Davutoğlu'ndan sonra gözler Babacan'da

Partinin kuruluş dilekçesi ocakta verilecek

Davutoğlu'ndan sonra gözler Babacan'da

Davutoğlu'ndan sonra gözler Babacan'da: Partinin kuruluş dilekçesi ocakta verilecek

300 kişilik ekiple yeni parti kurma çalışmalarını sürdüren Babacan, partinin kuruluş çalışmalarını bu ayın sonunda bitirecek, en geç ocak ayının ikinci haftasında kuruluş dilekçesi verecek

Abdulhakim Günaydın @abgunaydin abdulhakim.gunaydin@independentturkish.com 

Eski Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Ali Babacan, parti adı ve amblemi merak edilen siyasi oluşumunun hazırlıklarını, 300 kişilik ekiple devam ettiriyor. 

Temmuz ayından bu yana parti kuracaklarını ilan eden Babacan ve çalışma arkadaşları, partinin adı ve amblemi konusunda da artık son rötuşlarını yapıyor.

Independent Türkçe’nin edindiği bilgilere göre, kurulacak yeni partinin kadrosuna sürekli yeni isimler katılıyor. Bunlar hep beraber masaya oturup sorunları nasıl çözebileceklerini tartışıyor.

Türkiye’nin hiçbir konusunu ıskalamak istemiyorlar

Babacan’ın en önemsediği konuların başında ise iyi bir kadro kurma geliyor. Kadroda hem eskiden birlikte çalıştıkları kişiler hem de yeni isimler var. Geniş kadro oluşturarak Türkiye’nin hiçbir konusu ıskalamak istemiyor Babacan. 

Bunun için de ülkenin tümünü kucaklayacak bir siyaset üretmeye çalışıyorlar. Bu kapsamda, bölge ayrımı gözetmeksizin çalışma yapan 24 ayrı grup oluşturuldu. 

 

Ali Babacan - Ahmet Davutoğlu

Ali Babacan - Ahmet Davutoğlu / Fotoğraf: AFP

Farklı meslek gruplarıyla istişare halkaları oluşturuldu. 24 ayrı grubun görev aldığı başlıklar ise aşağı yukarı Türkiye’nin bütün politikalarını kapsıyor. Hukuk, eğitim, sağlık, tarım, dış politika, ekonomi, finans, göç, din-devlet ilişkisi, iç meseleler, kültür-sanat, insan hakları, Kürt sorunu ve kentleşme gibi başlıklı çalışma gruplarının başkanlığını ise genellikle konunun uzmanları yapıyor.

Ekonomide Acemoğlu, eğitim konularında da Şirin ile çalışılıyor

Örneğin eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, hukuk ve yargı reformu grubundaki konuları çalışma arkadaşlarıyla masaya yatırıyor ve çözüm önerileri geliştiriyor.  

Ekonomi konularında Daron Acemoğlu ile görüşmeler yapılıyor. Eğitim ve sosyal psikoloji meselelerinde ise New York Üniversitesi’nde Selçuk Şirin ile çalışılıyor. 

Türkiye'nin kangrene dönüşümüş meselelerinde ise gerektiğinde çalıştaylar gerçekleştiriliyor.

Kentleşme ve kentsel çözüm konusunda İstanbul’da toplantılar yapan Ali Babacan ve ekibi, Kürt sorunu konusunda ise çalıştaya imza attı.

Kürt Sorunu Çalıştayı’nda, Eski Başbakan Yardımcılarından Beşir Atalay, Mesut Yeğen, Vahap Coşkun, Sinan Hakan, Mehmet Emin Aktar,Yusuf Alataş, Abdülbaki Erdoğmuş ve Sertaç Bucak gibi isimler katıldı.

Bu çalıştayın hemen ardından Hakkı Savunanlar Platformu üyeleri de Ali Babacan ve ekip arkadaşlarıyla Ankara'da bir araya gelerek fikir alışverişinde bulundu.

Toplantıya katılan bazı isimlerle dikenli konular konuşuluyor, tartışılıyor ve bunların olgunlaştırılarak çözümü sağlanması konusunda öneriler geliştiriliyor.  

