DEVA Partisi Metin Gürcan'a casusluk suçlamasında hukuki destek verecek

Tutuklanarak cezaevine gönderildi

DEVA Partisi Metin Gürcan'a casusluk suçlamasında hukuki destek verecek

DEVA Partisi Metin Gürcan'a casusluk suçlamasında hukuki destek verecek, diplomattan kayıt dışı para almasıyla ilgili savunmasını alacak

Demokrasi ve Atılım Partisi yönetimi, "siyasi ve askeri casusluk" suçlamasıyla tutuklanan partinin kurucularından Metin Gürcan ile ilgili tutumunu netleştirdi. DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Gürcan'ın yabancı bir diplomattan, bir AVM'nin otoparkında, zarf içinde para almasının rahatsız edici olduğunu söyledi. Yeneroğlu, Gürcan'a yöneltilen "askeri ve siyasi casusluk" suçlaması için ise "mesnetsiz" ifadesini kullandı.

BBC Türkçe

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi yönetimi, "siyasi ve askeri casusluk" suçlamasıyla tutuklanan partinin kurucularından Metin Gürcan ile ilgili tutumunu netleştirdi.

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Gürcan'ın yabancı bir diplomattan, bir AVM'nin otoparkında, zarf içinde para almasının rahatsız edici olduğunu söyledi.

BBC Türkçe'ye konuşan İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bu durumun siyasi etik açısından sorgulanması gerektiğini belirtti.

Yeneroğlu, cezaevinden çıkması halinde partisinin, Gürcan'dan bu konuda savunma isteyeceğini açıkladı.

Gürcan'a yöneltilen "askeri ve siyasi casusluk" suçlamasının ise "mesnetsiz" olduğunu söyleyen Yeneroğlu, DEVA Partisi olarak avukatları aracılığıyla hukuki destek vererek, kurucularının adil yargılanma hakkını savunacaklarını kaydetti.

Tutuklanarak cezaevine gönderildi

DEVA Partisi Kurucular Kurulu üyesi ve emekli subay Metin Gürcan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme" suçlamasıyla 26 Kasım'da İstanbul'da gözaltına alındı. 29 Kasım'da da çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Mahkemesi'nce tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Metin Gürcan'a yönelik teknik takiple ilgili görüntüler ise Habertürk Televizyonu'nda yayımlandı.

Görüntülerde, Gürcan'ın yabancı bir diplomattan zarf içinde döviz cinsinden para aldığı ve bu parayı ATM'de hesabına yatırmaya çalıştığı görülüyor.

Gürcan'ın, sorgusundaki ifadesinde casusluk suçlamasını reddettiği ve askeri geçmişini anımsatarak, 2019'dan bu yana talep eden kişi ve kurumlara danışmanlık hizmeti verdiğini anlattığı basına yansıdı.

'Casusluk suçlaması mesnetsiz, hakkını savunacağız'

Görüntüler sonrası DEVA Partisi Başkanlık Kurulu, Genel Başkan Ali Babacan'ın başkanlığında bir değerlendirme toplantısı yaptı.

BBC Türkçe'ye konuşan DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Metin Gürcan'a, ceza hukuku çerçevesinde yöneltilen casusluk suçlaması ile parti olarak siyasi etik açısından yaptıkları değerlendirmenin ayrı tutulması gerektiğini söyledi.

Yeneroğlu, "Ceza hukuku açısından değerlendirdiğimizde ortada casusluk suçunun maddi unsurlarını gerçekleştiren herhangi bir fiil yok" dedi.

Gürcan'a yöneltilen casusluk suçlamasının tamamen "mesnetsiz" olduğunu vurgulayan Yeneroğlu, şu görüşleri dile getirdi:

"Zaten sulh ceza hakimi de bunun farkında ki gizli bilginin temin edilmesinden bahsetmiyor. Halbuki Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 328. Maddesi gizli bilginin temininden bahsediyor. Suç unsuru gizli bilginin temin edilmesi, Türkiye nin aleyhine yabancı bir ülkenin faydasına bunu o ülke temsilcileri, o ülkeyle paylaşmaktır. Paylaşmanın kendisinden ziyade asıl o gizli bilgi ve belgeleri temin etmektir suç olan TCK ya göre. Metin Bey'in ifadelerinde gizli bilgilerin teminiyle ilgili herhangi bir saptama yok. Dolayısıyla ortada casusluk suçlamasını gerekçelendirecek makul kılabilecek hiçbir veriye rastlamadığımızı özellikle vurgulamak gerekiyor."

