İstanbul bir Efsaneyi ağırladı

“Birleşmek ve kendi içinden bir lider çıkarmak.”

İstanbul bir Efsaneyi ağırladı

İstanbul’da geçen hafta sonu iki önemli etkinliğe imza atıldı. Birincisi Türkiye, Ukrayna ve Romanya’da yaşayan iş adamlarının kurduğu, kısa adıyla TURKSİDolan Türkiye, Ukrayna, Romanya, Kırım Sanayici İş İnsanları Derneğinin açılışıydı. İkincisi ise Üsküdar Bağlarbaşı Kongre Merkezinde Kırım Tatarlarının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu adına düzenlenen Saygı Gecesiydi. Bu iki etkinliğin onur konuğu Mustafa Agamızdı.

Katıldığım iki etkinlikte de şunu gördüm ki Kırım Tatarlarının mücadele ruhu ve azmi hiç eksilmiyor. Yaklaşık 250 yıldır sürdürdükleri mücadelede asla pes etmiyorlar. Elbette bunun için de bazı şartlar gerekiyor. Kendi milletinin bağrından çıkmış, Kırım Tatar milli davasının mücadelesinde yer almış Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı Refat Çubarov, her defasında bu şartları hatırlatıyor: “Birleşmek ve kendi içinden bir lider çıkarmak.”

İşte her şart altında birleşen Kırım Tatarları, efsane bir lidere sahip: Mustafa Cemilev. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu. Yani Mustafa Aga. Kırım Tatarlarının yol başçısı.

TURKSİD’DEN GÖRKEMLİ AÇILIŞ

O’nun talimatıyla kurulan TURKSİD, güzel bir açılış yaptı. Şu an ağırlıklı olarak Türkiye Kırım Tatar Diasporasından üyeleri olsa da yakın zamanda, Ukrayna ve Romanya’dan üyelerin de artacağı görünüyor. Hatta bunlara Kırım Tatar kökeni olmayanlar da eklenecektir. Farklı devletlere, coğrafyalara dağılmış bir milleti birleştirecek unsurlardan biri de hiç şüphesiz ticarettir. TURKSİD, gelecekte Kırım’ın Rus işgalinden kurtulmasını sağlayabilir ve kurtulacak Kırım’da büyük işlere imza atabilir. Zaten kuruluş gayelerinden biri de bu.

TÜRKMENLER VE UYGUR TÜRKLERİ DE KATILDI

TURKSİD açılışında ayrıca, benzer kaderi paylaşan Kırım Tatarları, Türkmenler ve Uygur Türklerinin de olması önemliydi. Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi adına Türkiye temsilcisi Mehmet Tütüncü ve Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerini temsilen Hızırbek Gayretullah’ın açılışa katılarak kürsüde konuşmaları, bütün dünya Türklüğü ve birliği adına çok özel bir görüntüydü.

HOLODOMOR SOYKIRIMI

TURKSİD açılışından sonra adresimiz Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğuydu. 6 ila 9 milyon Ukrainin hayatını kaybettiği Holodomor (1932-1933), yani sun’i açlık yaratılarak gerçekleşen soykırımın yıl dönümünde, konsolosluk önünde hayatını kaybedenlerin anısına mumlar yakıldı. İnsanlığın düşmanı Sovyet Sosyalist Stalin rejimi bir kere daha lanetlendi.

Kırım Tatarların ve Ukrainlerin hem 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar sürgününün yıl dönümünde, hem de Holodomor soykırımının yıl dönümünde dayanışma içindeler. Bu dayanışmanın mimarı da hiç kuşkusuz Mustafa Agadır.

KIRIMOĞLU’NA SAYGI GECESİ

Kırım Tatarlarının milli mücadelesi, şu yeryüzünün gördüğü en barışçıl mücadelelerden biri. Mustafa Aga da bütün bu mücadele boyunca hiç şiddete başvurmadı ve hiç bir zaman da savunmadı. Duruşuyla düşmanlarının bile takdirini kazanan, Türk dünyasının efsane isimlerinden Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu adına bu iki etkinliğin olduğu aynı gün Üsküdar Belediyesi ve Emel Kırım Vakfı ortaklığında, “Saygı Gecesi” düzenlendi. Bağlarbaşı Kongre Merkezi girişinde, Kırım Tatar bayrakları ve meşalelerle karşılandı. İstanbullular uzun bir süre O’nu görememişti. Salon hınca hınç doluydu.

