Filistin’in BM’ye tam üyelik başvurusu Güvenlik Konseyi’nin gündeminde

ABD Filistin’in BM’ye tam üyeliğine karşı

Filistin’in BM’ye tam üyelik başvurusu Güvenlik Konseyi’nin gündeminde

Filistin’in BM’ye tam üyelik başvurusu Güvenlik Konseyi’nin gündeminde 

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Ortadoğu’daki durumu değerlendirdiği üst düzey oturumunda, İran’ın İsrail’e saldırısı, Gazze’deki son durum, Lübnan- İsrail sınırındaki çatışma ve Filistin’in BM’ye tam üyelik için yaptığı başvuruyu ele alıyor

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Ortadoğu’daki durumu değerlendirdiği üst düzey oturumunda, İran’ın İsrail’e saldırısı, Gazze’deki son durum, Lübnan- İsrail sınırındaki çatışma ve Filistin’in BM’ye tam üyelik için yaptığı başvuruyu görüşüyor.

Geçici üye Cezayir, “Filistin’in yaptığı tam üyelik kabul başvurusunun inceledikten sonra, BM Genel Kurulu’na Filistin Devleti'nin tam üye olarak kabulünün tavsiye edilmesini’’ isteyen bir karar tasarısını Güvenlik Konseyi’ne sundu.

BM, Güvenlik Konseyi’nin yeni üyelerin kabulüyle ilgili toplantısında BM Genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyi Başkanı’na hitaben yazdığı 3 Nisan 2024 tarihli mektubun değerlendirileceği kaydedildi.

Filistin yönetimi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e ilettiği dilekçede, 23 Eylül 2011'de yaptığı bir önceki tam üyelik talebinin Nisan ayında yeniden değerlendirilmesi talebinde bulunmuştu.

Filistin’in kendisine sunduğu başvuruyu Güvenlik Konseyi’ne sevk eden Guterres, “Filistin liderliğinin talimatıyla yapılan bu başvurunun, Güvenlik Konseyi’nce Nisan’da yeniden değerlendirilmesini talep etmekten onur duyuyorum" diye açıklama yapmıştı.

ABD Filistin’in BM’ye tam üyeliğine karşı

ABD’nin Filistin’in tam üyeliğini desteklemediği ve karşı oy kullanacağı belirtiliyor. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, ülkesinin bu tasarıyı İsrail-Filistin çatışmasına iki devletli bir çözüm bulma yolunun bir parçası olarak görmediğini söylemişti.

ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood, Güvenlik Konseyi toplantısı öncesinde oylamayla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. İlkelerinin değişmediğini vurgulayan Wood, bu kararın İsrail ile Filistinliler arasındaki müzakerelerin sonucu alınması gerektiğini düşündüklerini kaydetti.

Wood, “Bugün bu nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, sonunda iki devletli bir çözüme ulaşabilmemiz için gerekli koşulları sağlamak için çalışmayı sürdüreceğiz’’ dedi.

Wood, “Başka ülkelere baskı mı yapıyorsunuz?’’ sorusunu da “Başka ülkelere baskı yapmıyoruz. Onlara bu konudaki kaygılarımızı anlattık. Birçoğu da bu kaygıları paylaşıyor. Bizim görüşümüz şu anda bu oylamayı yapmanın bunu sağlayamayacağı yönünde” diye yanıtladı.

Guterres: “Kanlı misilleme döngüsünü sona erdirmenin tam zamanı”

Güvenlik Konseyi’nin üst düzey toplantısının açılış konuşmasını yapan Genel Sekreter Antonio Guterres, Ortadoğu'da en yüksek düzeyde itidal çağrısında bulundu, yaşanan gerilimlerin iki devletli çözümü engellediğini belirti. Guterres, konuşmasında Filistin’in BM’ye tam üyeliğiyle ilgili görüşünü belirtmedi.

BM Genel Sekreteri, bölgedeki gerilimin bir an önce sonlanması gerektiğini belirterek, “Bu durum sürerse bölgedeki yüz milyonlarca insanın yaşamları şiddet tehdidi altında sürecek, istikrarsızlık ve riskleri arttıracaktır. Tek bir yanlış hesaplama, tek bir yanlış iletişim, tek bir hata herkes ve dünyanın tamamı için yıkıcı olabilecek bir bölgesel çatışmaya yol açabilir” dedi.

BM Genel Sekreteri Guterres, İran'ın Cumartesi günü İsrail'e yönelik geniş çaplı saldırısını güçlü bir şekilde kınadığını yineleyerek, “Kanlı misilleme döngüsünü sona erdirmenin tam zamanı. Gazze'deki düşmanlıkların sona ermesi, bölgedeki gerilimi önemli ölçüde azaltacaktır” dedi.

Filistin: “Güvenlik Konseyi’nin tarihi sorumluluğunu yerine getirme zamanı geldi’’

Güvenlik Konseyi’nde konuşan Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ziad Abu Amr, İsrail'in saldırganlığının ve işgalinin barışın önündeki en büyük engel olduğunu söyledi. Bakan Yardımcısı, BM Güvenlik Konseyi’ni Filistin Devleti'ne tam üyelik için onay vermeye davet etti.

