Mustafa Balbay yazdı: Bürokrasi kokuyu aldı!

"İlk kokuyu onlar alır. Hemen buna göre tavır almaya başlarlar" 

Mustafa Balbay yazdı: Bürokrasi kokuyu aldı!

Mustafa Balbay yazdı: Bürokrasi kokuyu aldı!

Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, bugünkü yazısında iktidarın gidici olup olmadığını Ankara'daki bürokrasiden anlaşılacağını savundu.

Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, "Bürokrasi sendeliyor" yazısında başkentte bir iktidarın gidici olup olmadığının en iyisi bürokrasilerden anlaşılacağını savundu. 

"İlk kokuyu onlar alır. Hemen buna göre tavır almaya başlarlar" diyen Balbay, "İktidarın oluşturduğu katı iklimde şu aşamada bürokraside genel bir çözülme görünmüyor. Ancak yer yer sızıntıların başladığı, zemin kaymalarının görüldüğü söylenebilir." dedi. 

Balbay, "Normal, seçimle gelenin seçimle gideceğine inanmış, bunu tavır ve söylemleriyle göstermiş bir iktidarda bu tür sızıntılar, kaymalar doğaldır. Ancak AKP, öyle bir iktidar değil. Tam tersine bürokrasiye “Biz hiçbir koşulda gitmeyeceğiz, bunu böyle bilin” söylemini dayatan bir iktidarla karşı karşıyayız" dedi.

Anadolu'daki bir belediye başkanı ile bürokrat arasındaki konuşmayı aktaran Balbay durumu, "Bürokrasi kokuyu aldı gibi!" sözleriyle yorumladı.

Balbay'ın ilgili yazısı şöyle:

Başkentte bir iktidarın gidici olup olmadığı en iyi bürokrasiden anlaşılır. İlk kokuyu onlar alır. Hemen buna göre tavır almaya başlarlar.

Eğer gidiş havası hızlı esmeye başlamışsa imza atmalar uzar, “olmazlar” artar...

İktidarın oluşturduğu katı iklimde şu aşamada bürokraside genel bir çözülme görünmüyor. Ancak yer yer sızıntıların başladığı, zemin kaymalarının görüldüğü söylenebilir.

Normal, seçimle gelenin seçimle gideceğine inanmış, bunu tavır ve söylemleriyle göstermiş bir iktidarda bu tür sızıntılar, kaymalar doğaldır. Ancak AKP, öyle bir iktidar değil. Tam tersine bürokrasiye “Biz hiçbir koşulda gitmeyeceğiz, bunu böyle bilin” söylemini dayatan bir iktidarla karşı karşıyayız. 

O nedenle en küçük bir çatlak hemen iz bırakıyor.

***

Kılıçdaroğlu’nun bürokratlara, “Artık hukuk dışı işlemlerin altına imza atmayın” deyip üstüne bir de tarih vermesi, iktidarda beklenen yankıyı yarattı! 

Gelsin vesayetçilik...

Gitsin tehditçilik...

Erdoğan, bunun yerine şöyle bir açıklama yapabilirdi:

“Ne demek hukuk dışı iş? Devlet memurları adı üstünde devletin memurlarıdır...”

Herkes biliyor ki Erdoğan’ın böyle bir demeç vermesi mümkün değil. Devlet memurları, hükümet memuru haline getirildi.

Başta bürokraside sızıntılar, çatlamalar olduğunu vurguladık. Bu bağlamda kimi parti genel merkezlerine “bürokratik ziyaretlerin” olduğunu gazeteciler biliyorsa elbette iktidar da biliyordur. Geçmişte AKP tarafından görevden alınanlar sessizce kenara çekiliyordu. Bu iktidar döneminde istifa müessesesi kalktı. Bunun yerini, “görevden affetme” aldı. Bu affa uğrayanların bir bölümünün elindeki bilgi ve belgeleri ya konuşturmaya başladığı ya da buna hazırladığı da bir başka gerçek.

Sayıştay raporlarında bugünkü ortam için çok ileri sayılabilecek usulsüzlük ve yolsuzluk saptamaları yer alıyor. Pek çok rapor da şöyle bitiyor:

“Bu konudaki bilgi ve belgelerin devamına ulaşılamamıştır!”

Kayda geçen bu saptamanın ileride gündeme geleceği ve en azından nedeninin sorulacağı, geçmişteki deneylerden de bildiğimiz bir gerçek.

Bürokraside dikkat çeken ciddi bir durum da şu:

Tarikat ve cemaatlerin kadro düzeyindeki temsilcileri üstte, imza atma sorumluluğunda görev almak istemiyor. Onlar deyim yerindeyse, bürokraside bir yere gelmek değil, bürokrasiyi kullanmak istiyor. İşte o “kullanılanlar” da ne yaptığını sorgulamada!

AKP’nin FETÖ kadrolarının yerini doldurmak için ürettiği yöntemler de genel düzeyi düşürdü! İşini iyi bilmek ayrı bir yetenek! Örneğin, bir nebze iş bilen bir memur, önce temel atıp sonra ihaleye çıkmayı daha iyi “organize” eder. Demek ki bu güçten de yoksun bir bürokratik yapı oluştu. Yola çıktıklarını kenara koyup yolda bulduklarınla yürüyünce bu sonuç olağan.

***

Anadolu’dan bir belediye başkanı, kentinin uğradığı haksızlığı gidermek için Ankara’ya gelmiş. Bakanlığa gidip ulaşabildiği en üst bürokrata derdini anlatmaya başlamış. Başkan, o yerin mutlaka belediyeye ait olduğu konusunda bastırınca, bürokrat şu karşılığı vermiş:

“Yakında buranın yönetimi de sizin olacak. Orası bu statüde kalsa da sizin sayılır. Bu kadar çok bastırmayın!”

Yüksek bürokrat, o sözü belki de başkanın öfkesini gidermek için söyledi ama akla böyle bir söylemin düşmesi de iktidar için çok ama çok kaygı verici.

Bürokrasi kokuyu aldı gibi!

CUMHURİYET