Türk Göçmen Derneği Fransa'da Aşırı Sağın Hedefinde

Fransa'da oturum hakkı almayı başardı.

Türk Göçmen Derneği Fransa'da Aşırı Sağın Hedefinde

Türk Göçmen Derneği Fransa'da Aşırı Sağın Hedefinde

ACORT, Türkiyeli İşçiler Derneği (ATT) adıyla Fransa'da 1980'de, "kağıtsız" (sans papiers) olarak tanımlanan, oturum izni olmayan göçmenlerin büyük eylemi sırasında kuruldu. Dönemin cumhurbaşkanı François Mitterand bu eylemi bizzat ziyaret etti ve sonunda belgesiz göçmenler, Fransa'da oturum hakkı almayı başardı.

ACORT'un 40 yıllık dernek hikayesi de böyle başlıyor. 2001'de artık Türkiyeliler'in kalıcı olduğundan yola çıkarak, sadece göçmen işçileri değil, tüm kesimleri temsil edebilmek için "Türkiyeli Yurttaşlar Meclisi" (ACORT) adını alıyor. Şimdi, Mali, Senegal, Tunus, Fas, Portekiz, İtalya, İspanya gibi dünyanın dört bir yanından gelen göçmen gruplarının dayanışma dernekleriyle birlikte mücadele ediyor.

Ancak geçtiğimiz yıl düzenlenen "İslamofobi'ye karşı yürüyüşe" katılan dernek zor günler yaşamaya başladı. Yaklaşık 40 yıldır, sol siyaset içinde mücadele veren ACORT ve Genel Koordinatörü Ümit Metin, Fransa'da "İslam karşıtlığını" söylem alan aşırı sağ grupların hedef listelerinde yer aldı. Seçim öncesi Fransa'da yaşanan siyasi ortamdan endişe duyduklarını belirten ve yaşananları dile getirmek isteyen Ümit Metin ile derneğin Paris'teki merkezinde konuştuk.

VOA Türkçe: Dernek olarak ne tür faaliyetler yürütüyorsunuz?

Ümit METİN: Dil kursundan, çocuklara ödev yardımına kadar, şiddete uğrayan kadınların sağlık sorunları, gençlere, ayrımcılığa yönelik faaliyetler yapıyoruz. Kültürel faaliyet olarak, Türk Film Festivali'nin 18'incisini bitirdik. Küçük İstanbul festivalimiz var. Bunları bizim kültürümüz diye değil, Fransız kültürünün bir parçası olarak Fransız toplumuyla paylaşmak, bunu yaparken de, kendi insanımıza da diğer kültürlere açık olmayı anlatmak istiyoruz.

VOA Türkçe: Fransa'da 40 yıl dile kolay. Bu güne kadar gelmek zor oldu mu?

Ümit METİN: Evet, 40 yıldır sivil toplum mücadelesi veriyoruz. Zaman zaman çok zor hükümetler, Pasqua gibi Sarkozy gibi zor içişleri bakanları gördük. Denetimler de oldu. Buna da hep saygı duyduk. Ama her şey kurallara uygun bulundu. Bizim değerlerimiz belli. Laik, kadın erkek eşitliğini ve kadın haklarını savunan, toplumdaki etnik, cinsel, sosyal eşitsizliğe karşı çıkan, ekolojik dengeyi savunan bir bakışımız var. Burada göçmenlerin sorunlarını çözerek, Fransız demokrasisine katkı sağladığımıza inanıyoruz.

VOA Türkçe: Ne oldu da 40 yıldır her şey yolunda iken, birden hedef haline geldiniz?

Ümit METİN: Ekim 2019'dan bu yana sadece ACORT değil, bu toplumdaki diğer göçmen dernekleri için de zorlu bir döneme girdik. Sürekli dayanışma içinde olduğumuz derneklerle birlikte 10 Kasım 2019'da İslamofobi'ye karşı birlikte bir eylem çağrısı yayınladık. O çağrıdan sonra saldırılar başladı. Yıllardır biz ACORT olarak "İslamofobi" kelimesini kullanmıyorduk. Bunu radikal dincilerin ve AKP'ye yakın siyaset yapanların İslamofobi'yi bahane olarak, buradaki toplumu örgütlemeye yönelik olarak kullandığını iyi biliyorduk. Biz bu politikaları güçlendirmeyi hiç bir zaman istemedik.