Uluslararası toplum iki devletli çözüm ilkesini desteklediğini belirten Amr, “Bu irade 2016 yılında Filistin Devleti’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda gözlemci üye olarak kabul edilmesiyle sonuçlanmıştır. Dünyanın artık Filistin’i BM’ye tam üye olarak kabul etmesini talep ediyoruz, çünkü bu hususta bir uluslararası kararın iki devletli çözümü koruyacağına inanıyoruz. Güvenlik Konseyi'nin, Filistin'i BM’nin tam üyesi olarak kabul etme kararını verip, Filistin halkına adalet sağlama yönündeki tarihi sorumluluğunu üstlenmesinin zamanının geldiğine inanıyoruz’’ dedi.

İsrail: “Karar geçerse bu konseyin adı artık ‘Güvenlik Konseyi’ değil, ‘Terör Konseyi’ olmalıdır’’

İsrail BM Daimi Temsilcisi Gilan Erdan, Filistin’in BM’ye tam üyeliği için hiçbir şarta sahip olmadığını belirterek, “7 Ekim'in faillerine ve destekçilerine BM'ye tam üyelik statüsü verilmesi alçak bir ödüldür. Eğer bu karar geçerse, bu konseyin adı artık Güvenlik Konseyi değil, Terör Konseyi olmalıdır. Teröre bugünkü toplantıdan daha büyük bir ödül olamaz’’ dedi.

BM üyeliğinin tüm barışsever devletlere açık olması gerektiğini kaydeden Erdan, “Filistinliler’in bu kriterleri yerine getirmediğinden şüphe duyan var mı? Herhangi bir Filistinli liderin çocuklarımızın katledilmesini kınadığını duyan var mı? Filistin Yönetimi'nin Gazze üzerinde kesinlikle hiçbir kontrolü yok. Bunu hepiniz biliyorsunuz, herkes biliyor. Peki konsey bugün kimi tanımayı düşünüyor. Gazze'de Hamas'a tam üyelik statüsü vermeyi mi oyluyor?’’ dedi.

Türkiye: “Filistin Devleti'nin tam olarak tanınması yeni ve kararlı adımlara örnek olur’’

Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Ahmet Yıldız, Güvenlik Konseyi’nin düzenli olarak biraraya gelerek, aynı noktaların tekrar tekrar dile getirildiğini ancak odadan eli boş çıkmanın hiçbir sorunu çözemediğini belirtti.

Yeni ve kararlı adımların atılmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Yıldız, “Filistin Devleti'nin tam olarak tanınması da bunlardan biridir’’ dedi.

Kalıcı çözümün tek dayanağının iki devlet vizyonu olduğu konusunda hemfikir olunduğunu da vurgulayan Yıldız, “Devletlerden biri olan İsrail onlarca yıldır devlet olmanın tadını çıkarıyor, diğer devletlerden biri olan Filistin ise doğuştan gelen haklarından mahrum bırakılıyor. Artık bu adaletsiz, dengesiz yaklaşımı düzeltmenin zamanı geldi’’ diye konuştu.

İsrail’i BM kararlarına uymamakla suçlayan Yıldız, “İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarının karakterini değiştirmeyi amaçlayan eylem ve politikaları da uluslararası hukukun ihlalidir. Daha da yanıltıcı olarak, BM Genel Kurulu'nun tavsiye niteliğindeki görüş talebinde, Uluslararası Adalet Divanı önünde yazılı ve sözlü beyanlarımızla katkıda bulunduk” dedi.

“Uluslararası hukuk evrenseldir. Ayrım ve ayrımcılık yapılmaksızın tüm devletler için geçerlidir. Hiçbir ülkeye uluslararası hukuktan dokunulmazlık tanınmamıştır. O halde, uluslararası hukukun küstahça ihlalleri ve benden önce Genel Sekreter de dahil olmak üzere çeşitli konuşmacılar tarafından İsrail tarafından verilen Güvenlik Konseyi kararları gözönüne alındığında, bu konsey tarafından şu ana kadar neden hiçbir eylemde bulunulmadığını kim açıklayabilir?” diye sordu.

“Biz burada konuşurken Gazze'de insanların, kadınların ve çocukların açlıktan ölmesi gerçeği, olayları doğru bir perspektife oturtmak için yeterli olacaktır’’ diyen Yıldız, İsrail'in ayrım gözetmeksizin sivilleri öldürmesinin yanı sıra Gazze'ye yeterli insani yardımın girişini ve dağıtımını da engellediğini söyledi.

Yıldız sözlerini, “İsrail, ilgili Güvenlik Konseyi kararlarını bir kez daha uygulamamakta. Uluslararası barış ve güvenliğin sürdürülmesinin, barışa yönelik tehditlerin önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına yönelik etkili tedbirlerin alınmasının İsrail'in bir numaralı görevi olduğunu Güvenlik Konseyi'ne bir kez daha hatırlatmak bizim asli görevimizdir. Güvenlik Konseyi'nin uluslararası toplumun sesi olması gerekiyor, uluslararası toplumun bu konudaki tutumu oldukça açık’’ diye sürdürdü.

VOA