Babacan, Halkbank’ta olduğu gibi ithamlara cevap vermemeyi tercih ediyor

Çalışmayla genel strateji belirlenirken, yeni Türkiye’de bu meselelere nasıl bakılacağı, temel ilkelerin neler olacağı ve Türkiye’nin normalleşmesi için nelerin yapılması gerektiği tartışılıyor.

 

Recep Tayyip Erdoğan - Ali Babacan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan - Ali Babacan / Fotoğraf: EPA

Babacan ve ekibi yeni stratejiler belirlerken, Türkiye siyasetine sirayet eden kavga dilinin terk edilmesi için de özel çaba harcanıyor.

Kendilerine yönelik bazı ithamlara bile cevap vermemeyi tercih ediyor. Bunun en bariz örneğini ise Şehir Üniversitesi ile Halkbank arasındaki davaya taraf olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerini hedef alan sözlerine cevap vermeyerek ortaya koydular.

Tartışma, kavga, suçlama ve karşılıklı polemiklerle karamsar tabloyu yansıtmak yerine umut aşılamayı amaç edinen Ali Babacan ve ekibi, “İnsanlarımızın geleceğinden başka bir yere odaklanmak istemiyoruz” görüşündeler.

Ülkede yaşayan insanların ortak huzurlu ve müreffeh geleceği için ortak gelecek perspektifi içerisinde yürüme anlayışı ile hareket edecekleri belirtilen Babacan ve ekibinin, ayrıştırıcı dilden uzak durmak için çaba gösterecekleri tahmin ediliyor.

Partinin adı ve amblemi ne olacak?

En çok merak edilen konuların başında ise hiç kuşkusuz ki, partinin adı ve ambleminin ne olacağı geliyor. Buna ise aralık ayının son haftasında kesin karar verilecek.

Zira 24 çalışma grupların olgunluk düzeyine bakılacak. Çünkü bu konu da tam bir konsensüs aranıyor. Kadro ve tüzük meselesinde ise herhangi bir problem bulunmuyor.

Ama parti programı üzerinde daha fazla bir hassasiyetle duruluyor. Bunun içinde ileride herhangi bir sıkıntıyla karşılaşılmaması için ekip, "ince eleyip sık dokumayı" tercih ediyor. 

Dolayısıyla aralık ayının son haftasında tüm süreç gözden geçirilecek. Son rötuşları yapıp, bir sorunun kalmadığına kanaat getirilirse, partinin kuruluş dilekçesi verilecek.

Ufak tefek pürüzler varsa, her şeyin tam olgunlaşması için bir iki hafta daha beklenip gerekli gözden geçirmeler yapıldıktan sonra iki hafta sonra yani ocak ayının ikinci haftasında İçişleri Bakanlığı'na dilekçe verilecek. 

 

Ali Babacan - Abdullah Gül

Ali Babacan - Abdullah Gül / Fotoğraf: abdullahgul.gen.tr

Babacan, AK Parti’de uzun dönem siyaset yaptı. 13 yıl bakanlık koltuğunda oturdu ve ekonominin patronu olarak görüldü.

19 Kasım 2002’de 58’inci T.C. Hükümeti’nde ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı görevine atanarak kabineye 35 yaşında girmiş ve kabineye giren en genç üye olmuştu. 

Birçok kez Davos, Dünya Ekonomik Forumu ve Bilderberg Konferansı gibi kritik ekonomik toplantılarına Türkiye adına katıldı. 

Babacan aktif siyasetten uzak kaldığı dönemde iş insanı olarak ekonomiyle bağını devam ettirdi. Temmuz’dan bu yana parti kuracağı alenileşen Babacan, ilk kez yazılı medya Karar gazetesine konuşarak nasıl bir siyasi oluşuma imza atacaklarını anlatmıştı.

Ardından ise Habertürk’ten Fatih Altaylı’nın programına çıkarak hem Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma hem de kullanacakları siyasi söyleme ilişkin açıklamalarda bulunmuştu.

 

The Independentturkish