Özdağ’ın Kılıçdaroğlu’na destek kararı ve 'İçişleri Bakanlığı' açıklaması Millet İttifakı'nda ve HDP’de nasıl karşılık buldu?

Millet İttifakı'nda ve HDP’de nasıl karşılık buldu?

Özdağ’ın Kılıçdaroğlu’na destek kararı ve 'İçişleri Bakanlığı' açıklaması Millet İttifakı'nda ve HDP’de nasıl karşılık buldu?

Özdağ’ın Kılıçdaroğlu’na destek kararı ve 'İçişleri Bakanlığı' açıklaması Millet İttifakı'nda ve HDP’de nasıl karşılık buldu?

Millet İttifakı partileri, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ittifakın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek kararından memnun. Ancak Özdağ’ın, 7 maddelik protokol metninde ve ortak açıklamada yer almamasına karşın, destek kararı öncesi yaptığı göçmenleri “İçişleri Bakanı olarak yollayacağı” açıklaması kafaları karıştırdı.

BBC Türkçe’ye konuşan CHP ve diğer ittifak partilerinin kurmayları “Esas olan protokol metnidir” açıklamaları yapılırken, kulislerde Özdağ’ın bu açıklaması, “kendi tabanını motive etme, sandığa götürme” hamlesi olarak görülüyor. Zafer Partililere göre ise Özdağ’ın bu açıklaması “temenninin ötesinde.”

Twitter paylaşımını geçin, 1
Video altyazısı:Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.

Twitter paylaşımının sonu, 1

HDP: Protokoldeki belirlemeler evrensel hukuka aykırı, tutumuzu Perşembe açıklayacağız

Yüzde 10’luk oy oranı nedeniyle tutumu kritik önemde olan HDP ve Yeşil Sol Parti ise Özdağ’ın destek açıklaması ve İçişleri Bakanlığı talebine ilişkin paylaşımın ardından, ikinci turda izleyeceği tutumu belirlemek için yetkili kurullarını olağanüstü topladı.

Toplantı sonrası yapılan yazılı açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı protokoldeki belirlemelerin evrensel demokratik ilkelere aykırı olduğu söylenirken "Tutumumuz ve eleştirimiz net ve açıktır. Kayyım uygulamaları sadece Diyarbakır’ın değil İstanbul’un ve bir bütün olarak hepimizin sorunudur" ifadeleri yer aldı.

Açıklamada ayrıca "Ülke için bir referanduma dönüşmüş 28 Mayıs seçimleri ve sonrası için oynanan oyunların ve kurulan tuzakların farkındayız. Bugün başlattığımız değerlendirmelerimize partilerimizin bileşenleri ve kurulları ile devam ediyoruz. Değerlendirmelerimiz sonucu nihai kararımızı, seçimlerdeki tutumumuzla ilgili açıklamamızı yarın (25 Mayıs 2023) halklarımızla paylaşacağız" denildi.

'Yüzde 2 için yüzde 10 kaybedilmemeli'

Bu toplantı öncesinde BBC Türkçe’ye konuşan parti kaynakları, Özdağ’ın İçişleri Bakanlığı’nı “kabul edilemez” buluyor ve mevcut iktidarın politikalarından farklı bir tablo olmayacağını savunuyor:

“CHP’nin bu tutumunu anlamak mümkün değil. Yüzde 2 oy için yüzde 10’luk oy desteğinden vazgeçilmesi söz konusu. Ayrıca Zafer Partisi’nin yüzde 5 oyu konsolide etmesi de mümkün değil, büyük oranda bu seçmen protesto oyu kullanan, homojen olmayan seçmen kitlesi.”

Özdağ faktörünün, Emek ve Özgürlük İttifakı Kılıçdaroğlu’na destek açıklamasa bile Kürt seçmenin sandığa gitme motivasyonunu olumsuz etkileyeceği düşünülüyor.

Millet İttifakı’na göre bağlayıcı olan 'protokol metni'

CHP ve ittifak partileri, Özdağ’ın desteği ve imzalanan protokolde sıkıntı yaratacak bir unsur görmüyor.

