki ve bu kararı gerekçelendirin ki; adliyeden çıkan kim olursa olsun 'valla ben de olsam bu kararı verirdim, bu gerekçeler doğru' desin. Eğer bunu dedirtemezseniz insanların adalet duygusunu da tatmin edememişsinizdir" diye konuştu.

'TOPLUMUN BEKLENTİSİ ADALET'

Akademideki eğitimin önemine de değinen Bakan Gül, "Hangi görüşe, hangi inanca, hangi mezhep veya meşrebe ait olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesin eşit şekilde adaletin muhatabı olduğunu bir an olsun hatırdan çıkarmayın. Gözünüz bağlı, teraziniz şaşmaz olsun. Çünkü sizler faili değil fiili yargılayacaksınız. Eski Türkiye'nin failden faile değişebilen yargısal aktivizmi acı bir anekdot olarak mazideki yerini aldı. Sizleri Anayasa'nın ve kanunların emrinde hukuk devletinin emrinde bir yargı sistemi bekliyor. Asıl sınavınız şimdi başlayacak. Toplumun sizden bir tek; ama adalet gibi büyük bir beklentisi bulunmaktadır. Adalete hizmet mevziini terk edip, ideolojik adanmışlığı ikame edenlerin ülkemizi nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğini 15 Temmuz'da hepimiz gördük" dedi.

BEŞİKTEKİ ELİF VE AYŞE BEBEKLER NEDEN BABASIZ BIRAKILDI?

Beşikteki bebekler şimdi okula gidiyor. Elif ve Ayşe bebekler 1161 gecedir yalnız uyuyor. 1161  gündür babaları olmadan uyanıyorlar.   Hergün baba ne zaman geleceksin diye soruyorlar...

Elif ve Ayşe’nin babasına 12 Temmuz 2018 tarihinde hukuksuz bir şekilde operasyon yapıldı.

3 yıl 2 ay 2 gündür, toplamda 1161 gündür Elif ve Ayşe bebekler Ukrayna’da yabancı bir ülkede, şehir dışında ıssız bir bağ evinde adaletin tecelli edeceği, babalarının eve döneceği günü bekliyor.

Olayı anlatalım…

İzmir Cumhuriyet Savcısı S.Ö, bir akrabasının 2011 yılında Bank Asya’da açılıp, kapanmış hesabı var diyerek tutuklanma talebiyle KIRMIZI BÜLTEN çıkarılmasını istiyor.

Türk hukuku için utanç vericidir ki, teröristlere çıkarılmayan “Kırmızı Bülten” o talep ile 24 yıldır Şehit Aileleri ve Gazilerinin haklarını savunan bir gazeteci için çıkartılmış.

Gazeteci Yusuf İnan, Ukrayna’da sahte operasyonla gözaltına alınıp, Ukrayna istihbaratı ile anlaşılarak Türkiye’ye kaçırıldı.

Tüm dünyaya “terörist” ilan edildi.

Ukrayna’dan İstanbul’a gelindiğinde operasyonun Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Türk Milleti’nin gözbebeği MİT’e kurulmuş bir kumpas olduğu anlaşıldı...

Tüm dünyaya yalan söylenildiği için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin daha fazla itibar kaybetmemesi,  devletin tuzağa düşürüldüğünün alenileşmemesi için gazeteci Yusuf İnan hukuksuz olarak tutuklandı.

Tutuklama gerekçesi olarak da bir akrabasının Bank Asya’da 2011 yılında açılıp kapanmış hesabı var denildi. Bir de Twitter’da Şehit Kızları Babalarına Böyle Koşar başlıklı fotoğraf gerekçe gösterildi…

3,5 ay sonra iddianame hazırlandı.

İddianamede Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda suç olarak belirlenmiş hiçbir şey yoktu.

Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi gereği, hiç kimse kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; hiç kimse bir fiil için kanunda gösterilen ceza dışında bir ceza ile veya kanunda gösterilen cezadan daha ağır bir ceza ile cezalandırılamaz .”

Tüm hukuk kuralları unutuldu, görmezden gelindi. 

İddianame hazırlayan Cumhuriyet Savcısı, bir başkasının Bank Asya’da 2011 yılında açıp kapattığı hesabı gerekçe göstererek Kırmızı Bülten talep eden kişi olunca, tüm hukuk kuralları yok sayılabiliyor.