Saygı Gecesi, işgalden önce yönetmenliğini Neşe Sarısoy Karatay’ın yaptığı “Kırımoğlu: Bir Halkın Mücadelesi” adlı belgeselin gösterimiyle başladı. Belgeseli izlerken, “Bu belgesel, Mustafa Aganın artık emekliye ayrılıp, yerini arkadan gelenlere bırakacağı zamanlar çekilmişti. İşgalle birlikte ise mücadelesi yeniden başladı…” diye düşünmeye başladım. Programın ilerleyen dakikalarında kürsüye çıkan Mustafa Aga da aynı şeyleri söyledi.

“2013 yılında Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanlığından istifa ettim ve yerime Refat Çubarov kardeşimiz seçildi. Sonra zannettim ki; çocuklarımla torunlarımla uğraşacağım ama öyle olmadı…Bir kaç ay sonra işgal başladı toprağımıza askerler geldi bir çok insanımızı kaçırdılar , öldürdüler. Bizler bu işgali tanımadık. Onların sahte referandumlarını protesto ettim. Sonra mücadele yeniden başladı.”

Mustafa Aga ile yakından sohbet edenler bilirler. Esprilidir, komik anılarını paylaşır. Saygı Gecesinde Düzce Belediye Başkanı olan eski Sanayi, Bilim ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Kırımoğlu parkını açacaklarını ilan etti. Mustafa Aga da geçmişte adına yapılacak bir anıtla ilgili komik anısını anlatarak salonu kahkaya boğdu.

İstanbul bir efsaneyi ağırladı. Sevenleri Mustafa Agasına koştu. Ağzından çıkan her sözü dikkatle dinledi. Şu sözü çok önemliydi:

“Kırım serbest oluncaya kadar ne olursa olsun hayatta kalmaya çalışacağım ve mutlaka Kırım’dan bu işgalci Rusları kovacağız.”

Mustafa Agama uzun ve sağlıklı ömür diliyorum, ALLAH başımızdan eksik etmesin. İnşallah en yakın zamanda özgür Kırım’da buluşacağız.

* * *

Gazeteci olarak bir günde İstanbul’un üç ayrı yerinde üç ayrı etkinlik takip etmek ne kadar yorucu olsa da, bu bizler için tatlı bir yorgunluktu. Bu etkinlikleri düzenleyenlerin başındaki isimler TURKSİD Başkanı Ertan Baştuhan’ı, Kırım Emel Vakfı Başkanı Zafer Karatay’ı ve Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Oleksand Gaman’ı tebrik etmek gerekir.

UKRAYNA BÜYÜKELÇİSİ…

Yazının akıcılığını bozmamak için, yazımın en başından sonuna kadar bir ismi ise özellikle en sona bıraktım. Aslında adetim de değildir. Bugüne kadar gerek Türk olsun, gerek yabancı olsun birçok diplomat ve büyükelçi tanıdım. Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Sayın Andriy Sıbiga’yı hepsinden ayrı tutuyorum. Her platformda kendi ülkesinin menfaatini savunan, sorduğumuz sorulara diplomatların klasik yuvarlak cevapları yerine doğrudan cevap veren, Türk milletiyle samimi ilişkiler kuran, Kırım Tatar halkından biriymiş gibi davranan, Kırımoğlu’na “Mustafa Agam” diyen ve onu kahramanlığın timsali olarak sayan, bir büyükelçi veya diplomat gerçekten tanımadım.

Bu yazıya da Sayın Sıbiga’nın her platformda söylediği sözleriyle noktayı koyalım…

Yaşasın Türkiye.
Yaşasın Ukrayna.
Yaşasın Kırım.

 

AYDIN TAŞ

Kırım Haber Ajansı Türkçe Yayın Yönetmeni

aydintas@qha.com.tr