Emekli Koramiral Atilla Kezek, NATO’ya danışmanlık yapacak

NATO’ya akredite uluslararası askeri kuruluş statüsü kazandı.

Emekli Koramiral Atilla Kezek, NATO’ya danışmanlık yapacak

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde projesi 12 yıldır yürütülen “Çok Uluslu Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi Komutanlığı” kurularak, NATO’ya akredite uluslararası askeri kuruluş statüsü kazandı.

  Eski Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Emekli Koramiral Atilla Kezek, merkezin, deniz güvenliği konusunda NATO’ya danışmanlık yaparak yön vereceğine ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerde ‘caydırıcı’ olabileceğine dikkat çekti.

Milli Savunma Bakanlığı, Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi Komutanlığı’nın kurulduğunu, bu sayede Türkiye’nin NATO’ya akredite olan 2’nci, NATO’nun ise 26’ncı Mükemmeliyet Merkezi olarak “uluslararası askeri kuruluş” statüsüne ulaştığını duyurdu.

Emekli Koramiral Kezek, Türkiye için “uluslararası sahada önemli bir kazanım” olduğu belirtilen Mükemmeliyet Merkezi’nin faaliyetlerini ve kazanımlarını Cumhuriyet’e anlattı. “Son yıllarda Doğu Akdeniz’de, Yunan-GKRY ikilisinin tek taraflı oldubittilerine ses çıkarmayıp, çoğunlukla bu ikilinin yanında yer alan NATO’nun, Türkiye’de kurulan ve deniz güvenliği gibi çok önemli konuda çalışan Mükemmeliyet Merkezi’ne uluslararası askeri kuruluş statüsü vermesi, Deniz Kuvvetleri’nin sessiz sedasız imza attığı bir başarıdır” diyen Kezek, projenin 12 yıldır yürütüldüğüne dikkat çekti.

Mükemmeliyet merkezlerine ilişkin bilgi veren Kezek, şunları kaydetti: “Mükemmeliyet Merkezleri (Centre of Excellence), NATO’ya ve özellikle NATO dönüşüm sürecine, belirli bir alanda uzmanlık ve tecrübe sağlayan ulusal veya çok uluslu olarak kurulmuş merkezlerdir. Türkiye’nin ilk çok uluslu mükemmeliyet merkezi Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi’dir. NATO, terör konusunda bu merkezi danışman olarak kabul eder. NATO’nun Türkiye’yi danışman olarak kabul edeceği ikinci merkez de, Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi oldu. Bu merkezde, deniz güvenliği konusunda yetkin olan grup, NATO’yu bilgi olarak destekleyecek, bir ‘bilim kurulu’ gibi çalışacak.”

“Mükemmeliyet Merkezi’nin faaliyetleri, Doğu Akdeniz’deki deniz güvenliği politikalarını nasıl etkileyecek” sorusuna da yanıt veren Kezek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Mükemmeliyet Merkezi, deniz güvenliği konusunda NATO’ya ve üyelerine bu konuda yön veren ve danışmanlık yapan bir kurum olarak görev yapacak. Geçen günlerde Doğu Akdeniz’de bir Fransız fırkateyninin Türk savaş gemisi tarafından taciz edildiğinin iddia edilmesi, Libya’ya yönelik ticari trafiğin denizden kontrolü için AB tarafından İrini Operasyonu’nun başlatılması özellikle Doğu Akdeniz’de deniz güvenliğinin büyük önem kazandığının göstergesidir. Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının paylaşımı konusunda karşılıklı politik çekişmeler var, bunlar sahaya da yansıyabilir. Özellikle deniz yetki alanları konusunda bölgedeki komşu ülkelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların bulunduğu, Suriye ve Libya gibi iç sorunların yaşandığı Doğu Akdeniz’in bu sıkıntılı döneminde, Türkiye’de kurulmuş Çok Uluslu Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi önemli bir politik ve askeri kazanıma yol açacak.”

Projenin, çevre denizlerimizde artan araştırma faaliyetleri, GKRY’nin 2007’de sözde hidrokarbon arama ve sondaj sahalarında çıktığı ihaleler ve ülkelerin Doğu Akdeniz’de yapabilecekleri hareketlere karşı ön alınabilmesi için 2008’de başlatıldığına dikkat çeken Kezek, şu bilgileri verdi:

 “Proje, 2010’da Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınıp, Deniz Müşavirliği’ne verildi. Müşavirliğin lağvedilmesiyle de proje durma noktasına geldi. 2017’de, NATO akreditasyon sürecine yeniden başlanması kararı alındı ve sürece ilişkin yol haritası çalışmaları yapıldı. 2017-2018 döneminde yürütülen uluslararası müzakereler ile uzlaşma sağlanarak akreditasyona hazır hale gelindi. Sonuç odaklı mücadele sonunda 8 Haziran 2020’de ‘uluslararası askeri kuruluş’ statüsü kazanılıp Türkiye ve Deniz Kuvvetleri adına süreç başarıyla tamamlandı.12 yıllık süreçte 5 Deniz Kuvvetleri Komutanı, 7 Kurmay Başkanı ve birçok proje subayı değişti, kumpas davalar ve 15 Temmuz hain darbe girişiminin tahribatına rağmen hedefe odaklı kurumsal refleks değişmedi. Kaptanı da tayfası da başarıda pay sahibidir. Deniz Kuvvetleri, hedef odaklı takım çalışmasıyla başarıya ulaştı.”

Sena Yaşar / CUMHURİYET