Kazakistan’da protestolar: Kim hangi konumda?

Oğul Tuna ise, Kazakistan-Türkiye ilişkilerinin Nazarbayev iktidarındaki gibi sıcak olmayacağını söyledi.

Kazakistan’da protestolar: Kim hangi konumda?

Kazakistan’da protestolar: Kim hangi konumda?

Kazakistan'daki olaylara ilişkin Türkiye'nin tutumunu değerlendiren Sedat Aral, "İktidarın Taliban gibi radikal İslam odaklar ile kurduğu kurumsal düzeydeki ilişkisi, Türkiye’yi eksen dışına çoktan atmıştır" dedi. Oğul Tuna ise, Kazakistan-Türkiye ilişkilerinin Nazarbayev iktidarındaki gibi sıcak olmayacağını söyledi.

Kazakistan’da 2 Ocak’ta Mangistau bölgesindeki Zhanaozen ve Aktau’da sıvılaştırılmış petrol gazına (LPG) zam yapılmasının üzerine halkın başlattığı ve hükümetin istifasına rağmen sürdürdüğü eylemlerin şiddete dönüşmesi, ülkede ve bölgede yeni bir dönemi başlattı.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) yaptığı açıklamada, "Kazakistan’daki son olaylar ışığında, Kazakistan’da barış ve istikrara verdiğimiz önemi vurguluyor ve üye ülkemiz Kazakistan’la güçlü dayanışmamızı ifade ediyoruz" ifadeleri kullanılmış, ancak askeri destek konusu gündeme gelmemişti.

Öte yandan üyeleri arasında Rusya’nın da bulunduğu Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) Kazakistan’a barış gücü gönderme kararı aldı.

Eylemlerin şiddete dönüşmesindeki süreci, Türkiye'nin konumunu, Rusya-Çin ve ABD’nin hamlelerini Eski Savaş Muhabiri Sedat Aral ve Siyaset Bilimci Oğul Tuna Cumhuriyet’e değerlendirdi.

"TALİBAN İLETİŞİMİ TÜRKİYE'Yİ EKSEN DIŞINA ATTI" 

Kazakistan’da devam eden olaylarda Türkiye’nin coğrafi ve politik olarak konum alamayacağını anlatan Aral, "Dünya, Türkiye’yi devlet olarak olaylara ses çıkarması, etki etmesi gereken bir konumda görüyor. İktidarın Taliban gibi radikal İslam odaklar ile kurduğu kurumsal düzeydeki ilişkisi, Türkiye’yi bu eksen dışına çoktan atmıştır" dedi.

Dünyadan ardı ardına açıklamalar gelirken, ABD Kazakistan’daki olaylarda insan hakları ihlalini yakından takip ettiklerini belirterek, barış gücüne ilişkin Rusya'ya bugün bir uyarıda bulundu. Hatta ülkedeki kurumlara el konulmasına zemin hazırlayabilecek eylemleri izlediklerini de belirtti.

"RUSYA, SOVYETLER'İN HATALARINI GÖZDEN GEÇİRİR"

Tüm bu protestolar sürerken Rusya ve ABD'nin konumunu değerlendiren Aral, Rusya’nın bu tip olaylarda, Sovyetler'in 1979 Afganistan, Kafkasya, Çeçenistan işgalindeki hataları gözden geçirerek hareket ettiğini söyledi.

Rusya’nın Kazakistan’da kurutmak istediği olgulara bakmakta fayda olduğunu belirten Aral, şunları kaydetti:

"Rusya öncelikle hem Çin hem de orta Asya’yı rahatsız etme gücüne ulaşan İslamcı guruplar ve bunları batıya bağlayan halkaları kırmak zorunda kalacaktır. Ben bu olaylarda Rusya’nın doğrudan etkisi olduğunu düşünmüyorum fakat olaylar başladığında 'ABD destekli radikal İslamcı gurupların' da sokağa ineceğini hesapladığını düşünüyorum. Böylece orta Asya ve Kazakistan da, hem ABD ve AB’nin çıkarları için destabilizasyon* yaratmakla görevli Gülen Cemaati gibi gurupların, hem de Suriye’den geri dönen Uygur, Kazak, Özbek vs. gibi radikal guruplardan da kurtulabileceğini düşünmüş olabilir."

