Mikdat Karaalioğlu: Putin, kendisine yeni ve güçlü bir rakip yarattı

MEYDAN OKUMAYI GÖRDÜ MEYDAN OKUDU

Mikdat Karaalioğlu: Putin, kendisine yeni ve güçlü bir rakip yarattı

Mikdat Karaalioğlu: Putin, kendisine yeni ve güçlü bir rakip yarattı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz kimsenin beklemediği bir konuşma yaptı ve Almanya’nın dış politika ile savunma konseptini baştan aşağı değiştirdiğini beyan etti. Artık sadece ekonomik değil siyasi ve askeri olarak da iddialı bir Almanya var. Alman Başbakan Rusya lideri Putin hakkında ise, "Putin bir imparatorluk kurma peşinde" dedi.

MİKDAT KARAALİOĞLU/ALMANYA

Pazar konuşması (Sonntagsrede) Almancada önemli etkinliklerde fazla anlamı ve derinliği olmayan konuşmalar için kullanılan bir kavram. Siyasette bu kavram, sıkça karşılaşılan laf olsun amaçlı açıklamalar için yapılıyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Pazar günü Federal Meclis’te yaptığı konuşma, sadece yapıldığı günü belirlemek için bir Pazar konuşması olarak değerlendirilebilir. Ama bu konuşma tarihe sıradan bir konuşma olarak değil Alman tarihinin değiştiren bir manifesto olarak geçecek.

İlk kez bir Almanya başbakanı dış politik bir sorununu kurumlara, teamüllere, uzmanların bile tam olarak kavramakta zorlandığı uluslararası anlaşmaların metinlerine havale etmeden şahsen karşıladı. Hiçbir Alman liderin savaş sonrası yapamadığı bir tavır sergiledi. Putin’in meydan okumasını gördü ve kendisi de Putin’e meydan okudu.

Alman siyaseti açından baştan aşağı bir paradigma değişimi olan yarım saatlik bu konuşmadan, ilk kez dile getirilmesi nedeniyle birçok alıntı yapılabilir ancak sadece en önemli sayılacak konularda kalalım . Konuşmasında zamanın dönüşmesi, kırılması anlamına gelecek Zeitwende kavramını tam 5 kere kullanan Scholz “Bir zaman dönüşmesi yaşıyoruz. Bunun anlamı dünya artık eskisi gibi olmayacak‘‘ sözleriyle motivasyonu hakkında ipuçları veriyor.

Sadece meydan okumayı kabul etmekle kalmıyor aynı zamanda kendisi de Putin’e meydan okuyor: ‘‘Savaş Ukrayna için bir felaket. Ama savaş Rusya için de bir felaketle neticelenecek‘‘.

Scholz bu net açıklaması ile Putin’i de şahıs olarak karşısına almış oluyor. Putin, Scholz tartışmasına henüz girmedi ama karşısında görmezden gelemeyeceği bir meydan okuma var.

Scholz, Almanya’nın ve kendisinin tavrını hiçbir yanlış anlaşılmaya yer bırakmayacak şekilde şu sözlerle sürdürüyor: ‘’Kendimizi kandırmayalım. Putin tavrını bir gecede değiştirmeyecek. Fakat Rus yönetimi ne denli yüksek bir bedel ödeyeceğini çok yakında hissedecek’’

NATO’ya amasız fakatsız destek vereceklerini de belirten Sçholz ‚‘‘Putin, müttefiklerimizle birliğimizin her bir karışını savunacağımıza dair kararlılığımızı küçümsemesin’’ diyerek, daha etkin bir NATO sinyali veriyor ve NATO’nun daha etkin olmasında öncü bir rol üstleneceğini de böylece ima etmiş oluyor. Tabi olayın bu yönü Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Ukrayna sonrasında Türkiye’nin Almanya gündemine daha sık gireceğini bu noktada tahmin etmek güç olmasa gerek.

"PUTİN İMPARATORLUK PEŞİNDE"

Scholz, Putin’in açıklamalarından ve bizzat yaptığı görüşmeden çıkardığı sonucu ise şu basit cümleyle özetliyor ‘’Putin bir imparatorluk kurma peşinde’’

Scholz Almanya’nın savunma için bu yıla mahsus 100 milyar euroluk özel bir bütçe ayıracağını da bildirirken, bütçenin bundan böyle her yıl Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 2’sinden fazla olacağını söyledi. Bunun anlamı ise çok açık ve net: Almanya bugün itibarıyla sadece ekonomik bir güç değil aynı zamanda askeri bir güç. Bu devasa bütçenin etkilerini göstermesi yılları bulmayacak çünkü Almanya’nın teknik kapasitesi askeri bir güç olmaya yeterliydi, eksik olan ise siyasi iradeydi. Scholz da bunu açık bir biçimde ortaya koydu.

Putin, kendisine yeni ve güçlü bir rakip yarattı. Scholz’un bu manifestosu ne NATO’nun ne AB’nin artık eski AB olmayacağının aynı zamanda bir beyanı.

KARAR