Mitler Ve Gerçeklerle Depresyon Nedir?

‘Depresyon ve mutsuzluk aynı şeydir.’

Mitler Ve Gerçeklerle Depresyon Nedir?

Depresyon üzgünlük, intihar düşüncesi, hayattan tatmin olmama, günlük işlevlerini yerine getirememe gibi birçok farklı semptomun bulunduğu psikolojik rahatsızlıktır. Geçtiğimiz yıllarda tanısı konulmamış, yanlış tedavi edilmiş veya tedavi edilmemiş depresyon hastalarının intihar girişimlerinin artması depresyonun öneminin artmasına ve hakkında daha fazla araştırma yapılmasına neden olmuştur. Yeni araştırma ve bulgularla depresyon hakkında doğru bilinen yanlışları öğrenmek başlangıç noktasında oldukça önemlidir. 

  1. ‘Depresyon ve mutsuzluk aynı şeydir.’

Süregelen üzgünlük depresyonun önemli semptomlarında biri ancak tek bir semptomu değildir. Mutsuzluk genellikle geçicidir. Negatif yaşam olaylarıyla veya unutulamayan anılarla birlikte tetiklenebilir, fakat gelir ve gider, tamamıyla kalıcılık taşımaz. Ancak depresyon tedavisi gerekli olan klinik bir durumdur. Derin anlamda mutsuzluk hisseden depresyonda olan kişilerin hissettiği duygu mutsuzluktan daha da fazlasıdır. Genelde bu kişiler boşlukta olma, hissizleşme, yoğun kaygı ve günlük hayatlarını büyük ölçüde zorlayan gerginlik hissini derin üzüntü ile birlikte deneyimlerler. Depresyon ile birlikte gözlemlenebilecek diğer semptomlar:

  1. ‘Depresyonda olmak zayıflıktır’

Bu inanış çoğu insanın ihtiyacı olduğunda yardım istemek yerine sessizce acı çekmeyi tercih etmelerine neden olan en önemli yargılardan biridir. Fakat unutulmamalıdır ki hiç kimse depresyonda olmayı tercih etmez. Depresyon ayrım yapmazsızın bireyin zihinsel, ruhsal, biyolojik ve sosyal sağlığını etkileyen oldukça komplike bir hastalıktır. Tüm bunların aksine kişinin en basit günlük işlevlerini yerine getirmesini engelleyebilecek kadar direnç kırıcı olabilir.

  1. ‘Depresyon travmatik yaşam olayları sonrasında olur.’

Travmatik yaşam olayları depresyonu tetikleyebilir ancak tek bir olay depresyondan sorumlu olamaz. Sevilen birinin kaybedilmesi, boşanma, iş kaybı gibi üzücü yaşam olayları hepimizin hayatını olumsuz yönde etkileyerek kendimizi boş, kaybolmuş, üzgün hissettirebilir. Belirli bir periyoda kadar doğal kabul edilebilecek bu semptomların iki haftadan daha fazla süre için kalıcı olması veya sık sık tekrarlanıyor olması depresyon tanısı için aranan önemli kriterlerden biridir.

  1. ‘Depresyon gerçek bir hastalık değildir.’

Depresyon tüm semptomları hemen anlaşılabilecek ve herkese uyan tek bir formu olan bir hastalık değil, aksine oldukça karmaşık ciddi bir medical durumdur. Yapılan araştırmalara göre depresyonda olan kişinin beyin yapısı fiziksel olarak değişebilmekte, çok şiddetli olmasa da hormon ve nörotranmitter dengesizlikleri gözlemlenebilmektedir.  Depresyon diğer birçok hastalık gibi bireyi duygu surumundanö fiziksel varoluşa kadar birçok farklı seviyede etkilemektedir. Bu durumu bir karakter yapısı olarak tanımlamak depresyondaki kişinin yaşadıklarını küçümsenmesine neden olmakta ve b u kişilerin yardım almasını engellemektedir.

  1. ‘Depresyon kafada başlayıp kafada biter.’

Duygu durumu genellikle düşüncelerden etkilenir ancak sadece orayla sınırlı kalmaz. Depresyonda olan çoğu insan bedenlerindeki diğer problemlerde başa çıkmaya çalışmaktadır. Depresyon bedene uykusuzluk, sürekli yorgunluk ve uyku hali, kronik ağrı, iştah kaybı, sürekli yemek yeme, kas ağrısı gibi kendini gösterebilir. Depresyonu sadece mental olarak değerlendirmek diğer bedensel semptomların atlanmasına neden olmaktadır.

  1. ‘Eğer ailede varsa, benimde depresif olmam normaldir.’

Depresyona genetik eğilim kişinin depresyona girmesini etkilesede bu oran %10 ve %15 arasındadır. Eskiden yapılan araştırmalar depresyonun biyolojik yönünü destekler nitelikte olsada, yeni yapılan araştırmalar bu savı sarsan niteliktedir. Ailesinde despresyon olan bireyler semptomları fark etmekte daha başarılı olsalarda depresyon teşhisi konulan kişiler arasında biyolojik farkın görülmediği araştırmalar yayınlanmıştır.

  1. ‘Kendini işine vermek depresyonu iyileştirir.’

Depresyonda olmak hayatımızda olan en az altı kişiyi negative yönde etkileyen bir hastalıktır. Bu nedenle yarım bilgiler veya yanlış tedavi yöntemleri işimize yaramayacak ve etkilediğimiz diğer insanların hayatını güzelleştirmeyecektir. ‘Kendini işine ver’ fikri buzdağının görünen kısmını düzene sokmaya çalışma çabasıyla kalmayıp, kendinizi daha fazla bastırmanıza yol açarak iyi olduğunuza dair ilizyonel bir duygunun içine sokabilir.

  1. ‘Antidepresan depresyonu geçirmek için tek ihtiyaç olan şeydir.’

Depresyon herkeste kendini farklı bir şekilde göstermekte, ve bir ilaç alıp sabaha geçmesi beklenebilecek bir hastalık değildir. Antidepresan kullanımı doktor gözetimi altında depresyon tedavisi sırasında gerektiğinde önerilmekte, ancak izlenilebilecek tek yol değildir. Ayrıca antidepresan kullanımı genellikle başlandıktan altı hafta sonrasında cevap göstermeye başr ve kişinin kendine uygun ilacı bulmasının zaman alabilir. Antidepresan ve psikoterapi birleşimi depresyon tedavisi için en etkili yöntem olarak kabul edilmektedir.

  1. ‘Sorunlar hakkında konuşmak durumu dahada kötüleştirir’

Kollalrı sıvayıp despresyonun asıl nedenine yavaş yavaş inerek yürüttüğümüz terapi sürecinde, başlarda negative olaylar hakkında konuşmanın rahatsızlık verici olduğunun farkındayız. Ancak, asıl sebepleri ne görmezden gelebilir ne de hiç bir şey yapmadan ortadan kalkmasını bekleyebiliriz. Yardım istemenin önyargısını kırdıktan ve iyi oluş halinin geri kazanılması için yol haritasının belirlenmesinden sonra, negatif ve yıkıcı duygular yerine daha proaktif bir yaklaşım ile ilerleyebilme özgürlüğüne sahip olarak ileriye dönük yatırım yapma şansını elde etmiş oluruz.

İçinizden sizinle konuşan ‘negatif benliğinizi’ pozitif bir dille yeniden konuşturmak çoğu zaman depresyonu yaratan düşünce kalıplarını yeniden şekillendiren bir tedavi yöntemidir.

 

KAYNAK: https://gulizaltinbasak.com/mitler-ve-gerceklerle-depresyon-nedir/