Silivri’deki deprem ne anlama geliyor?

Artık fermuar daha da aşağı çekildi

Silivri’deki deprem ne anlama geliyor?

Silivri’deki deprem ne anlama geliyor: Artık fermuar daha da aşağı çekildi

 11 Ocak 2020 tarihinde 16:37’de Silivri açıklarında meydana gelen deprem bize ne ifade ediyor?

24 Eylül 2019 ve iki gün sonrasında 26 Eylül 2019 tarihlerinde meydana gelen 4.6 ve 5.8 büyüklüğündeki iki deprem, bugün bilimsel dergilerde yayınlanan makalelerle kilitli olduğu belirtilen Kumburgaz Baseni’nden geçen Orta Marmara fayının kuzeyinde meydana gelmiştir. Bu deprem sismologları tedirgin etmiş ve kilitli olan fayın çevresinde meydana gelen depremin “kilitli fayı uyandırmaya” çalıştığı şeklinde yorumlanmıştır.Ayrıca 1999 depreminde bugüne depreme hazırlanmamış İstanbul başka olmak üzere Marmara bölgesinin depreme hala hazırlık hala getirilmediğini de ortaya koymuştur.

KİLİTLİ FAY UYANMAYA VE UYARMAYA DEVEM EDİYOR

Kilitli bir fay gerilmeyi önce çevresinde sonra da merkezinde başlayacak yamulmayla deprem hareketinin nasıl seyredeceğini bize gösterir. Yani “elastik rebound teorisiyle” ifade edilen sürecin gerilme/deformasyonun yer kabuğunda nasıl şekillenip, depremi ne zaman meydana getireceğinde ifade edildiği gibi, davranır. 24-26 Eylül 2019 ve 11 Ocak 2020 depremleri asıl kırılması gereken Orta Marmara fayının çevresinde meydana gelen şekil değiştirmeler olarak yorumlayabiliriz. Son deprem 26 Eylül kırığının yaklaşık 1 km doğusunda olmuştur. Metin yazıldığı anda depremin mekanizma çözümü rasathaneler tarafından yayınlanmadığı için bu iki deprem arasında bir ilişki kurmak şimdilik mümkün değildir. Ancak son depremin bağımsız olması ve etkinliğin benzer bir şekilde belirli periyotlarda, benzer büyüklüklerde depremlerle tekrar etmesi, büyük depremin giderek yaklaştığını göstermektedir.

FERMUAR TAMAMEN AÇILDIĞINDA, BÜYÜK DEPREM MEYDANA GELEBİLİR

Yani fermuar yukarıdan aşağıya doğru açılmaya başlamış ve son noktaya geldiğinde sanki çevresindeki gerilmeden bağımsız (kilitlenmeyen neden olan olgu bu olabilir) olarak kırılacak fayın üzerinde biriktirdiği tüm enerjiyi boşaltacak, gibi davranmasına neden olacaktır. Ya da çevresinde orta büyüklükte depremleri beklemeden, kırılacaktır. Bu nedenle 24-26 Eylül depremleri sonrası elbisenin fermuarı açılmış ve son depremle bu fermuar daha da aşağıya çekilmiştir. Her iki durumda da büyük depremi öne alan bir sürecin parçası olarak yorumlanabilir.

 

Bu nedenle 17 Ağustos 1999 depreminden bugüne kentlerdeki yapıları depreme hazırla(ya)mayan kent sakinlerinin bir an önce güvenli yaşam hakkının kamu bütçesiyle sağlanması ve diğer tüm mega projeler ivedilikle terk edilerek, en kutsal bir hak olan “güvenli barınma hakkı” ivedilikle tesis edilmelidir.

Savaş Karabulut / Jeofizik Mühendisi, Sismoloji Doktoru

Odatv.com