Gazze ve ihanet

AK Parti Ankara’yı kaybediyor, İstanbul’da çok zorlanıyor

Gazze ve ihanet

Gazze ve ihanet

TAHA AKYOL YAZDI

Murat Kurum İBB başkan adayı… Mevcut İBB yönetimini eleştirmesi, kendi başkanlığı için vaatlerde bulunması normal. Gerçi Türkiye’de “vaat” kavramı aklın sınırlarını çoktan aştı, bütçeyi boşaltma pahasına “müjdeler” saçma haline geldi ama hadi neyse diyelim.

Kurum’un, kendisi kazandığı takdirde “Gazzelilerin sevineceğini” söylemesinin belediyecilikle hiç bir ilgisi yoktur. Daha önce bir ilçe seçiminde AK Parti belediyeyi kaybederse “Mekke’nin, Medine’nin Kudüs’ün düşeceği” söylenmişti! Kurum’unki o söylemin yeni bir tarzı

Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçimlerini kazandığı gece, toplanan kalabalığa teşekkür ve sakinleştirme konuşması yapması umulurken, “CHP, HDP, İYİ parti, yanındaki ufaklıklar bunların hepsi LGBT’ci” diye konuşmamış mıydı?

KAVGA DİLİ

Geçen mahalli seçimlerde Ak Partililer “İmamoğlu kazanırsa Pontus kazanır, Yunan kazanır” demişlerdi! 1930 seçimlerinde de iktidardaki CHP’liler “Ege’de Serbest Fırka kazanırsa Yunan kazanır, gavur geri gelir” diye propaganda yapmışlardı. Keşke AK Partililer Cem Emrence’nin “Serbest Cumhuriyet Fırkası” adlı kitabını okusalar. (İletiyim Yay.) “Muktedir”lerin davranışlarının, ideolojileri ne olursa olsun, fark etmediğini görürler. Görmeleri güç tutkusunu azaltır mı, o başka bir mesele.

Merhum Özal 1980’lerde , üç yıl önce birbirine kurşun sıkan insanları “dört akımı birleştirme” sloganıyla siyaset yapmış, otoriter dile itibar etmemişti. Türkiye kavgalarını değil, “sorunlarını tartışan ülke” haline gelmişti. 1990’larda bu devam etti, 28 Şubatçılar tekrar kavga dilini körükledi. 2011’den itibaren ve özellikle de son beş yılda AK Parti kavga dilini siyasette hakim üslup haline getirdi. Muhalefeti ihanet içinde göstermek için montaj kaset kullanmaktan bile sakınmadı.

İHANETLER DİZİSİ

AK Parti kazanmazsa “Mekke, Medine Kudüs düşer” ama kazanırsa, kan ve açlık içinde can çekişen mazlum “Gazzeliler sevinir”miş… Tam aksine, iki gün önce, Milli Görüş çizgisindeki bir sitede merhum Erbakan’ın şu sözleri yayınlandı: (millicozum.com)

Merhum Necip Fazıl ise, Erbakan’la uzlaşmazlığa düşerek MHP’yi desteklemeye karar verdiği dönemde, MHP’nin Konya mitingindeki konuşmasında, Erbakan liderliğindeki Milli Selamet Partisi’ni şöyle suçlamış, MHP’nin yayın organı Hergün gazetesi bunu manşetten vermişti: (23 Mayıs 1977)

Bugün YRP, AK Parti tabanından oy çekiyor. İktidar medyası, tedarik ettiği birkaç kişiyi de konuşturarak YRP’de FETÖ’cülerin etkili olduğu propagandasını yapıyor. Bakalım daha neler diyecekler.

BUNLAR YANLIŞ

Bunların hepsi yanlıştır, doğrusu bu tür suçlamaları ciddiye almamaktır. Ama sebeplerini ciddiyetle araştırmak lazım: Dar ideolojik şablonlar, çerçevelerine girmeyenleri en azından yoldan çıkmış gibi görüyorlar, güç hırsı da onları ihanetle suçlamalarına yol açıyor.

Ne AK Parti’ye oy vermek İsrail’e oy vermektir ne Erbakan İslam davasına ihanet etmiştir. Ne de CHP terör işbirlikçisidir. CHP evet DEM tabanından oy almak istiyor ama CHP Ankara ve İstanbul’u kaybetsin diye DEM oylarının artmasını isteyen de AK Parti’dir! Abdullah Öcalan’dan destek isteyen de AK Parti değil miydi? Bunlar siyasi taktiklerdir, asıl partilerin ana fikirlerini eleştirmek lazım.

AK Parti Ankara’yı kaybediyor, İstanbul’da çok zorlanıyor; melese bu.