İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'nin Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararına ikinci kez uymadı

Atalay’ın avukatlarından tahliye başvurusu

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'nin Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararına ikinci kez uymadı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'nin Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararına ikinci kez uymadı ve dosyayı Yargıtay'a gönderdi

Anayasa Mahkemesi (AYM), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'la ilgili ikinci kez hak ihlali kararı verdi ve gerekçeli kararı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise karar vermesi için dosyayı Yargıtay’a gönderdi.

BBC Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyayı Yargıtay'a göndererek AYM'nin hak ihlali kararına ikinci kez uymadığını söyledi.

TİP PM Üyesi avukat Özgür Urfa, Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı açıklamada İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerinin Anayasa’ya karşı suç işlediklerini söyledi ve Hakimler ve Savcılar Kurulu'ndan (HSK) mahkeme üyesi üç hakimi açığa almalarını talep etti.

Urfa, “Siz bunları [Anayasa ve Anayasa Mahkemesi] tanımıyorsanız, biz de sizleri tanımıyoruz. Hakim falan değilsiniz. Birer emirelisiniz" dedi.

AYM, ikinci hak ihlali kararında Yargıtay'ın yetkisi dışında hareket ederek Anayasa'yı ihlal ettiğini belirtmiş ve gerekçeli kararı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti.

Çarşamba günü birçok TİP'li de Çağlayan Adliyesi'nde Atalay için tahliye kararı verilmesini bekledi.

Ancak dosyayı karara bağlayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'nin hak ihlali kararına uymadı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ne karar verdi?

Mahkeme, gerekçeli kararında AYM'nin ilk ihlal kararı ve ardından da dosyayla ilgili olarak Yargıtay'ın verdiği kararı özetledi.

AYM'nin verdiği ilk ihlal kararının kendi kararlarına ilişkin olmadığını belirten mahkeme, Yargıtay tarafından verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğunu vurguladı.

Can Atalay'ın milletvekili seçildiğı sırada tahliye talebiyle ilgili dosyanın Yargıtay'ın önünde olduğunu belirten mahkeme, karar gerekçesinde, bireysel başvuruya konu ihlalin Yargıtay'ın kararından kaynaklandığını ve bireysel başvuru yapıldıktan sonra Yargıtay tarafından dosyanın esastan incelendiğini ve karara bağlandığını söyledi.

Mahkeme, bu nedenle de oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin yeni bir değerlendirme yaptığını ve tahliye kararı vermediğini ve bunun sonucunda da AYM'ye ikinci kez bireysel başvuru yapıldığını hatırlattı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu yeni başvuruya dair değerlendirmelerin de Yargıtay 3. Ceza Dairesinin vermiş olduğu karara dair olduğunun altını çizdi ve dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne gönderdi.

'Bireysel başvuruyu ve AYM'yi tartışmaya açıyorlar'

Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz ise İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği bu kararın, bireysel başvuru hakkını ortadan kaldırmak için kullanıldığını savundu.

İstanbul 13. Ağır Ceza’ya talimat gittiğini düşündüğünü belirten Özsoy Boyunsuz, "Bir kere bu dosyanın yeri Yargıtay değil. Yargılamayı yapan derece mahkemesi" dedi.

Bir derece mahkemesinin, AYM'nin kararını ikinci kez tanımamasını zor anlaşılacak ve ilk kez yaşanan bir şey olarak nitelendiren Özsoy Boyunsuz, "Yargıtay’ın da diğer mahkemelerin de birçok kararda HDP'li milletvekilleri için uyguladıkları, bu noktaya getirmedikleri şey, bir sebepten Can Atalay için uygulanmıyor" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun, 27. Dönem Milletvekilliği esnasında verilen hak ihlali kararı ve tahliyesini hatırlatan Özsoy Boyunsuz, "Berberoğlu’nda da önce yapmak istemediler fakat ikinci ihlal çıkınca karar uygulandı" diye konuştu.

Yargıtay'ın Can Atalay için tıpkı ilkinde olduğu gibi yine tahliye kararı vermeyeceğini düşünen anayasa hukukçusu, "Krizi AYM yaratıyormuş gibi bir görüntü yaratıyorlar. Bunun neticesinde de bireysel başvuruyu ve AYM’yi tartışmaya açıyorlarmış gibi bir izlenim doğuyor bende" ifadelerini kullandı.

AYM'nin gerekçeli kararı ne diyor?

AYM, önce Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı vermesiyle ilgili olarak basın açıklaması yaptı. Sonra da AYM'nin gerekçeli kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

AYM açıklamasında, Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi'nin "tahliye" kararına uymaması hakkında, "Türk hukukunda bulunmayan bir karar vermiştir" ifadelerini kullandı.

Açıklamada, AYM'nin Atalay'a yönelik verdiği hak ihlali kararının uygulanmaması sebebiyle "bireysel başvurunun ihlal edildiği" belirtildi:

"İlk derece mahkemesinin yetkisi dâhilindeki bir dosyayı Yargıtaya göndermesiyle başlayan, Yargıtayın da Anayasa hükümlerini göz ardı ederek verdiği bir kararla şekillenen süreç Anayasa'nın sözüne açıkça aykırılık oluşturmuş ve neticede başvurucunun bireysel başvuru hakkı, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlaline yol açmıştır.

