Bir Türkiye klasiği, Necip Fazıl hapiste, Nazım Rusya'da sürgünde!

Perinçek, Yalçın Küçük'ü neden Ulusal Kanal'dan attı?

Bir Türkiye klasiği, Necip Fazıl hapiste, Nazım Rusya'da sürgünde!

Bir Türkiye klasiği, Necip Fazıl hapiste, Nazım Rusya'da sürgünde!

Kıyamete yakın kalem erbabı artacak deniliyor. Anlaşılan o ki, kıyamet çok yakın... Çünkü herkes her konuda ahkam kesiyor.

Herkes her konuda konuşuyor...
Herkes birilerini suçluyor...
Herkes birilerinin düşmanı!

İşte ülkemin hali...

Dün nasıldı?
Dün de aynıydı...

Dünden bugüne değişen birşey yok!

Dün sağın popüler ismi Necip Fazıl hapiste çürütülürken, solun efsane şairine de Rusya'da sürgün hayatı yaşatılıyordu.


Bugün de benzer manzara yok mu?

Var...

Peki neden?

Kimse kimseyi dinlemek istemiyor da ondan...

İşte Profesör Canan Karatay...

Karatay hoca ekmek zehir haline geldi diye çırpınıyor.

Kim ciddiye alıyor?

Ben alıyorum.

Birileri de Karatay hocayı kafayı kırmış bir kadın olarak lanse etmeye çalışıyor.

Peki neden?

Karatay hoca ilginç şeyler söylüyor... Beyaz ekmek 1930'da hayatımıza girdi diyor.

Hazır mayalara dikkat çekiyor...

Bugün yediğimiz buğday ile atalarımızın yediği buğday aynı değil 
diyor.

Neden dikkate almıyoruz ki?

Tarım ve Orman  Bakanlığı Anadolu'daki geleneksel buğdayı neden teşvik etmiyor?

Tarım ve Orman Bakanı'nın bu konuda söyleyecek bir sözü yok mu?

Bence olmalı...

Yalçın Küçük!

Yalçın Küçük ismini bilmeyen yoktur... İlginç bir yazar. Yalçın Küçük'ün yaptığı açıklamalar da ciddiye alınmıyor. İnsanlar Yalçın Küçük'e de kafayı kırmış adam gözüyle bakıyor.

Kendisini en iyi tanıyanlardan yakın arkadaşı Doğu Perinçek bile Yalçın Küçük'ü kapının önüne koydu, Ulusal Kanal'dan attı..

Yalçın Küçük de uçmuş durumda. O da kimseyi dinlemeye niyetli değil. Yeni Akit'e telefon açan general orada olduğu sürece TSK bizim değildir diyor.

Ciddi bir birikime sahip olan Yalçın Küçük'ün hata yapan bir generale takılıp kalması, bir generalin yaptığı açıklama sonrası Türk Milleti'nin gözbebeği orduyu tümden itham etmesi, yok sayması, bizden değildir demesi, gerçekten mantıksız.

Yalçın Küçük gibi deha bir yazarın fikirlerle değil de, kişilere savaş açması şaşırtıcı.

Yalçın Küçük'ü okurken veya dinlerken satır aralarında güzel şeyler bulmuyor değiliz.

Buluyoruz, bulmasını da sevincimiz kursağımızda kalıyor.

İnsan Yalçın Küçük gibi ciddi takipçi kitlesi olan bir yazarın ufkunun daha geniş olmasını bekliyor!

Yalçın Küçük AKP'yi beğenmiyor, CHP'yi beğenmiyor, Fethullah Gülen'i beğenmiyor.

Peki kimi beğeniyor?

Orası meçhul.

Diğer bir tartışma da Diyanet İşleri Başkanlığı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Hilafet” makamına layık gördüğü Diyanet İşleri Başkanlığı, o makamın farkında değil!

Verdiği fetvalar utandırıyor.

İnsanları dinden soğutuyor.

Halbuki Diyanet İşleri Başkanlığı'nın küresel anlamda bir çalışma proğramı olması gerekirdi.

Diyanet'in dünyanın bilinen en güçlü dili Rusça ile hazırlanmış ciddi bir çalışması olmalıydı.

Küresel anlamda İslam'ı anlatma projesi olmalıydı.

Diyanet gerçekten diyanet olsa, tüm dünyaya il, il tanıtım ofisi açardı.

Kurban Bayramı'nda et dağıtır.  İrşad ve yardım kuruluşu gibi çalışır, etki alanını genişletebilirdi.


Diyanet bu söylediklerimizden hangisini yapıyor?

Hiçbirini...

Bizim Diyanet ne yapıyor?

Bizim Diyanet Hac ve Umre pastasından pay kapmaya çalışıyor. Din görevlileri, Hacca görevli gitmek için birbirini eziyor.


Tarih: 2016-01-15 07:38:00 - News2023.com

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: gundem@sehitlerolmez.com