VOA Türkçe: Peki bu yürüyüşün ve sizin İslamofobi tanımızın, bu saydıklarınızdan farkı ne?

Ümit METİN: 10 Kasım İslamofobi'ye karşı yürüyüşün diğerlerinden farkı, bizim birlikte yıllardır mücadele verdiğimiz, aynı dünyayı paylaştığımız, Fransız sol hareketi, feminist hareket, LGBT, sendikalar, Fransız siyasi partileri, hepimiz aşırı sağın, Müslüman ve İslam karşıtlığından endişe ediyorduk. O yürüyüşe gelenler aynı zamanda radikal İslam'a karşı olan insanlardı.

VOA Türkçe: Yürüyüşe fundamentalist dediğiniz bazı radikal unsurlarla yan yana katılmanız eleştirildi. Size dönük nasıl tehditler geldi?

Ümit METİN: Yürüyüşten 1 yıl sonra, Kasım 2020'de derneğimizin kapısına "İslam eşittir ölüm" gibi ırkçı yazılar yazıldı. Mart 2021'de yani bu sene, kapımıza haç işareti çizdiler. Biz tabi her seferinde suç duyurusunda bulunduk. Her saldırıya uğradığımızda 60 kadar örgüt bizi yalnız bırakmadı, destek oldu. En son Français de Souche /Öz Fransızlar" diye Fransız faşistlerinin kurduğu ırkçı bir internet sitesi "İslamcı solcular listesi" yayınladı. Orada hem benim, hem ACORT'un adı var.

VOA Türkçe: İçişleri Bakanlığı harekete geçti mi bu listeyle ilgili?

Ümit METİN: Hayır. Hiçbir tepki gelmedi. İçişleri Bakanlığı'nın bir sessizliği var. O listede gazeteci, milletvekili, sivil toplum örgütü mensubu 400'e yakın isim var. Ben de dahil 90 kişi, ilk etapta bu fişleme hakkında dava açtık. Şu anda hukuki süreç başlatıldı. İzleyeceğiz, davanın sonuçlarıyla ilgili insanlarımızı bilgilendireceğiz. Dernek olarak biz bu tür saldırılar karşısında, sessiz kalarak değil, Fransız sivil toplumu içindeki yermizi güçlendirerek, insanlara bunu anlatarak devam edeceğiz.

VOA Türkçe: Yürüyüşle neyi savundunuz ?

Ümit METİN: Biz konuya buradaki göçmenlerin eşitliği ve laiklik açısından bakıyoruz. Laiklik, burada camiye gitmek isteyen insanların bu hakkını da garanti eder. Biz sadece kendimize demokrat değiliz. Mesela biz mezarlıklarda "Müslüman karesi" olmasını hep destekledik. Şu bir gerçek ki, Fransa toplumunda, ayrımcılık ya da Müslüman düşmanlığı yıllardır yaşanıyor. Hem terör saldırıları nedeniyle, hem de seçimler yaklaşırken bu daha da arttı. Terörün getirdiği korku, terörle mücadele ile Müslümanlar'ı eşitledi. Müslümanlar'ın her birinin bu saldırılardan sorumlu olduğu söylendi. Onlara karşı bir ayrımcılık ve ırkçılık gelişti. Bunun adı İslamofobi'dir. Gençlerimiz bundan etkileniyor, banliyö olayları kısmen bununla açıklanıyor.

VOA Türkçe: Yani karşılıklı birbirini besleyen bir çelişki?

