Mehmet Barlas; Erdoğan’ı devirmek için Kılıçdaroğlu ile gizlice görüşen AK Partililer kimlerdir?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “CHP'ye yönelik ciddi kumpaslar düzenleniyor”.

Mehmet Barlas; Erdoğan’ı devirmek için Kılıçdaroğlu ile gizlice görüşen AK Partililer kimlerdir?

Mehmet Barlas; Erdoğan’ı devirmek için Kılıçdaroğlu ile gizlice görüşen AK Partililer kimlerdir?

Sabah Gazetesi yazarı Mehmet Barlas çok güzel bir konuya değinmiş ama konunun içi boş. Verdiği örnekler isabetsiz. Abdüllatif Şener Ak Parti’den istifa etti. Kendisine bir parti kurdu. Olmadı CHP’ye katıldı. Abdüllatif Şener’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu veya başka bir siyasetçi ile  görüşmesi, birlikte siyasi planlar yapması gayet makul.

Siyaset bu. Şener'i geçiniz.

Abdullah Gül de benzer statüde. Hatta Gül, Cumhurbaşkanlığı yaptı. Görevi gereği partiler üstü bir konumdaydı. Cumhurbaşkanlığı makamından ayrıldı, hala aynı yerde bekliyor.


Mehmet Barlas’tan daha iyi performans beklerdim. Yazının başlığı atom bombası gibi, içi 1. Dünya Savaşı’ndan kalmış plastik başlıklı sahra bombası gibi.

Mehmet Barlas keşke güncel bilgiler verebilseydi. CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun Ak Parti’deki etkisini yazmış olsaydı.


Görünen o ki, bu konu Rahmi Turan’ın elinde patladı. Kılıçdaroğlu da fırsat bu fırsat diye bastırdıkça bastırıyor. Kılıçdaroğlu’na göre “CHP'ye yönelik ciddi kumpaslar düzenleniyor”.


Peki gerçekler bu şekilde mi?

Ben gerçeklerin çok daha farklı olduğunu size anlatacağım. Mehmet Barlas ve Sabah gazetesi yazamadık diye üzülmesin!


Bir şahıs dönemin CHP İzmir İl Başkanı hakkında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” içerikli bir suç duyurusunu İzmir Karşıyaka Adliyesi’ne yapmış. Ben, işte o suç duyurusu hakkında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan görüş almak için gazetemin (Yerel Gündem) antetli kağıdıyla faks çektim.

Kemal Kılıçdaroğlu cep telefonundan beni aradı. Cuma namazında olduğum için açamadım. Tam namazdan çıkmıştım ki, CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin aradı. Detayları daha önce bir kaç kez yazmıştım. Bir kez daha yazarak sizleri sıkmak istemiyorum.


Kısaca haberi yapmamamı istediler. Karşılığında ne istiyorsam verebileceklerini belirttiler. Ben bir talepte bulunmadım. Sadece konu hakkında CHP Genel Başkanı’ndan görüş talep ettiğimi belirttim.

Benden olumlu yanıt alamayınca Karşıyaka Savcılığı harekete geçti. Karşıyaka Basın Savcısı  derhal adliyeye gelmemi istedi.

Gitmedim.

Kısa bir süre sonra bir kez daha gelmem istendi.

O arada birileri de maliyeden aradı Derhal şirket evraklarını alın ve dairemize gelin.

Baktım iş çığırından çıkıyor. Karşı görüş telebime de cevap verilmiyor. Oturdum haberi yazdım ve YerelGundem.com internet haber sitesinde yayınladım. Hemen sonra da avukatımla birlikte Basın Savcısı’nın yanına gittik.

Savcı Bey burnundan soluyor. Artık gerek kalmadı, ben haberi yazarak suç işlemeyin diye sizi çağırmıştım. Siz haberi yayınladınız, artık gerek kalmadı dedi.

Avukatım, Savcı Bey siz hangi hakla böyle bir mesaj gönderiyorsunuz? Haber yayınlanmadan, içeriğinde ne olduğu bilinmeden bir gazeteciye derhal adliyeye gel diye mesaj çekiyorsunuz, dedi.