Özdağ ile imzalanan 7 maddelik protokolde, “kayyum” uygulamasının devamına ilişkin nüanslar dışında, Millet İttifakı’nın daha önce uzlaştığı metinlere aykırı bir hüküm olmadığını dile getiriliyor.

Millet İttifakı’nın daha önce kamuoyuna açıkladığı, ortak mutabakat metninde, terör suçlaması nedeniyle, belediye başkanlarının görevden alınmasına İçişleri Bakanlığı’nın teklifi doğrultusunda Danıştay tarafından karar vermesi, görevden alınan belediye başkanlarının yerine belediye meclisinden seçilecek bir ismin atanmasının öngörüldüğü anımsatılıyor. Özdağ’ın “kayyum uygulamasının devam etmesi” talebine karşın, protokol metine “yargı kararı” hükmünün konulmasının “keyfi” görevden almayı engellediği, mevcut uygulamada İçişleri Bakanlığı’nın “şüphe” üzerine belediye başkanlarını görevden alabildiğine işaret ediliyor.

Millet İttifakı partilerinde, Özdağ’ın İçişleri Bakanlığı açıklaması ise “tabanını motive etme, sandığa götürme çabası ve seçim sonrasında ancak yeniden değerlendirilebilecek konular” olarak görülüyor.

Kulislerde Zafer Partisi’ne İçişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı ve TİKA gibi bazı kurumların da verilebileceği iddiaları dile getiriliyor. Ancak, gerek CHP gerekse İttifak partilerinin temsilcileri bu konuda bir taahhütte bulunulmadığı ifade ediliyor. Kılıçdaroğlu-Özdağ görüşmesinde bu konuların konuşulmuş olabileceği, ancak bunların protokol metninde karşılık bulmaması nedeniyle herhangi bir bağlayıcılığı olmadığı ifade ediliyor.

'Protokolden başka anlam çıkarılmamalı'

Yeniden milletvekili adayı olmayan ve seçimin kazanılması halinde adı İçişleri Bakanlığı için geçen CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç da, Özdağ ile imzalanan protokol metnine dikkat çekti:

“Varılan uzlaşma, protokol metniyle kamuoyuyla paylaşıldı. O mutabakat metninden, başka görüşler, sonuçlar çıkarmak doğru değil.

Uğur Poyraz: Özdağ, ittifakın ortaya koyduğu ilkelere destek verdi.

İYİ Parti Genel Sekreteri ve Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, başta göç politikası, "terörle mücadele" olmak üzere Özdağ ile imzalanan protokol metnindeki ilkelerin zaten Millet İttifakı’nın ortak mutabakat metni, parlamenter sisteme geçişe ilişkin anayasa değişikliği önerisinde de yer alan ilkeler olduğuna dikkat çekti.

Poyraz, belediye başkanlarının görevden alınmasına da Danıştay kararı ilkesi getirerek, “hukuksal ve yargısal” nitelik kazandıklarını belirtti. Poyraz, “O nedenle, uzlaşılan protokol, Kemal Bey bu şartları kabul ettiği değil, Ümit beyin Altılı Masa’nın ortaya koyduğu çıktılara katıldığı anlamına gelir. Ortaya koyduğumuz çıktıların hem evrensel, hem milli niteliğinin de ne kadar önde olduğunu ortaya koyar” görüşünü dile getirdi.

DEVA Partisi temkinli: Kürt seçmeni uzaklaştıracak yaklaşımlardan kaçınılmalı

Millet İtttifakı ortağı DEVA Partisi’nde, milliyetçi söylemin, özellikle Kürt seçmeni sandıktan uzaklaştırabileceği yorumları yapılıyor.

Kılıçdaroğlu-Özdağ arasındaki protokolden rahatsızlık yaratacak bir unsur olmadığı belirtilirken, “Seçime 3 gün kala elbette 'incir kurtlu, üzüm çöplü' diye bakmayacağız ama Doğu ve Güneydoğu’da Kılıçdaroğlu yüzde 65-70 aralığında oy aldı. Zafer Partisi’nin katacağı, yüzde 2-2,5 oy desteği için eldeki destekten de olmamak gerekir. O nedenle de Kürt seçmeni irrite edecek, aşırı tehditkar üsluptan kaçınılmalı” görüşü dile getiriliyor.

