Günay, gelecek sezonda transfer yasağını kaldıramamaları durumunda TFF’ye bildirecekleri bir oyuncu ekibi olamayacağı için bir sonraki sezon liglere katılamama risklerinin de bulunduğunu ifade etti.

Süper Lig’de ilk kez 1988/89 sezonunda mücadele eden yeşil beyazlı kulüp, 2003/04 sezonuna kadar hiç küme düşmedi. Süper Lig’e bir sezonluk veda eden takım, ertesi yıl tekrardan olmak istediği yere çıktı.

Ertuğrul Sağlam yönetimindeki takımın oyuncuları, 2009/10 sezonunun sonunda ise Türk futbolunun en büyüğünü işaret eden kupayı ellerinde yükseltiyordu.

Ertesi sezonun başında ise büyük mali kazanımların da beraberinde geldiği Şampiyonlar Ligi macerası başladı. Valencia, Glasgow Rangers ve Manchester United ile aynı grupta yarıştılar. Tek puanı ise son maçında evinde Rangers ile berabere kalarak aldılar.

2018/19 sezonunun sonunda Mesut Bakkal’ın çalıştırdığı takım, Süper Ligi 16’ncı sırada bitirerek küme düştü. Üç sezon TFF 1. Lig’de mücadele etseler de Süper Lig hayalden öteye geçemedi. Nitekim transfer yasaklarıyla da boğuşan takım, 2021/22 sezonunda TFF 2. Ligi’ne kadar düştü.

Kulüp yönetimi dün yaptığı yazılı açıklamada, toplam 57 milyon TL’lik borcunun bulunduğunu ve bu yüzden de lisans alamadığını duyurdu.

Yönetim, borçların kulübün 2016-19 sezonları arasında başkanlık görevini üstlenen Ali Ay döneminden kaldığını söyledi. Ay, iddialara ilişkin henüz açıklama yapmadı.

Peki, köklü geleneklere sahip kulüp nasıl oldu da mali anlamda çıkmaza girip, eski sportif başarılarının bu denli uzağında kaldı?

Kötü yönetim

LifeBursa.com haber sitesinin genel yayın yönetmeni Osman Gürçay’a göre Bursaspor’u çöküşe götüren yol, camiaya şampiyonluk sevincini yaşatan eski başkan İbrahim Yazıcı’nın ölümüyle başladı.

BBC Türkçe'ye konuşan Gürçay, ardından gelen yönetimlerin Yazıcı’nın bıraktığı mirası yerle bir ettiği görüşünde:

“2010 senesinde Bursa’da Manchester United ile Şampiyonlar Ligi maçı oynayan takım, Başkan Mesut Mestan döneminde TFF 3. Lig’e düşmekten son maçta kurtuldu diye alkışlandı.”

BursadaBugun.com yazarı ve Fotomaç gazetesinin Bursa Temsilcisi Serkan Yetişmişoğlu da Yazıcıoğlu sonrası yönetimlerin başarısızlığına dikkat çekti.

Yetişmişoğlu, transferlerden elde edilen gelir de dahil olmak üzere mali yönetimde atılan yanlış adımları vurgulayarak, "Anlaşmazlıklar, kulübün menajerlerin elinde oyuncak olması çöküşü beraberinde getirdi" dedi.

Yetişmişoğlu, kulübün yaptığı "lisans" açıklamasının medya tarafından yanlış anlaşılmasına rağmen resmi siteden herhangi bir düzeltme yapma gereği duymadığı gerekçesiyle Bursaspor Başkanı Recep Günay'ı eleştirdi.

Günay'ın eski başkan Ali Ay'ın potansiyel başkan adaylığı karşısında bir tavır geliştirerek "lisans" açıklamasını yaptığını savunan Yetişmişoğlu, "Açıklamada, 'lige katılamayacağız' diye bir ibare yok. Sosyal medya dezenformasyonuyla yayıldı. Kulüp yönetimi bu haberlerin yalan olduğunu erkenden duyurmalıydı" dedi.

'Kulüp siyasi bağlantılarını kullanamadı'

Gürçay, Bursaspor’un kuruluşundan bu yana siyasetle ciddi ilişkiler içerisinde olmasına rağmen içinde bulunduğu zor koşullarda bu siyasi ilişkilerden “diğer kulüpler gibi faydalanamadığını” savundu ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başkanları arasında milletvekilleri ve bakan olan bir kulüp Bursaspor. Ama geldiğimiz noktada bu siyasi ilişkileri hiç de iyi kullanamadığını görüyoruz. Örneğin Trabzonspor içine düştüğü mali durumlardan dolayı Avrupa kupalarından men cezası aldı. Ama Trabzonspor’a yakın siyasiler oraya el attı. Localarını sattılar. Ciddi reklam anlaşmaları yapıldı ve kulüp bir yıl sonra lig şampiyonu oldu.”

Bursa’nın çok fazla iç göç aldığını belirten Gürçay, artık kentte ve kent siyasetinde Bursalıların yer almadığını öne sürdü ve eskisi gibi siyasi bağlantılarının işe yaramadığını, hatta kaybolduğunu ifade etti.

'Camianın enerjisi düştü'

Bursaspor’un mali çöküşünde ve sportif başarısızlığında tribünlerin de payını olduğunu vurgulayan Gürçay, “‘Bursalı iş insanları kendi aralarında para toplasa kulübü bu zor durumdan kurtarırlar’ diye bir görüş var. Bunu yapıyorlar. Ama hem para verip hem de üzerine küfür yiyorlar” görüşünü savundu.

Yetişmişoğlu, borç artışının iş insanlarının kulüpten uzaklaşması ile sonuçlandığını dile getirdi.