Sadullah Ergin: HSYK düzenlemesinin AYM müdahalesi ile değişmesi FETÖ'nün işine yaradı

MİT krizi ve 17-25 Aralık sürecine ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.

Sadullah Ergin: HSYK düzenlemesinin AYM müdahalesi ile değişmesi FETÖ'nün işine yaradı
Eski Adalet Bakanı, DEVA Partisi Genel Sekreteri Sadullah Ergin, KARAR TV canlı yayınında, Ali Bayramoğlu, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un sorularını cevapladı. Ergin, kapatma davası, 367 krizi, 2010 referandumu, MİT krizi ve 17-25 Aralık sürecine ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.

Eski Adalet Bakanı ve DEVA Partili Ergin, kendi döneminde hazırlanan HSYK düzenlemesine Anayasa Mahkemesi'nin yaptığı müdahalenin FETÖ'ye yaradığını söyledi. Ergin "HSYK maddesini biz yazmadık ki! Mahkeme iptal edip başka bir metin yazdı. Bunun hesabını benden soruyorlar. Bu ne kadar adil" dedi. Ergin firari savcı Zekeriya Öz'ün randevu vermediği için kendisini hükümete şikayet ettiğini açıkladı.  

Eski Adalet Bakanı, DEVA Partisi Genel Sekreteri Sadullah Ergin KARAR TV'de Ali Bayramoğlu, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un sorularını cevapladı. "28 Şubat döneminde kıyasıya eleştirdik. 'Kimse gözünün üstünde kaşın var' demedi" diyen Ergin "AK Parti neden 2007'de yeni Anayasa yapamadı?" sorusuna şu cevabı verdi: "Ergün Özbudun başkanlığında ekip kuruldu. 27 Nisan bildirisiyle gidilen seçimden sonra çalışma başladı. Takvim belirlendi. Medya, STK ve partilerle taslağı paylaşacaktık. Tavsiyelerle birlikte olgunlaştıracaktık. Yargıtay'dan mesaj geldi. 'Yeni Anayasa'yı getirirseniz AK Parti'ye kapatma davası açarız' dediler. Mutabakatla sıfır bir Anayasa yapılacaktı. Tayyip Bey yurtdışındaydı. İlgili Başbakan Yardımcısı görüştü. Benim de olduğum zeminde istişare edildi. Ekonomik kriz vardı. Yeni bir 27 Nisan muhtırası atlatılmıştı. Erteleyelim kararı aldık. Ancak kapatma davasından kaçamadık. Parti kapatılmadı, Avrupa ve dünyada kriz yükseldiği için 'bununla kalalım' dendi. AK Parti'ye açılan kapatma davasında dosya bize ulaştığında gördük ki Yargıtay'dan tehdit geldiğinde çalışmalar başlamış. Biz buna Google davası dedik. Çünkü Google'dan toplanan belgelerle dosya hazırlanmış. 27 Nisan, kapatma davası, 367 krizi... Tüm bu yaşananlar karşısında siyasi bir parti olarak pes edemezdik. Bu krizler bizi 2010 referandumuna, 'yetmez ama evet'e getirdi."  

BAZI AK PARTİLİLER 'HAYIR' DEDİ

Ergin 2010 Anayasa değişikliği eleştirilerine de cevap verdi: "Pakete büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum. 26 madde var. HSYK'nın tertibi ile ilgili madde dışında şu anda kimse bu maddelere itiraz edemez. Bakkal dükkanı kapatır gibi parti kapatılıyordu. Düzenleme getirdik ama meclisten geçmedi. Bazı AK Partililer de 'hayır' oyu verdi.

BİZ ÇOĞULCU BİR YAPI İSTEDİK

HSYK ile ilgili değişiklik konusunda eleştirilere de "Blok liste olmasın istedik. Herkes tek adaya oy verecekti. Geçmişte bunun sakıncalı sonuçlarını yaşamışız. Referanduma bu şekilde gitti. CHP itiraz dilekçesini YARSAV ile birlikte yazdı. AYM iptal etti. Biz çoğulcu bir yapı istedik ama oluşmadı. 26 madde var sadece biri üzerinden bize saldırılıyor. HSYK maddesini biz yazmadık ki! Mahkeme iptal edip başka bir metin yazdı. Bunun hesabını benden soruyorlar. Bu ne kadar adil bir davranış..." sözleriyle cevap verdi. Ergin, FETÖ'nün yargıdaki yapılanmasına ilişkin ise "HSYK maddesi değiştikten sonra seçimlere gidildi. Tehlikeyi gördük, çoğunlukçu bir yapı oluşacaktı. Listelerde yedekleri asil yazıp oynadılar" değerlendirmesinde bulundu. 

ZEKERİYA ÖZ'E RENDEVU VERMEDİM, ŞİKAYET ETTİ

FETÖ firarisi eski savcı Zekeriya Öz ile ilgili de çarpıcı açıklama yapan Ergin "Çok randevu istedi vermedim. Beni de hükümete şikayet etti. 102 muvazzafı gözaltına aldığında başsavcısı ile görüştükten sonra temasım oldu 'nasıl böyle bir şey yaparsın' dedim" dedi. MİT Krizine ilişkin ise "MİT krizinde anladık ki adamlarını yerleştirmişler" ifadesini kullandı. Kendi dönemine ilişkin FETÖ yapılanması suçlamasına da cevap veren Ergin "Müsteşar Birol Erdem MİT krizinde örgütü bertaraf etmek için yapmamız gerekeni önüme getirdi. Hakkını teslim etmeli. 24 noktaya muteber isimler koyduk. O 24 kişi şu anda devletin en önemli noktalarında" ifadesini kullanarak "Abdullah Gül, asla 'Hakan Fidan ifade vermeye gitsin' demedi. Aksi yönde gayretleri olmuştur"vurgusu yaptı ve ekledi: Nedim Şener ve Ahmet Şık olayında endişelerimize Başbakan Erdoğan'a ilettik ancak yargılama bilindiği gibi devam etti.

ARKADAŞLARI SUÇLAMAMAK İÇİN SUSTUM

"MİT krizine rağmen, 17-25 Aralık sürecine nasıl gidildi? sorusuna da Ergin "HSYK'da sosyal demokratlar FETÖ'cülerle hareket ediyordu. HSYK bildirisini beraber yayınladılar. İstanbul'da usul yönünden hatalı işler" dedi. "Sadullah Ergin neden sessiz kaldı" eleştirilerine ise "Ben bir benden önceki ve sonraki arkadaşlarımı suçlamamak, işaret etmemek için sustum. Cemil Bey'i hariç tutarım ama arkadaşlarımızdan hiçbiri de çıkıp saldırılara cevap vermedi. Tayyip Bey, gerekli yerde gerekli cevapları verdi o dönem. Ancak saldırılar hiç durmadı. Sayın Başbakan'ın arkasına saklanıp ateş eden arkadaşlar elbette kırgınlığa neden oldu. Kırgınlıklar benim açımdan geçmişte kaldı. Bunun üzerinden siyaset yapmam" cevabı verdi.
KARAR