Suriye sorunu biter, Türkiye’nin Suriyeliler sorunu bitmez!

Suriye’de iç barış ve demokrasi sorunu.

Suriye sorunu biter, Türkiye’nin Suriyeliler sorunu bitmez!

CHP’nin 28 Eylül’de İstanbul’da düzenlediği, “Uluslararası Suriye Konferansı, Barışa Açılan Kapı” başlıklı toplantı, sorunun ne kadar büyük, ne kadar çok yönlü, çözümün de ne kadar zor olduğunu ortaya koydu.


Tıpta tedavi için önce iyi bir tanı gerekli. Toplumsal konularda da öyle. Sorunun boyutları iyi kavranmazsa çözüm diye atılan adımlar, daha büyük sorunları beraberinde getirir.
Suriye’de iç savaş eksenli uluslararası savaşın dokuzuncu yılı dolarken, beş temel madde gündemde:
1- Suriye’de iç barış ve demokrasi sorunu.
2- Başta ABD ve Rusya olmak üzere küresel aktörlerin Suriye planları.
3- Başta Suudi Arabistan, İsrail ve İran olmak üzere bölgesel aktörlerin Suriye hedefleri.
4- Suriye’de her türlü kullanıma açık, kontrolde tutulması zor, en çok Türkiye’yi etkileyen terör gruplarının türemesi.
5- Resmi sayıları dört milyonu bulan Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların getirdiği maddi-manevi yük.

***

Bu kadar çok düğümü çözmek için önce en üsttekini çözüp adım adım ilerlemek gerekir. Her ülke için en üstteki düğüm değişebilir. Türkiye açısından, sınır güvenliğinin sağlanması, iç barışımızı tehdit eden terör örgütü ve destekçilerinin etkisiz hale getirilmesidir. Bunun da yolu Suriye’nin toprak bütünlüğünden ve muhatap olunabilir bir Şam yönetiminden geçer. Bugünkü Şam yönetiminin her şey bir yana, ülkesini ne hale getirdiği ortada. Böyle bir yönetimle muhatap olunur mu? AKP iktidarına göre olunmaz... Ne yapılır? Şam yönetimini her şeyiyle destekleyen, ayakta tutan Rusya ile işbirliği yapılır!
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...
Suriye’nin kuzeyinde terör örgütlerinin, PKK uzantısı YPG’nin varlığı kabul edilemez. YPG’yi destekleyen, güçlendiren, silah veren kim?
ABD...
Suriye’nin kuzeyinin güvenli bölge olması için kiminle işbirliği yapıyoruz?
ABD ile! Alın size ikinci perhiz-turşu denklemi...
Eğer Türkiye, Fırat’ın iki yakasında ABD-Rusya ile çıkış ararsa iki yakası bir araya gelmez...
Bu çemberi kırmanın yolu karşıda bir muhatabı sorumluluğa çekmektir. Bu, Şam yönetiminin yaptıklarını onaylamak anlamına gelmez. Esad diktatör de öteki Arap ülkelerindeki yönetimler 24 ayar demokrat mı?
Yap-mayın...
AKP ne yazık ki, partinin ideolojisine dayalı politikaları, Türkiye’nin ulusaluluslararası faydalarına tercih etti.
Tunus’ta Müslüman Kardeşler’e oynadı, kaybetti...
Mısır’da Müslüman Kardeşler’e oynadı, kaybetti...
Suriye’de Müslüman Kardeşler’e oynadı, kaybetti...
Artık biraz da Türkiye’nin ulusal uluslararası faydalarına oynayın...

***

CHP’nin Tarabya’da düzenlediği konferansta ağırlıklı olarak Türkiye’deki Suriyelilerin durumu konu edildi. Bu alanda çalışma yapanlar deneylerini, gözlemlerini aktardılar.
CHP, popülist bir politika izlese, bu sorunun yarattığı sonuçları öne çıkarır, iktidara yüklenirdi. Ancak ortada büyük bir insani sorun var. Bir sosyal demokrat partiye de insani boyutu öne almak düşer. O nedenle sorunun bu noktaya gelmesinde AKP politikalarının yanlışlığına vurgu yapıp, çözüm için yapılması gerekenlere kafa yoruldu.
Bunun da ana yolu şu:
Bu bölgenin sorunlarını bu bölgenin insanları çözer!
Konferansta konuşmacılar kadar dinleyiciler de konunun içindeydi. Geniş bir yelpaze vardı. Suriye üzerine kitap yazan pek çok araştırmacı ile karşılaştık. Suriye Demokratik Türkmen Hareketi temsilcisi Abdülkerim Aga, katılımcılara kendisini tanıtıp, “Suriye’de biz de yaşıyoruz” demeye çalışıyordu.
Konferansta anlatıldı; İstanbul’da yaşayan bir Halepli, depremde herkes telaştayken sakince kaosu izliyormuş. Tehlike geçince, “Niye hiç telaşlanmadın” diye sormuşlar. Şöyle demiş:
“Halep’te her patlamadan sonra evimiz bundan daha fazla sallanıyordu...”
Bir araştırmacı Suriyeliye sormuş:
“Kalıcı mısınız?”
Yanıt:
“Altı ay sonra döneriz diye gelmiştik. Burada bir fırın işletmeye, Suriye ekmeği yapıp satmaya başlayınca anladım ki, gitmeyeceğiz!”
Bu aşamadan sonra Türkiye’ye hiç Suriyeli gelmese bile her gün 500’e yakın Suriyeli doğuyor.
İktidar ise her alanda olduğu gibi sorunu çözmekten çok, kullanmak için kafa yoruyor.
Bu tabloda belki bir gün Suriye sorunu biter, ama Türkiye’deki Suriyeliler sorunu bitmez!

 

MUSTAFA BALBAY / CUMHURİYET