Ümit METİN: Evet resmen öyle, iki faşist bakış birbirini besliyor. Avrupa'da özellikle Fransa'da, İslamofobi'nin yükseldiği, toplumun doğal bir görüşü gibi konuşulurken, bu İslamofobi'nin yaratmış olduğu eşitsizik, diğer tarafta insanların dine sarılmasını, radikalizmin, fundamentalizmin yükselmesine neden oluyor. Ve biz bu iki bakışın tümüyle ortasındayız. Öyle bir noktadayız ki, bu iki grup arasında gittikçe artabilecek şiddetlenebilecek bir çatışma alanı var. Fransız toplumunda Müslüman düşmanlığı artıyor. Bu durum, zaten kapalı olan Müslüman toplumlarda radikal görüşleri güçlendiriyor. Dini inancı olmasa da, Müslüman ülkelerden gelen gençler, mesela iş aramada, ev kiralamada, diploması eşit muamele görmediğinde haksızlığa uğradığını düşünüyor ve kendisini koruma altına alma ihtiyacı nedeniyle bu yapılara sığınabiliyor.

VOA Türkçe: Müslüman gençler bu toplumdan uzaklaşıyor mu?

Ümit METİN: Biz bu toplumun bir parçası, aktörü, yurttaşıyız. Bu insanların gerçekten dışlanma yaşadığını inkar etmiyoruz, bu bir gerçek. Ancak biz bunları, politik, demokratik mücadele vererek düzelteceğimize inanıyoruz. Kendi içine kapanarak değil. Gençlerimiz yok sayıldıkları için içine kapanıyor. Ancak yaşadığımız toplumda söz sahibi olduğumuz taktirde bu sorunları çözebiliriz.

VOA Türkçe: Terör saldırıları, Samuel Paty cinayeti çok yaraladı Fransa'yı. Fransızlar gerçek bir korku içinde. Bu korkuyu anlıyor musunuz?

Ümit METİN: Fransa terörün faturasını ağır ödedi. Charlie, Bataclan ve diğer saldırılar, son olarak Samuel Paty cinayeti korkunç, insanlık dışı bir suç. Biz bu suçları hep lanetledik. Bunlara karşı tavır almak lazım ve bu toplumun birer yurttaşı olarak bu acıyı koşulsuz paylaşmak gerekiyor. Bu korkuyu çok iyi anlıyorum. Ama bu radikal gruplara yönelik politikalarla, toplumun tümünü potansiyel suçlu olarak göstermek arasında çok büyük bir fark var. İstihbarat, polis olarak, terörizmle yürütülen bir mücadele var. Ama terörle mücadele televizyonlarda yapılmaz. Bu korkuyu, küçük bir grubun yaptıklarını tüm Müslümanlar'a yüklemek ve bunun üstüne politika yapmak çok yanlış. Bataclan'da, Cahrlie Hebdo'da teröristlerin hedefi neydi, toplumu bölmek, demokrasiyi hedef almak ve kutuplaşma yaratarak kendilerine yandaş bulmak. Bunların oyununa düşmek çok tehlikeli. Bu ülkedeki 4 milyon Müslüman Cumhuriyet'e saygılı. Olmadığı takdirde ise yasalar var. Bu yapılmalı. Hukuk yoluyla, yasalarla ilerlenmeli.

Fransa'da Aşırı Sağın Yükselişi Türkler'i Nasıl Etkileyecek?

VOA Türkçe: "İslam ve göçmen karşıtı" olduğunu açıkça dile getiren Eric Zemmour'un yükselişini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ümit Metin: İktidar partisi ve Macron, ikinci turda aşırı sağ ile karşı karşıya kalarak kendisini seçtirmeyi garanti edecek bir strateji izliyor. Milyonlarca Müslüman kökenli insanı kullanarak gittikçe bir kutuplaşma yaratılıyor. Eric Zemmour ile birlikte bu daha da büyük bir boyut aldı. Fransız politik gündemini ırkçı söylemleriyle Eric Zemmour belirliyor. Zemmour'a göre tüm sorunların merkezinde göçmenler var. Öyle bir boyuta geldi ki, insanların isim değiştirmesi, asimilasyon, geri gönderilmesi politikalarını öneriyor. Pandemi bakımından yaşanan bir ekonomik kriz ve yalnızlaşma sorunu var. Ve bu dönemlerde bir günah keçisi bulmak gerekiyor. Gerçek sorunları göstermemek için göçmenler günah keçisi seçildi bana göre. Toplum içinde bir ayrışma yaşanıyor ve bu çok tehlikeli bir durum. Bu konuda endişeliyiz.

voa