10 ay 19 gün cezaevinde yatırıldım. Bu süreçte eşim Ukrayna’da olduğu için telefonla görüştürülmedim. Cezaevi Ukrayna’dan gönderilen telefonla görüşme dilekçesi ve evraklarını teslim almayarak geri gönderdi.

Ağır Ceza Mahkemesi, tüm araştırmalar neticesinde bir suç bulamayınca, 2012 – 2013 -2014 yıllarında yazmış olduğum hiçbiri suç  teşkil etmeyen köşe yazılarım üzerinden bir yargılama yaptı.

Propoganda yaptığımı iddia etti. Onlarca AİHM, AYM ve YARGITAY kararı yok sayılarak. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi görmezden gelinerek “Az bir ceza verelim, eğer az bir ceza vermezsek bizim başımız belaya girecek. Bu karar zaten İstinaf’ta bozulur.” Sözleriyle az bir ceza verildi.

O az bir cezaya rağmen, o cezayı yatmak istesem yatacak günü olmamasına rağmen, HUKUKSUZ OLARAK YURTDIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI KONULDU.

BAM dosyayı uzun süre bekletti. Kararı kaldırdı, YURTDIŞINA ÇIKIŞ YASAĞINI kaldırmadı. Yeniden yargılama yapacağını söyledi ve zamanı uzattı.

1,5 yıllık oyalamadan, sürekli ertelenen duruşmalardan sonra benzer bir karar vererek topu Yargıtay’a attı. YURTDIŞINA ÇIKIŞ YASAĞINI kaldırmadı.

Bölge Adliye Mahkemesi de evrensel hukuk kurallarına gözünü tıkadı…

Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi gereği, hiç kimse kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; hiç kimse bir fiil için kanunda gösterilen ceza dışında bir ceza ile veya kanunda gösterilen cezadan daha ağır bir ceza ile cezalandırılamaz .” İlkesi yok sayıldı.

Bu süreçte Yusuf İnan’ın neden tutuklandığı, neden Kırmızı Bülten çıkarıldığı da ortaya çıktı.

Meğer Yusuf İnan Ukrayna’da hayvancılık yaparken, kurduğu E-Ticaret Sitesi üzerinden 30 - 40 dolara ucuz adaklık canlı hayvan satarken FETÖ’nün adak ve kurban pazarını çökertmiş.

FETÖ’nün Ukrayna ve Ahıska İmamı milyon dolarlık adak ve kurban pazarını kurtarmak için; Kiev Büyükelçisi ile Odessa Başkonsolosunu maniple ederek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Türk Milleti’nin gözbebeği MİT’i, İçişleri Bakanlığı’nı, Bakan Süleyman Soylu’yu, Emniyet İstihbarat Teşkilatı’nı dünya çapında küçük düşürerek İzmir’deki Cumhuriyet Savcısı S.Ö ile FETÖ’ye milyon dolarlık pazarı geri kazandırmışlar.

İzmir Cumhuriyet Savcısı S.Ö, FETÖ’nün Ukrayna İmamı, Ahıska İmamı, Kiev Büyükelçisi, Odessa Başkonsolosu el ele vererek;

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı,

Türk Milleti’nin gözbebeği MİT’i,

MİT Başkanı Hakan Fidan’ı,

İçişleri Bakanlığı’nı,

Bakan Süleyman Soylu’yu,

Adalet Bakanlığı’nı,

Bakan Abdülhamit Gül’ü,

Dışişleri Bakanlığı’nı,

Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nu,

Ağır Ceza Mahkemesini,

İzmir Bölge Adliye Mahkemesini,

AYM’yi,

AYM Başkanı Zühtü Arslan’ı FETÖ’nün amaçları doğrultusunda manipüle etmiş, FETÖ’ye hizmet eder konuma düşürmüş.

Olay vahim!

Böyle bir ihanete duyarsız kalarak, beşikteki çocukları 1161 gündür babasız bırakmak ADALET DEĞİLDİR…

Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı bu şekilde korunamaz...

Türkiye Cumhriyeti Devleti’nin itibarını bir Cumhuriyet Savcısı ile FETÖ’nün İmamı yerle bir edemez.

Bunun bir karşılığı olmalıdır.

Emniyet Genel Müdürü görevden alınarak böyle bir ihanetin üzeri kapatılamaz.

Ukrayna’da dalgalanan Türk bayrağını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarını yine Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a indirtenler cezasız kalamaz.

