Dilipak'tan Erdoğan'a: "Tek adam' görüntüsü ciddi anlamda bir risk"

Toplam 16 bakan var. Bana kalırsa bakanlıkların sayısı çok fazla.

Dilipak'tan Erdoğan'a: "Tek adam' görüntüsü ciddi anlamda bir risk"

Hükümete yakınlığıyla bilinen Abdurrahman Dilipak'tan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a başkanlık sistemi eleştirisi gelirken "Tek adam' görüntüsü ciddi anlamda bir risk." dedi.

 

Hükümete yakınlığıyla bilinen Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, başkanlık sistemini eleştirdi. Başkanlık sistemini eleştiren Dilipak, "Hızlı karar alsın diye başkanlık sistemine geçiyoruz, sonra da sürekli mevzuat ve bürokrasi üretiyoruz. Bu motor patlar. Hem gaza ve hem frene basarsanız olacağı budur" ifadesini kullandı.

Ayrıca, Dilipak bakanların sayısının fazla olduğunu ifade ederek mevcut 16 bakanlığın yerine 6 bakanlığın yeterli olacağını savundu. Dilipak, "Bana kalırsa bakanlıkların sayısı çok fazla. İlk elenmesi gereken bakanlıklar Gençlik ve Kültür" dedi. "Bu kadar bakan çok değil mi?" başlıklı yazısında Dilipak, Türkiye için 8 bakanlığın yeterli olacağını ifade etti.

Dilipak'ın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

 

"Toplam 16 bakan var. Bana kalırsa bakanlıkların sayısı çok fazla. Asıl, olmazsa olmaz bakanlıklar, Adalet, İçişleri, Dışişleri, Savunma, Maliye, Sanayi ve İktisat, Maarif ve İçtimai İşler diye 8 bakanlık. Bu kadar yeter. İlk elenmesi gereken bakanlıklar Gençlik ve Kültür. İkisini de Maarif’e bağlamak gerek. “Milli Maarif” filan olmaz. Kültür’ün “Turizm”i Ekonomi Bakanlığına. Aile, Çalışma, Sosyal Hizmetler, Çevre ve Şehircilik İçtimai İşler’e, Ticaret ile Sanayi birleştirilebilir. Sağlık Sosyal İşlere, Gıda-Tarım, Orman, Enerji ve Maden, Ulaştırma, İktisat’a bağlanabilir aslında.
Tabi bekâra karı boşamak kolay. O kadar bakan olmak için sırada bekleyen varken 16’yı 8’e çekmek çok da akıllıca bir tercih gözükmeyebilir.. Olur, olmaz, o ayrı bir şey, ben sadece sizi bu konu üzerinde düşündürmek istiyorum.
“Tek adam” görüntüsü ciddi anlamda bir risktir. Zaten bu konuda sabıkalıyız biliyorsunuz. “Monarşi”yi yıktık yerine “tek adam” rejimi kurduk, hem de hayat kaydı şartı ile(!?). Tabi “Hakimiyet millettindir”, o konuda şüphe yok!? Bir de “Tek parti”miz vardı. Maliye Bakanının soyadı da durduk yere “Kesebir” değildi!
Hızlı karar alsın diye başkanlık sistemine geçiyoruz, sonra da sürekli mevzuat ve bürokrasi üretiyoruz. Bu motor patlar. Hem gaza ve hem frene basarsanız olacağı budur.
Özellikle de bakanların bakanlık dışındaki işlerden derhal el çektirilmesi gerek. Kamu ile özel iç içe geçince işler karışır. Bakanların ve üst düzey karar verici kamu bürokratlarının kendi birimlerinde, başka kamu görevlerinde ve memleketlerinde, kamuya iş yapan şirketlerde varsa aile bağları ve çıkar ilişkileri mutlaka yakın takibe alınması gerekir. Bu konuda bir yanlışlık olmayan durumlarda bile söylentiye kapı aralanır. Fitne fesat, gıybet, dedikodu böyle ortamlarda hayat bulur. Bazen bir şeyin şüyuu vukuundan daha beter bir hal de alabilir. Kulağa hoş gelen çözümler, gözyaşına sebep olan fitnelere kapı aralayabilir."
 
MİLLİ GAZETE