"Erdoğan Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmeyi hak ediyor”

Verin ödülü, alın mükafatı diplomasisi!..

"Erdoğan Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmeyi hak ediyor”

Verin ödülü, alın mükafatı diplomasisi!..


Aşağıdaki satırlar, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna’da bulunduğu gün (dün) Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve BM Genel Sekreteri Antonia Guterres ile temaslarının sonuç açıklamalarından önce kaleme alınmıştır.

★★★

Önce tahıl koridoru anlaşması…

Ardından, ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) eski yetkililerinden Dov S. Zakheim’in AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında Hill gazetesinde yazdığı makalesinde, “Erdoğan’ın Nobel Barış Ödülüne aday gösterilmeyi hak ettiğini” söylemesi. (Biz Temmuz’un sonunda haberdar olduk)

Kısaca hatırlamakta çok fayda var:

– Zakheim, tahıl krizinin çözülmesi için BM, Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan anlaşmanın “tam anlamıyla bir cankurtaran” olduğunu ifade ediyordu. Zakheim, Erdoğan’ın, “Uzun süredir gündemde olan küresel gıda krizinin çözümünde büyük rol oynayacak bir girişime vesile olmaktan gurur duyuyoruz” ifadelerine atıfta bulunarak, Erdoğan’ın gıda krizi çözümüne vesile olduğunu söylüyordu.

– Zakheim, “Anlaşma, 3 liman için sevkiyatlara olanak sağlamanın yanı sıra, ayrıca Rusya’nın gıda ve gübre ihraç etmesini de mümkün kılacak. Gemilerin mayın döşeli Karadeniz’den geçmesini sağlamak için, Ukraynalı pilotlar onlara ‘güvenli kanallar’ adı verilen kanallardan rehberlik edecek. Anlaşmanın tüm süreci İstanbul’da denetlenecek. BM burada, Türk, Rus ve Ukraynalı personelin görev yaptığı bir koordinasyon merkezinin kurulmasını da öngörüyor” diyordu.

– Makalesinde Erdoğan’dan övgü dolu sözlerle bahseden Zakheim, “Tahıl anlaşmasının Türkiye Cumhurbaşkanı için büyük bir zafer olduğuna şüphe yok. Erdoğan, İstanbul’daki anlaşmanın imzalanmasına nezaret etti ve BM Genel Sekreteri Antnio Guterres’ten büyük övgü aldı. Bu anlaşmanın mümkün olmasının tek nedeni, savaşan iki tarafla iyi ilişkiler sürdürmeyi başarmasıydı. Bu yüzden Erdoğan Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmeyi hak ediyor” ifadelerini kullanıyordu.

– Zakheim, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yazdığı yazıda ayrıca, NATO üyeliği için adaylıklarını ilan eden İsveç ve Finlandiya’nın, Türkiye’ye verdiği vaatleri yerine getirmedikçe Türkiye tarafından katılımlarının rededileceğinin de altını çiziyordu. Zakheim, “İsveç ve Finlandiya, Rusya’ya karşı ittifakı güçlendirecek bir hamle olan NATO üyeliği için başvurduğunda Erdoğan, iki ülkenin de terör örgütü PKK üyelerini teslim etmeleri yönündeki taleplerine uymadığı takdirde üyeliklerine muhalefetini açıkladı. Her iki ülkeden de tavizler elde ettikten sonra Madrid NATO zirvesinde durum uzlaşmaya doğru ilerledi” diyordu. (Bence makalenin en önemli satırları buralardı ve Pentagoncu baklayı ağzından çıkarmıştı)

★★★

Sonra, 5 Ağustos’ta Erdoğan- Putin, Soçi zirvesi… Ve aynı gün Sabah gazetesi yandaş yazarı Mehmet Barlas’ın kaleminden dökülen şu satırlar:

“Hem Putin ile hem de Zelenski ile iyi bir diplomasi yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya çapında bir diplomatik hamlenin mimarı olabilir. Eğer Putin’i barış için müzakere yolunda teşvik eder ve bu kabul görürse, Erdoğan Nobel Barış Ödülü’nü tartışmasız hak eder. Tartışmalı Nobel komitesi bunu yapar mı, Erdoğan ödülü kabul eder mi o ayrı konu.”

Şimdi bir hatırlatma daha yapmakta fayda var:

Bundan 3 yıl önce, Bilkent Üniversitesi’nde Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında düzenlenen “Her İnsan Bir Dünya” temalı programda konuşan Erdoğan, Nobel Komitesi’ni sert ifadelerle eleştirmişti.

Nobel Edebiyat Ödülü’nün Srebrenitsa Soykırımı’nı inkar eden Avusturyalı yazar Handke’ye verilmesi dolayısıyla Nobel Akademisi’ne tepki gösteren Recep Tayyip Erdoğan, bir gün kendisine Nobel Barış Ödülü verilmesi halinde bunu almayacağını belirterek, şöyle konuşmuştu:

Nobel kendini tüketmiştir. Nobel, siyasi, ideolojik davranan bir kuruluş konumundadır. Benim için Nobel’in hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Türkiye olarak bu törene kesinlikle katılmayacağız. Böyle bir katili ödüllendirmek zulüm ile ortak hareket etmektir.”

★★★

Şimdi, Mavi Marmara, Papaz Brunson, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan falan filan derken ‘U’ dönüşlerini saymaya kalksam yazı işlerinden ek yer istemem gerekecek. O yüzden, en iyisi mi siz, sayın Google’a başvurun…

Bence, Tayyip Erdoğan Nobel Barış ödülünü hiiç ikilemeden kabul eder. Yeter ki aday gösterilirsin.

Şimdi gelelim, Pentagoncu Zakheim’in işaret ettiği ince yere. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri ayrıntısına.

Nobel Barış Ödülü Norveç tarafından verilir. Ancaak orada çok önemli bir ayrıntı var;

Ödül, Norveç Parlamentosunca İsveç Akademisi’nden seçilen 5 kişilik komite tarafından verilir.

Tayyip Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’ya terör örgütlerine destek verdikleri gerekçesi ile Ankara’da posta koymuş, Madrid’te NATO zirvesinde yelkenleri suya indirivermişti. Pentagoncu zat-ı muhterem açıktan yolu göstermiş; verin Erdoğan’a bir ödül, İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri tereyağından kıl çeker gibi hallolsun.

Muhtemel ödül konusunda BM Genel sekreteri Antonia Guterres’in destek atacağından da şüphem yok!..

İsveç’ten saraya kapı arkasında bir ışık yakılmış olabilir mi?.. Her şey ihtimal dahilinde!..

Dünya diplomasisinde satranç oynanırken, bizdekiler tavlaya zar atıyor!..

Ya, Putin faktörü…

Geçen de yazmıştım; her şey gelişmelere bağlı.  Seçim için geri sayım yapan Türkiye, NATO ve Rusya’nın kapışma alanı haline getirildi. Büyük satranç turnuvasında Putin, “Karışmayın Ukrayna’ya ben de Türkiye’ye karışmayacağım” derse…

Bize de Nobel Barış ödülü kahramanı, dünyanın efsane liderinin destanını dinleyerek günleri geçirmek kalır. Seçim kazandırır mı?.. Burası, Türkiye!..

https://www.korkusuz.com.tr/verin-odulu-alin-mukafati-diplomasisi.html

AHMET TAKAN / KORKUSUZ