Gelecek Partili Temurci: Özdağ şaka yaptı

Özdağ’ın “İçişleri Bakanı olacağım” paylaşımına yine sosyal medyadan tepki gösteren isimlerden birisi ise Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcılığı da yapan İstanbul Milletvekili Selim Temurci oldu. Bu açıklamayı “şaka” olarak nitelendiren Temurci, “Bu adam İçişleri Bakanı olacağım diyorsa, Sn. Soylu kesin kalacak demektir” paylaşımı yaptı.

Twitter paylaşımını geçin, 2
Video altyazısı:Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.

Twitter paylaşımının sonu, 2

BBC Türkçe’ye konuşan Temurci, bu paylaşımı, protokol metninin açıklanmasından önce Özdağ’ın paylaşımı üzerine yaptığını anımsattı.

Özdağ ile ve hatta Muharrem İnce ile görüşülmesine, desteğinin istenmesine karşı olmadıklarını belirten Temurci, Özdağ’ın “şakasına” tepki gösterdiğini söyledi:

“Zaten Ümit Bey şaka yapmış, bu bana gelen kesin bilgi diyebilirim. Biz demokrasi ve hukuk ilkelerine geri dönülmesini isteriz. Genel Başkanımız bunun için gerekirse cumhurbaşkanı yardımcılığından feragat ederiz demiştir. Benim tepkim, Ümit Bey'in Millet İttifakı’nın haberi olmayan bir konuda böyle bir şaka yapmasınadır.”

Zafer Partisi: Temenninin ötesinde

Zafer Partisi’nde ise Özdağ ile Kılıçdaroğlu görüşmesinde, bakanlık konusunun gündeme geldiği, ancak şimdilik yazılı taahhüde bağlanmasının doğru görülmediği, “makam pazarlığı” olarak algılanacağı ifade ediliyor.

Ancak parti kaynakları, Özdağ’ın bu açıklamasının “temenninin ötesinde” bir anlam ifade ettiğini ve seçim sonrasına bırakıldığını ifade ediyorlar.

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aslan Yaman ise kendilerinin makam taahhüdünde bulunmadığını, ancak göçmen politikası hassasiyeti nedeniyle bakanlık konusunun da konuşulmuş olabileceğini söyledi. Yaman şu görüşleri dile getirdi:

“Çünkü sığınmacı meselesi bizim için en önemli konu. O nedenle, sayın Kılıçdaroğlu, bu konu İçişleri Bakanlığı’nın görev alanında olduğu için, ‘Seçimden sonra bu buyurun siz uygulayıcı olun’ demiştir diye tahmin ediyorum. Görüşmede bu anlamda değerlendirmeler yapılmıştır diye düşünüyorum. Ama biz makam mevki peşinde değiliz. İlkelerimizin bu kadar vurgulanması, Kemal beyi bu adımı atmaya itmiş olabilir.”

Kılıçdaroğlu ile bir protokol etrafında uzlaşmaya varılmasından memnun olduklarını belirten Yaman, “Bu imza CHP’yi eksen kaymasından döndürmüştür. CHP; Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş değerlerine daha fazla yaklaştırmıştır. O nedenle bundan dolayı son derece çok mutluyuz” görüşünü dile getirdi.

İnce, MYK’yı topluyor

İkinci tur seçim konusundaki tutumu merak edilen Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ise Perşembe günü Merkez Karar Yönetim Kurulu’nu toplayacak.

Kulislerde İnce’nin Kılıçdaroğlu’na destek açıklayacağı iddiaları dolaşsa da, şimdiye kadar bunu doğrulayan bir gelişme olmadı.

İnce ve partisinin hangi adaya destek vereceği veya tarafsız mı kalacağı net değil. Ancak İnce’nin toplantıdan sonra, partisinin ikinci turda izleyeceği tutumu açıklaması bekleniyor.

BBC TÜRKÇE