SIRADA KIRGIZİSTAN

Rusya’nın bilinçli davrandığını anlatan Aral, son olarak, "ABD’nin gecikmiş açıklamasına bakılırsa, 'şirketler Amerikası' Rusya’nın Kazakistan da oynadığı satrancın sonunda ciddi kayıplar yaşayabileceğini düşünüyor. Nihai olarak da bu olacaktır. Rusya şu an için yabancı yatırımcılara dokunmayacaktır. Çünkü bana kalırsa sırada Kırgızistan var..." dedi.

ÇİN İÇİN KAZAKİSTAN NEDEN ÖNEMLİ? 

Çin ile bin 783 kilo metrelik sınırı bulunan Kazakistan’ın Pekin için hayati değere sahip olduğunu anlatan Tuna, şunları söyledi:

"Çin, ‘Tek Kuşak, Tek Yol’ projesi ile enerji transferini deniz yolu yerine kara yolu üzerinden sağlamaya çalışırken Orta Asya’nın, dolayısıyla kendisinin Avrupa ve Rusya’ya açılacağı kapı olan Kazakistan’a büyük önem atfediyor. Ayrıca Kazak nüfus barındıran Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nin güvenliğini sağlamak için de ikili ilişkilerin seviyesi mühim."

Kazakistan’ın Pekin’e ekonomik ve ticari perspektif sunduğunu belirten Tuna, "Bütün bu veriler iki ülkenin ilişkilerini geliştirmesinde rol oynuyor. Kazakistan, Nazarbayev döneminde Batı, Rusya ve Türkiye ile Çin arasında denge kurmaya gayret etti. Çin, 2016’dan bu yana ülkenin özellikle enerji ve altyapı sektörüne milyar dolarlarca yatırım yaptı. Fakat ilişkilerin ilerlemesindeki en büyük engel Kazak kamuoyunda güçlü olan Çin karşıtlığı. Uygur meselesi ve Çin’in gün geçtikçe artan yatırımları Kazak halkı nezdinde büyük tepkiye sebep oluyor" diye konuştu.

EKONOMİK KAYNAK ÇİN, POLİS RUSYA

Çin’in ekonomik kaynakları Kazak yönetimine sunulurken, polisliği Rusya’nın yaptığı bir görev paylaşımı olduğunu söyleyen Tuna, "Buna rağmen önemli olan bir nokta, Pekin’in Rusya’yla aynı söylemi benimsemesi. 7 Ocak günü Xi Jinping, Tokayev’e 'renkli devrim kisvesi altındaki dış müdahalelere karşı' destek sözü verdi" ifadelerini kullandı.

Bölgede gelecekte beklenen olası ihtimalleri değerlendiren Tuna, Orta Asya’nın son yıllarda büyük değişim yaşadığına dikkat çekti. Tuna’ya göre, Afganistan’dan apar topar çekilen Batılı kuvvetlerin bir amacı Çin ve Rusya’yı buradaki durumla meşgul etmek ve istikrarsızlığı bu ülkelere yaymak olabilir. Nitekim bugüne dek bölgenin en istikrarlı ve müreffeh ülkesi olan Kazakistan’ın bu derece kırılgan olduğunun ortaya çıkması gelecek adına önemli bir işaret.

BÖLGEDEKİ YENİ SİYASİ GÜÇ

Tokayev’in Nazarbayev ve ilintili elitleri, oligarkları temizleyeceği; KGAÖ desteğiyle eylemleri bastıracağının beklenebileceğine dikkat çeken Tuna, ülkenin 30 yıllık kazanımları zarar görürken Türkiye ile ilişkilerin Nazarbayev iktidarındaki gibi sıcak olmayacağını öngördüğü belirtti. Öte yandan Kazakistan’ın zarar gören prestijine karşı Özbekistan’ın bölgedeki yeni diplomatik ve siyasi güç olarak yükselmesi mümkün. Bölgede yükselen istikrarsız ve çatışma ortamının Rusya’yı askeri harcamalarını artırmaya iteceğini belirten Tuna, son olarak, "Ayrıca Kazak ve komşu halkların gözünde Rus imajının daha da kötüleşeceğini söylemek mümkün" ifadelerini kullandı.

CUMHURİYET