Yeneroğlu, Gürcan'ın adil yargılanma hakkını sonuna kadar savunacaklarını ve bu amaçla da parti olarak avukatları aracılığıyla her türlü hukuki desteği vereceklerini söyledi.

'Siyasi etik noktasında kendimizi başka partilerle mukayese etmeyiz'

Gürcan'ın durumunu "siyasi etik" açısından da değerlendirdiklerini belirten Yeneroğlu, siyasi etikle ilgili hassas bir parti olduklarını belirtirken "10 bin dolar alan siyasetçi kim?" tartışmasını anımsattı:

"Biz siyasi etik noktasında kendimizi başka partilerle mukayese etmeyiz. Burada bir siyasetçinin ayda bir suç örgütü liderinden 10 bin dolar alması İçişleri Bakanı, Meclis Başkanı tarafından bilinmesine rağmen bu konuda herhangi bir adım atılmaması siyasi etik adına o partinin ne durumda olduğunu ortaya koyar. Ülkede her türlü yolsuzluk varken bunların hiçbirinin gündeme getirilmemesi de basın ahlakına aykırıdır. Dolayısıyla Metin Gürcan ile yürütülen kampanya basın ahlâkı açısından kabul edilebilir bir şey değil. Çünkü Metin Gürcan'a, ajanlık-casusluk başlığı altında yargısız infaz yapılıyor. Bu basın ahlâkı açısından kabul edilebilir değildir. Yani masumiyet karinesini yok sayarak kişinin lekelenmeme hakkı yok sayılarak bir linç kampanyası yürütülüyor."

'Gürcan'ın kayıt dışı para alması beni rahatsız etti, sorgulanır'

Mustafa Yeneroğlu, Gürcan'ın açık kaynaklardan verilen bilgilerle bir akademisyen olarak analizlerini yabancı diplomatlarla paylaşmasında sakınca olmayacağını ancak bir siyasetçi olarak yabancı bir ülkenin diplomatına bilgi verip bunun karşılığında bir otoparkta zarf içinde kayıt dışı para almasının siyasi etik açısından kamuoyunca sorgulanmasının da haklı bir tutum olduğunu söyledi.

Yeneroğlu, "Bu görüntüler DEVA Partili olarak beni de ciddi olarak rahatsız etmiştir. Benim siyasi ahlâkıma da uyan görüntüler değildir" dedi.

'Çıkınca savunması istenecek'

Yeneroğlu, görüntülerin kamuoyuna yansımasının ardından parti yönetimi olarak durum değerlendirmesi yaptıklarını ve izlenecek tutumu da belirlediklerini ifade etti:

"Arkadaşlarımızın neredeyse tamamı, görüntüleri siyasi ahlak açısından değerlendirdiğimizde çok rahatsız edici görüntüler olduğunu ancak tutuklu olan ve şu anda yargısız infaz edilen bir insanla ilgili bizim de hukuki yargılama bitmeden bu konuyu öne çekmemizin doğru olmayacağı değerlendirildi. Bu nedenle, kendisinin ceza yargılanmasının sonuçlanması gerektiği, bu zaman zarfında kendisine her türlü hukuki desteği vermemiz gerektiği konusunda mutabık kaldık.

"Ama ceza yargılaması bittikten sonra veya kendisi cezaevinden çıktıktan sonra, elbette siyasi etik açısından bu konunun değerlendirmesi gerektiğini ve bu değerlendirme içerisinde de siyasi çalışmalarla bu tutumun nasıl bağdaştırılabileceği konusunun kendisine sorulması ve bu konuda savunmasının alınması konusunda arkadaşlarla mutabıkız."

BBC TÜRKÇE