Basın Savcısı E.B suskun.


O haber nedeniyle Karşıyaka Basın Savcısı jet hızıyla soruşturma açtı, jet hızıyla yargılama yapıldı ve hapis cezası verildi.

Aradan iki ay geçmeden aynı savcı aynı haber için bir kez daha soruşturma açtı. Aynı savcı, aynı hakim, aynı avukatlar olduğu halde bir kez daha yargılandım. Bu sefer berat ettim.

Bu arada İzmir Adliyesi’nde dava bombardumanı başladı. CHP İzmir İl Başkanı hakkındaki suç duyurusunu haber yaptıktan sonra hakkımda onlarca soruşturma, onlarca dava açıldı. Hepsi CHP’liler tarafından.

Aynı dönemde Zaman Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Bank Asya ile ilgili de eleştirel haberler yazmıştım.

Zaman – Feza Gazetecilik A.Ş ve Ekrem Dumanlı suç duyurusunda bulundu. Hakkımda iki adet ceza, iki adet 10’ar bin liralık tazminat davaları açıldı.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu her fırsatta FETÖ’nün siyasi ayağını gündeme getiriyor, birilerine mesaj veriyor...

Benim için FETÖ’nün siyasi ayağı, TSK ayağı, Polis ayağı, Adliye ayağı önemli değil. Benim için FETÖ’nün suç işleyen ayağı önemli.


Ben CHP İzmir İl Başkanı hakkında bir haber yazdım. İzmir Adliyesi Yusuf İnan’a dava yağdırdı.

O davalar, soruşturmalar, Adli Mobbingler, şirket telefonlarının ve maillerinin illegal dinlenmesi, takip edilmesi talimatları kimler tarafından verilmişse araştırılmalıdır.

(Dava dosyalarıyla ilgili tüm detaylar dönemin Adalet Bakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın talebi üzerine kendisine takdim edilmiş,  İzmir Adliyesi’ndeki Adli Mobbingler hakkında bilgi verilmiştir.)

O yargılamalar nedeniyle haksız ve hukuksuz olarak verilen hapis cezaları, para cezalarının arkasında CHP – FETÖ işbirliği var mı yok mu araştırılmalı ve ortaya çıkarılmalıdır.

Bunu Ak Parti de istemeli, CHP’de istemelidir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “CHP'ye yönelik ciddi kumpaslar düzenleniyor”. İddiasında bulunuyorsa, CHP ve FETÖ’nün AK Parti’ye “kumpas” düzenleyip düzenlemediği, seçimlerde hile yapıp yapmadığı, Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kumpas düzenlenip düzenlenmediği, 15 Temmuz Hain Darbe girişiminde ve sonrasında gizli planlar yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.

Madem “CHP'ye yönelik ciddi kumpaslar düzenleniyor”. İzmir’de yerel seçim sonuçları açıklandığında 3 oy, 5 oy farkla CHP’nin aldığı ilçelerde Ak Parti İl Başkanlığı ve İzmir Milletvekilleri neden itiraz etmediler?

Araştırılmalıdır.


İzmir Halkı İzmir’deki pis kokulardan bıkmıştı. Bu sefer oyum Binali Yıldırım’a diyordu ama o seçimlerde fiyasko ile sonuçlandı. Bunun nedenleri araştırılmalı değil mi?

Bence araştırılmalı.

O dönem Ak Parti içinden kimler CHP’lilerle ticari ilişki içindeydi. CHP’li belediyeler o süreçte ve sonrasında Ak Parti yöneticilerine ihale verdi mi, vermedi mi?


Bu olayların gizlisi saklısı olmaz. Şirket hesapları devlete açıktır, yapılan işler de ortadadır. Yapılan görüşmeler ne kadar gizlenirse gizlensin birileri biliyordur.

CHP yöneticileri, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP milletvekileri,  CHP'li belediye başkanları  bazı Ak Parti yöneticileri ile seçimlerde CHP’ye yardım amaçlı görüşme yaptılar mı, yapmadılar mı? Birilerine ihale verdiler mi, vermediler mi? Elden çok büyük meblağlarda paralar verildi mi, verilmedi mi? 