"Öte yandan yeniden yargılama dosyası görevi ve yetkisi olmayan bir mahkemece görülerek Anayasa'nın 142. maddesinin amir hükmüne ve Anayasa'nın 37. maddesinde yer alan tabii hâkim ilkesine açıkça aykırı hareket edilmiştir."

Açıklamada ayrıca, AYM kararlarının tüm mahkemeler üzerinde bağlayıcı olduğu hatırlatıldı:

"Kamu gücünün eylem, işlem ve ihmallerinin Anayasa'ya uygunluğunu kesin ve bağlayıcı olarak karara bağlama yetkisi münhasıran Anayasa Mahkemesine aittir. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yoluyla bir temel hak ve özgürlüğün ihlal edildiğine karar verdiğinde herhangi bir merciin bu kararın Anayasa'ya veya kanuna uygun olup olmadığını inceleme ve denetleme yetkisi bulunmamaktadır."

TİP üyelerinden oturma eylemi

TİP üyeleri Çarşamba akşam saatlerinde 13. Ağır Ceza Mahkemesi Can Atalay dosyasında karar verene kadar Çağlayan Adliyesi önünde oturma eylemi başlattı.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Milletvekilleri Serra Kadıgil ve Ahmet Şık'ın da katıldığı eyleme CHP Genel Başkanı Özgür Özel sosyal medya hesabından yaptığı çağrıyla destek verdi.

Oturma eylemi, mahkeme kararının ardından son buldu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla birlikte "devletin kurumları arasındaki çatışmayı sonlandırma fırsatı bir kez daha heba edildiğini" savundu.

Kararı eleştiren Akşener, "Hukukun üstünlüğünü rafa kaldıran bu anlayışın karşısında kaybeden ise yine maalesef milletimiz oluyor" dedi.

Twitter paylaşımını geçin
Video altyazısı:Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.

Twitter paylaşımının sonu

Atalay’ın avukatlarından tahliye başvurusu

AYM en son 21 Aralık’ta Can Atalay'la ilgili dosyayı ikinci kez görüşmüş ve oy çokluğuyla Atalay'ın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiğine karar vermişti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise AYM'nin son kararıyla ilgili olarak, "İkinci bir ihlal kararı söz konusu oldu. Gerekçeli karar henüz açıklanmadı. Açıklandığında ilgili mahkemeler, ilgili süreçlerde kararlarını vereceklerdir. Beraber onu bekleyeceğiz" demişti.

Önce İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ardından Yargıtay'ın uygulamadığı tahliye kararı, Atalay’ın avukatları tarafından da yargıya taşındı.

Avukatları Atalay'ın tahliyesi için yeniden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuru yaptı.

Kararın uygulanmak zorunda olduğu belirtilen dilekçede, "Açıkça İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri suç işliyor" ifadeleri yer aldı.

Ne olmuştu?

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022'de Gezi Parkı davasında Osman Kavala'yı "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay dahil 7 sanığı ise “hükümetin ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırdı.

25 Nisan 2022’de tutuklanan Can Atalay, tutukluluğu sürerken 14 Mayıs’ta milletvekili seçildi.

Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.

Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Atalay’ın avukatları, Anayasa'nın milletvekillerine yasama dokunulmazlığı getiren 83. maddesine dayanarak seçim sürecinin ardından müvekkillerinin tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durması gerektiğini vurguladı.

Anayasa’nın 83. maddesinde, "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis'in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz" ifadesi yer alıyor.

AYM, Can Atalay ile ilgili olarak 25 Ekim'de 5'e karşı 9 oyla hak ihlâli kararı vermiş ve dosyayı, milletvekilinin tahliye edilmesi ve yargılamanın durması için yerel mahkemeye gönderdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise Atalay için hüküm verildiği gerekçesiyle dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesini kararlaştırdı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 8 Kasım'da hem karara uymadı hem de Türkiye'de ilk kez görülen bir karara imza atarak ihlâl yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında ise suç duyurusunda bulundu.

“Yargı krizi” olarak adlandırılan olaya tepkiler sürerken, Can Atalay’ın avukatları bu kez AYM kararına uyulmaması nedeniyle bir kez daha Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

AYM Genel Kurulu 21 Aralık’ta Can Atalay hakkında daha önce verdiği hak ihlâli kararına uyulmaması nedeniyle yapılan ikinci başvuruyu inceledi.

AYM, Anayasa'nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine bu kez 3'e karşı 11 oyla karar verdi. İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karşı oy kullandı.

AYM, Anayasa'nın 148. maddesinde güvence altına alınan "bireysel başvuru hakkı”nın ihlâl edildiğine ise oy birliğiyle karar verdi.

AYM ayrıca; hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması, tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar vermiş ve Can Atalay'a 100 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetmişti.

BBC TÜRKÇE