İranlı milli sporcuya "koca" engeli

Erkek vesayeti

İranlı milli sporcuya "koca" engeli

İranlı milli sporcuya "koca" engeli

İranlı kadın kayakçılar, İtalya'da düzenlenen Dünya Kayak Şampiyonasına antrenörleri olmadan gitmek zorunda kaldı. Nedeni, kocanın yurt dışına çıkış izni vermemesi.

İran'da kadınların, eşlerinin izni olmadan yurt dışına çıkamaması uygulaması ülkeyi İtalya'daki şampiyonada temsil eden kadın sporcuların antrenörsüz kalmasına yol açtı.

Alp Disiplini Dünya Kayak Şampiyonası'na katılmak üzere Çarşamba sabahı havaalanına giden ekibin antrenörü Samira Sargari, ülkeyi terk etme izninin bulunmadığını ancak burada öğrendi. Eşi, İran yasalarının kendisine tanıdığı yetkiyi kullanarak yurt dışına çıkmasına izin vermemişti.

Ekip, antrenörleri olmadan İtalya'ya uçtu. İranlı milli kayakçılardan Forough Abbasi Perşembe günü DW'ye yaptığı açıklamada olayı, "Bu İran'da bir kural. Bunu değiştirmeye çalışıyoruz. Böyle bir şeye ilk kez tanık olmuyoruz" şeklinde anlattı. Abbasi, ülkede bu kuralı değiştirmeye çalışan çok sayıda güçlü kadın bulunduğunu da sözlerine ekledi.

Erkek vesayeti

Şeriat esaslarına dayalı İran hukuk sisteminde erkek, kadın üstünde vesayete sahip. Bir kadının hayatındaki tüm önemli kararlar erkekler tarafından veriliyor. Önce baba, evlenince de koca tarafından. Havalanından yurt dışına çıkış yapabilmek bir yana, bunun için gerekli pasaportun başvurusu için de erkeğin onayı gerekiyor. Onay vermeyen erkeğin ne bir gerekçe bildirmesi gerekiyor ne de kadını haberdar etmesi.

Ski alpin Weltmeisterschaft Iran

Dolayısıyla 37 yaşındaki milli takım antrenörü Sargari'nin yurt dışına çıkışına eşinin niye izin vermediği de bilinmiyor. Bu konuda kendisinden de İran Kayak Federasyonundan da henüz bir açıklama yapılmadı. İran medyasında yer alan haberlerde Federasyon'un Sargari'nin seyahat edebilmesi için "son ana kadar" çaba gösterdiği ama başarılı olamadığı belirtiliyor.

Futbol takımı kaptanının da başına gelmişti

Ancak bu, İranlı bir milli sporcunun önemli bir müsabaka öncesinde başına gelen ilk olay değil. 2015'te futbol milli takımının kaptanı Nilüfer Ardalan da yurt dışına çıkamayacağını Malezya'daki Asya Kupasına gitmek üzere bulunduğu havaalanında öğrenmişti.

Nedeni sonradan ortaya çıktı. Ardalan'ın devlet televizyonunda spor editörlüğü yapan eşi, boşanma durumunda nafakadan feragat etmesini istemiş, aksi takdirde yurt dışına çıkışına izin vermemekle tehdit etmişti. Ardalan bu şantaja boyun eğmediğini söylemişti.

İran Kadınlar Milli Futbol Takımı kaptanı Nilüfer Ardalan

İran Kadınlar Milli Futbol Takımı kaptanı Nilüfer Ardalan

"Pek çok kadın, haklarını bilmiyor"

Sargari'nin başına gelenler sosyal medyada yoğun tepkilere yol açtı. Kadın hakları savunucuları, "Bu hepimizin başına gelebilir" sloganıyla dayanışma gösterdi.

İranlı kadın aktivistler, kadın haklarını kısıtlayan uygulamalara mevcut yasalar çerçevesinde çözüm bulmak ve kadınları imkanlar konusunda aydınlatmak için yıllardır mücadele veriyor. Bu imkanlardan biri, nikah akdine "evlilik koşulları" başlığı altında bir ekleme yapılması. Aktivist Nazar Ahari, bu yolla kadının yaşamıyla ilgili kararları bizzat verme hakkına sahip olabildiğini, ancak akademisyenler ya da başarılı sporcular dahil pek çok kadının bu imkandan haberdar olmadığını belirtiyor.

İnsan Hakları Muhabirleri Komitesi üyesi olan Nazar Ahari, geçen 17 yıl içinde pek çok kez tutuklanmış ve yıllarca hapis yatmış. 2018 yılından beri Slovenya'da yaşayan Ahari, ülkeyi terk edebilmesinin, eşinin bu akdi imzalaması sayesinde mümkün olabildiğini anlatıyor ve "Kadınlar, boşanma ya da seyahat özgürlüğü gibi belli hakları eşlerinden talep edebilme imkanına sahipler" diyor.

Nazar Ahari

Nazar Ahari

Hakkını savunmak tehlikeli

Ancak iranlı kadınlar açısından hakkını savunmak da bazı tehlikeleri beraberinde getiriyor. Kendine güvenen, özgürlüğüne düşkün kadınlar katı muhafazakar iktidar elitleri tarafından tehdit olarak algılanıyor.

Kadınları hakları konusunda aydınlatmaya çalışanlar, kendi özgürlüklerini de tehlikeye atmış oluyor. Sosyolog Najme Vahedi ve avukat Hoda Amid gibi. Kadınları yasal hakları ve imkanları konusunda aydınlatmak için etkinlikler düzenleyen iki kadın 2019 yılı Ekim ayında Tahran'da tutuklanarak cezaevine kondu. İki ay cezaevinde kalan aktivistler kefalet karşılığı serbest kalabildi.

Erkek kılığında stadyuma giren İranlı kadınlar

2020 yılı Aralık ayında davaları sonuçlandı ve "aile hayatında barışı" ve "milli güvenliği" tehlikeye atmak suçundan hüküm giydi. Avukat Amid sekiz yıl hapis, iki yıl bazı toplumsal haklardan yoksun bırakılma ve iki yıllığına meslekten men cezasına çarptırıldı. Sosyolog Vahedi de yedi yıl hapis, iki yıl bazı toplumsal haklardan yoksun bırakılma cezası aldı. Kadın hakları için mücadele veren iki kadın hapisten çıktıktan sonra da kamuda çalışamayacak, medyada yönetici pozisyonunda bulunamayacak, siyasi parti ya da sendikalara üye olamayacak ve hatta bir çocuğun vesayetini üstlenemeyecek.

Shabnam von Hein

 Deutsche Welle Türkçe