Böylesine kritik ve ciddi bir olay araştrılmalı değil mi?

Bence araştırılmalı.

5 Haziran 2018 tarihinde “Seçimden sonra Ak Parti’ye FETÖ Operasyonu” başlıklı bir haber yazmıştım. O haber sonrası büyük karalama kampanyalarına maruz kaldım ve susturuldum.

Çünkü o yazının içinde T.C Cumhurbaşkanı’nın bilmesi gereken çok özel bilgiler vardı.

Berat Albayrak’a kurulacak kumpasın arkasındakilerle ilgili bilgiler vardı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor?

“Beyfendiyi oradan indireceğiz...”

5 Haziran 2018 tarihinde “Seçimden sonra Ak Parti’ye FETÖ Operasyonu” başlıklı köşe yazısında birilerinin siz indirin biz yargılayalım dediğiyle ilgili de bilgiler vardı.

Bu entrikaların arkasında kimler var merak etmiyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a  mesaj gönderen Yusuf İnan’ı susturmak için, İzmir Adliyesi’nden dava yağdıranların CHP ve FETÖ ile ilişkileri var mı yok mu, araştırılmalı değil mi?


Kimse bana bakmasın, ben çok yoruldum. Adliyelerde evcilik oynamaktan da bıktım. Doğrucu Davut olmanın bedelini  yıllarca reklamsız gazete çıkararak, adliyelerde mesai yaparak, çocuklarımın rızkını avukatlara vererek ödedim.

İstiyorsa, devlet araştırsın.

Devlet bana diyor ki, sen isimleri söyle biz araştıralım.

Devlet, eğer  Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a kurulan kumpası, Cumhurbaşkanı’na kurulan kumpası, FETÖ ile ilgisi olmayanlara operasyon düzenleterek tabandan Ak Parti'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tepki oluşması için kurulan kumpası ortaya çıkarmak istiyorsa, Yusuf İnan’a onlarca dava açtıranları, soruşturma açtıranları, yargılamalara fesat karıştıranları ortaya çıkarmalıdır.

Onlar ortaya çıkarsa, o dosyalarda ismi ve imzası olanlar  ortaya çıktığında herşey ayan ve beyan olacak.


Eğer Ak Parti Genel Başkanı, T.C Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisine ve devlete kurulan kumpası, devleti ve kendisini yalan operasyonlarla küresel anlamda küçük düşürenleri araştırıp ortaya çıkarmazsa, Kılıçdaroğlu da “CHP'ye yönelik ciddi kumpaslar düzenleniyor”. Demeye devam edecek.


Ben iddia etmiyorum. Ben ne yazmışsam hepsinin delili UYAP sisteminde, Emniyet Müdürlüğü veritabanında mevcut.


Kılıçdaroğlu FETÖ’nün siyasi ayağını merak etmiyor muydu? İşte FETÖ’nün suç işleyen tüm ayaklarının bilgilerinin adresinin yerini gösteriyorum.

Araştırın ve ortaya çıkarın.

Hangi CHP il başkanı FETÖ sanıklarının ailelerini İzmir Adliyesinde ziyaret etti? Nereye siyah çelenk koydu? Tüm bunların karşılığında FETÖ'den ne talep etti? 

Ben bir gazeteci olarak devlete yapılacak kumpası deşifre ettim. Devlet benim haklarımı korumadı. Benim beşikteki çocuğumun haklarını korumadı.

Ben o haberleri ve köşe yazılarını devlet ve millet adına yazmıştım.

Herşey devletin elinde, devletin arşivinde, UYAP sisteminde mevcut…

İster hesap sorar, ister kulağının üzerine yatar ve Kılıçdaroğlu'nun ithamlarına maruz kalır.


Sevgili Mehmet Barlas da Erdoğan’ı devirmek için Kılıçdaroğlu ile gizlice görüşen AK Partililer kimlerdir? Hala merak ediyorsa, verdiğim ipuçlarını o da araştırabilir.

Tabi ki yazmaya cesareti varsa!

 

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: gundem@sehitlerolmez.com