Psikolog Ceren Sayın öfke kontrolünü anlattı

“Öfke kontrolünde en önemlisi ‘Bu doğru mu?’ sorusunu kendimize sorabilmeliyiz”

Psikolog Ceren Sayın öfke kontrolünü anlattı

Kapaklı Belediyesi Psikoloğu Ceren Sayın, günlük yaşantımızda hepimizin yaşadığı ‘öfke’yi nasıl kontrol edebileceğimizi anlattı. Sayın, “Öfke kontrolünde en önemlisi ‘Bu doğru mu?’ sorusunu kendimize sorabilmeliyiz” dedi.

Öfkeyi kontrol edememenin sonucu birçok üzücü olaylara şahit oluyoruz. Kapaklı Belediyesi Psikoloğu Ceren Sayın, öfkenin ne olduğunu ve kontrolünün nasıl sağlandığını anlattı. Sayın, “Sevgi, mutluluk, şaşkınlık nasıl bizim bir duygumuz ise öfked e bizim bir duygumuzdur. Tabi ki de sinirlendiğimizde, kızdığımızda bazen normal olabilirken bazen de öfkeli bir şekilde olabiliyor. Aslında öfke kontrol edilebildiğinde ve aşırıya kaçmadığında tabiî ki de faydalı bir şey. Çünkü dediğim gibi öfke duygumuzdur. O an karşımızdaki kişiye karşı tavrımızı belli edebiliyoruz. Bir olaya karşı tutumuzu belirleyebiliyoruz. Ama tabi yine aşırıya kaçmamak şartıyla. Öfke bir çözüm aracı değildir. Yahut ‘ben sesimi yükseltirim bu sorunu çözerim’ düşüncesi asla değildir. İlişkilerimizin düzelticisi değildir. İkili ilişkilerde de öfkelenince kavga edelim tartışalım çözelim değildir. İntikam almak kesinlikle değildir.” dedi.

“ÖFKE ASKERİ MESLEKLERDE DAHA FAZLA ORTAYA ÇIKABİLİYOR”

Öfkenin meslekler üzerinde de oldukça etkisi olduğuna dikkat çeken Sayın, “İş ortamlarında stresli iş alanları varsa öfke daha fazla ortaya çıkabiliyor. Her iş alanı streslidir ama bazı iş alanları daha fazla stresli olabiliyor. Kimi zaman üstlerin alttakilere baskısı stres yapabiliyor ve bu strese öfke ile karşılık verilebiliyor. Bazen işte yaşanan şeylere öfkelenip bunu eve gittiğinde ailene yansıtabiliyorsun. Bu konu da daha keskin olarak polislik mesleği ve askeri çalışanları örnek verebilirim. Askeri mesleklere sahip olanlar en üst seviyelerdedir. Çünkü sürekli sorunlu insanlarla uğraşıyorlar ve onlara tahammül edebilmek büyük bir sabır gerektiriyor. Tabi bu sorunla psikologlarda karşılaşabilirler. Sorun ile başa çıkamadıklarında psikologlarda destek alabiliyor. Ama sorun ile başa edebildikleri için bu meslektedirler. Problem yaşadıklarını düşünmüyorum.” ifadelerini kullandı.

ÖFKELENDİĞİM DE ELİME NE GEÇECEK?”

İnsanların öfkelenmeye her an açık olduğunu söyleyen Sayın, “Bizler daha çok kışkırtıldığımız zaman, kişiliğimize saldırıya geçildiğini düşündüğümüz de, hayal kırıklığı yaşadığımızda, haksızlığa uğradığımızda, kendimizi ifade edemediğimizde, stres altında olduğumuz da öfkeleniyoruz. Öfkenin üzerimizde bazı belirtileri oluyor. Fiziksel, duygusal ve davranışsal olarak birçok belirtisi oluyor. Örneğin öfkelenmeden önce bir kalp çarpıntısı, ellerde titreme, vücutta sıcaklık oluyor, kan basıncı artıyor, stres ve gerginlik artıyor ve öfkeleniyoruz. Öfkelendiğimiz de kendimize ve eşyalara zarar verebiliyoruz. Bir yerlere vurma, bir şeyleri atma kırma hissiyatı duyuyoruz. Bu kadar ileri öfkelenmelerde depresyon ve panik atak geçirme ihtimalide oluyor. Öfkemizi boşaltmak her zaman iyi midir? dediğimizde o ayrımı yapabilmemiz gerekiyor. Ben öfkelendiğim de elime ne geçecek diye düşünmemiz gerek. Yani ben bağırarak ya da vurarak bunu çözümünü bulabilecek miyim? Diyelim ki vurdun, pişman oldun. Ne oluyor, tabiî ki elimize hiçbir şey geçmiyor. Bir faydası oldu mu? Hayır olmadı. Zararı oldu, bize daha çok zarar verdi. Hem kendi duygularımı yıprattım, belki çevremdeki insanları korkuttum, onları bir şekilde incittim hem de eşya ya zarar verdim. Önemli olan o ayrımı yapabilmek. Tabiî ki bazı durumlarda öfkemizi boşlatmamız gerekiyor. Ama kontrollü bir şekilde bu yapılmalı. Bağırarak, çağırarak, vurarak olmamalı. “ifadelerini kullandı. Habertrak/Timuçin Çınar