Muhsin Yazıcıoğlu | İşkence Günlerini Anlatıyor!

Götürüldüğü yer Mamak Cezaevi`nin C Bloğu`ydu.

Muhsin Yazıcıoğlu | İşkence Günlerini Anlatıyor!

Muhsin Yazıcıoğlu | İşkence Günlerini Anlatıyor!

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yazıcıoğlu, `En adi işkencelere maruz bırakıldık. İlk günler yemek ve su da vermiyorlardı. Daha sonra bir parça kuru ekmek, bir de ağzımızı ıslatacak kadar su verildi` derken, o günleri yeniden yaşıyordu Mamak Cezaevi`nde 7.5 yıl yatan Muhsin Yazıcıoğlu: 20 gün gözlerimizi bantladılar Vücudumuza cereyan verdiler.

`Kapıyı kırarak içeri girdiler` Nİhayet, Kızılay`da kaldığım bir büroda gözaltına alındım. Dubleks bir apartman dairesiydi. İki kapısı vardı. Gözaltına almak için kapının zilini çaldıklarında ben, `Hazırlanıyorum` diye seslendim. İki kapıyı birden omuzlayarak patlattılar ve içeri girdiler. Gözaltına alır almaz, önce bir tekme atıp hakaret ettiler, sonra da gözümü bağlayıp meçhul bir yere götürdüler.`

Görevlilerin üslubundan, bir nizamiyeden geçtiklerini anlamış Yazıcıoğlu. Götürüldüğü yer Mamak Cezaevi`nin C Bloğu`ydu.

Burası, suç işleyen askeri personelin disiplin merkeziydi. `Orası, düzenlenerek ülkücülere işkence merkezine dönüştürüldü` diyen Yazıcıoğlu, ilk günler yaşadıklarını anlatmaya devam ediyor: `İşkence merkezine dönüştürülen yerde arkadaşlarımızla gözlerimiz bağlı olarak 20 gün kadar kaldım.

İhtilalden sonra, sağcıları Mamak C-5 Blok`ta, solcuları Emniyet`te sorguladılar. Sağcılara solcu polis, solculara sağcı polis görevlendirmek suretiyle bu insanların yaşadıkları acılar derinleştirildi. C-5`teki sorgulama sırasında gözlerimiz bağlıydı. Çırılçıplak soyundurularak dilimizden, dişimizden, tenasül uzvumuzdan, ayak ve el parmaklarımızdan cereyan veriliyordu.

Omuzlarımıza bağlanmış kalaslarla yukarıya çekip, boşluktayken sorgulama yapıyorlardı. En adi işkencelere maruz bırakıldık. İlk günler yemek ve su da vermiyorlardı. Daha sonra bir parça kuru ekmek, bir de ağzımızı ıslatacak kadar su verildi.

Ardından da normal karavana yemeğe dönüldü. Yemek sırasında sağına soluna dönmemek, sadece tabağına ve kaşığına bakmak kaydıyla gözlerimiz yarım açılıyordu. Yemeklerden sonra da hemen kapatılıyordu.`