Öcalan hakkında aynı sürecin içinde bulunmak nedeniyle bir dava açılmıyor.

Terörist başı hakkında saklanan gerçekler…

Öcalan hakkında aynı sürecin içinde bulunmak nedeniyle bir dava açılmıyor.

Terörist başı hakkında saklanan gerçekler…


Hafta sonu, Ömer Faruk Eminağaoğlu ile tekrar konuşma fırsatı buldum. Terörist Öcalan’ın “umut hakkı”ndan faydalandırılıp salıverilmesi konusunda yeni bilgilere sahipti.  Değerlendirme yapmasını istedim. O, oldukça geniş ve çarpıcı değerlendirmeyi köşeye sığdırabildiğim ölçüde okumanızı isterim. Ömer Faruk Eminağaoğlu, 1999 yılında yakalanan Öcalan için 25 yıllık süre eklenince koşullu salıverme konusu her durumda 2024 yılında gündeme gelecek. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de, son toplantısında 2022 Eylül ayına kadar Türkiye’ye bu konuda yasal düzenlemeler için çağrıda bulundu. AKP bu duruma, 2022 Eylül’üne kadar günü kurtardığı şeklinde bakıyor “dedi.

★★★

Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun değerlendirmeleri şöyle;

-AİHS hukukundaki gelişme üzerine 2010 yılında umut hakkı söz konusu olunca, avukatları tarafından yapılan başvuruda AİHM 18.3.2014 tarihli kararında, Türkiye mevzuatında umut hakkının söz konusu olmadığını, Öcalan’ın umut hakkının bulunmaması nedeniyle, Türkiye hakkında hak ihlali kararı verdi.

Böylece Öcalan için de koşullu salıverme konusunda umut hakkına ilişkin somut bir karar ortaya çıktı.

İşin ilginci, bu kararı Adalet Bakanlığı 2014 yılında Türkçe ‘ye de çevirdi.

Ancak Türkçe’ ye çevirdiği kararı her nedense Adalet Bakanlığı ağzına almıyor, hukukçular da bu konuyu açık ve anlaşılabilir biçimde kamuoyu önünde anlatmıyor.

Umut hakkı gereği de olsa koşullu salıvermeden sadece cezaevinde infaz sırasında iyi hali görülen mahkûmlar yararlanabiliyor.

İyi hali yok ise, iyi hali ne zaman ortaya çıkarsa bu haktan yararlanması gerekiyor.

Ancak işte şimdilik süreç böyle geçiştiriliyor.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık tarihleri arasındaki toplantısında, Öcalan ile ilgili olarak 18.3.2014 tarihli kararı hatırlatarak, umut hakkı konusunda ne yapıldığını açıkça sorup, açıkça da gerekli yasal düzenlemeleri yapın ve koşullu salıverme yolunu açın diyor.

Konu halkın anlayabileceği biçimde açık ve anlaşılabilir biçimde ne haberleştiriliyor, ne de avukatlarınca bile kamuoyuna açıklanıyor.

★★★

-AİHS hukuku gereği Türkiye idamı kaldırdı. Günün birinde elbette umut hakkı da tanınacak.

Kuşkusuz diğer yandan Avrupa Konseyi yaptırımları da gelecek.

Demirtaş’ın tutukluluğu ayrı bir konu, ancak hakkında çözüm süreci için adli bir süreç işletiliyor.

HDP, çözüm süreci de dahil, eylemleri nedeniyle hakkında kapatma davasına muhatap.

Nedense Öcalan hakkında aynı sürecin içinde bulunmak nedeniyle bir dava açılmıyor.

Dava açılması durumunda, ceza alması durumunda, mevcut şu an ki cezasının infazı bitince, o cezanın infazına başlanacak.  Böylece koşullu salıverilme durumu gündeme gelmeyecek.

Ancak Öcalan için böyle yeni bir soruşturma demek, onun cezaevinde bile örgütü yönetme noktasında suç işleyebilmesi demek, cezaevinden sorumlu iktidarında bu suça yardım ve yataklığı ve de iştiraki demek.

Bu nedenle AKP, kendi sorumluluğunu perdelemek adına Öcalan hakkında soruşturma açılmasından uzak durarak, Öcalan’ın koşullu salıverilmesi yolunu, günü kurtararak açık tutuyor.

Kendi iktidarının devamı için Öcalan’ı bile koşullu salıvermeyi söz konusu edebiliyor.

★★★

Bu tabloda, AKP Öcalan’ın koşullu salıverilme sürecinin işlediğini açıkça halktan saklıyor.

Haberler, “Öcalan ve umut hakkı” diye çıkıyor, çoğunluk umut hakkının anlamını bilmeyince tepki de veremiyor.

-Süreçte ne ile mi karşılaşılacak:

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, umut hakkı için yasa çıkarılması konusunda çağrılarını yineleyecek.

AKP, işine geldiği kadar durumu görmezden gelecek.

25 yıl dolduğunda, yani 2024 sonrasında Öcalan avukatları hukuka rağmen cezaevinde tutulan Öcalan’ın özgürlüğü kısıtlanıyor diye özgürlüğü kısıtlama suçundan suç duyurusu yapabilecekler.

Öcalan lehine ayrıca bir de bu konuda tazminat davaları açıp, Öcalan için devlet bir de sürekli tazminat ödeyecek.

Belki de bir mahkeme, Anayasa’nın 90/son maddesi gereğince uluslararası sözleşmelerin yasaların üstünde olması karşısında, 25 yıl dolduğunda yapılacak başvuru üzerine, ayrı bir umut hakkına ilişkin yasaya gerek duymadan doğrudan AİHM kararına dayanarak koşullu salıverme kararı verebilecek.

-Bir an için düşünelim, terör bitmediğine, PKK eylemlerini sürdürdüğüne göre, Öcalan yakalanmamış olsa, tepesinde bomba korkusu ile PKK’yı yönetecek iken, yakalanıp cezaevine konulunca tepesinde bomba korkusu olmadan, can güvenliği sağlanıp yine örgütünü yönetiyor, yönetmesine ortam sağlanıyor.

2024 yılından sonra bir de adeta maaşa bağlanarak örgütünü yönetmeye devam edecek…

AKP’nin iktidar hırsı ve iktidar projesi Türkiye’nin bu durumlarla karşı karşıya kalmasına yol açıyor. Seçmenin ne kadarını bu durumu biliyor?..

https://www.korkusuz.com.tr/terorist-basi-hakkinda-saklanan-gercekler.html

AHMET TAKAN / KORKUSUZ