Beşikteki çocukları 1161 gündür yabancı bir ülkede sahipsiz bırakmak, pandemi günlerinde ölüme terk etmek, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN ONURUNU KURTARMAZ.

DEVLETİN ONURU ADALETTİR.

Türk bayrağını indirip çöpe atan Hain Ahıska Çetelerine haddini bildirmektir.

YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI NEDEN KALDIRILMIYOR?

Bölge Adliye Mahkemesi’nin hakimi Ukrayna’ya dönünce ne iş yapacaksın, diye sordu. Ben de Ukrayna’da iki tane şirketim var. Onları toparlayacağım. Hayvanlarım çalınmış onları çalanlardan geri alacağım. Ukrayna’da yaşamak için çalışacağım. Ukrayna’da eşim, beşikte bırakıp gelmek zorunda kaldığım iki kızım var. Onları büyütüp okutacağım, dedim.

"Demek sen yine orada hayvancılık yapacaksın. E-Ticaret sitesinden adaklık canlı hayvan satacaksın", dedi.

YURTDIŞINA ÇIKIŞ YASAĞININ DEVAMINA KARAR VERDİ…

Benim orada hayvancılık yapmam neden istenmiyor, biliyor musunuz?

Ben hayvancılık yaparsam, 30 – 40 dolara adaklık canlı hayvan satarsam, FETÖ’nün milyon dolarlık adak ve kurban pazarı ÇÖKÜYOR!

Ben Ukrayna’ya ne kadar geç  gidersem, FETÖ o kadar rahat!

Ben gidemediğim sürece milyon dolarlar FETÖ kasasına akmaya devam edecek!

Bunun adı FETÖ ile mücadele mi, FETÖ’ye alenen destek mi?

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin başına getirilmiş bir hakim, nasıl FETÖ lehine karar verir?

Suç bulamayınca nasıl suç uydurur?

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün bu süreçte hiç mi sorumluluğu yok?

Biz reformları çıkardık, uygulamıyorlar, demek bir Adalet Bakanı’na yakışıyor mu?

Adalet, FETÖ’ye yardım edince mi sağlanıyor?

Ukrayna’da şehir dışında ıssız bağ evinde iki minik kız çocuğunu ölüme terk edince mi sağlanıyor?

Anladık adalet yok!

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’de hiç mi vicdan yok!

Alenen yapılan bir haksızlığa, hukuksuzluğa, devlete kurulan kumpasa göz yumuyor…

FETÖ’ye alenen destek verir konuma düşüyor!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de FETÖ’ye destek verir konuma düşürüyor...

Devlete kumpas kuruluyor, Adalet Bakanı susuyor!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kumpas kuruluyor, Adalet Bakanı susuyor.

Türk Milleti’nin gözbebeği MİT’e kumpas kuruluyor, Adalet Bakanı susuyor…

Bu millet ne yapsın?

Adalet arıyor, yok!

Evi ocağı yıkılıyor, devlet yok!

Çocukları yabancı bir ülkede ıssız bağ evinde ölüme terk ediliyor, devlet yok!

Söyleyin de onu yapalım…

1161 gündür gözleri görmeyen bir kadın, iki minik kız çocuğu ile ıssız bağ evinde nasıl yaşar?

Akşam evinize gidince kendi çocuklarınızı nasıl kucağınıza alıp da sevebiliyorsunuz?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücü hainlere yetmiyor, FETÖ’ye yetmiyor. FETÖ’nün Ukrayna ve Ahıska İmamı’na yetmiyor. Türk bayrağını çöpe atan Hain Ahıska Çetelerine yetmiyor.

Beşikteki Elif ve Ayşe bebeklere yetiyor!

Ukrayna'da PKK'nın ofisi var. Sorumlusu var. Temsilcisi var. Fabrikaları var. İş adamları var. Kampları var.

Cumhuriyet Savcısı onlar için Kırmızı Bülten çıkarmıyor da, 24 yıldır Şehit Aileleri ve Gazilerin  haklarını savunan bir gazeteci için  Kırmızı Bülten çıkarıyor.

Devletin geldiği nokta burası...

Hasbunallahu veni mel vekil!

Yaşasın zalimler için cehennem demiyorum, o zaten yaşıyor. 

Yaşasın zalimler ve hainler için adalet!

Adalet yaşasın ki, günü geldiğinde zalimlerden ve hainlerden hesap sorsun!

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: gundem@sehitlerolmez.com