Türk Milleti'nin çocuklarıyla oynama, Allah da senin çocuklarınla oynar!

Tövbe, ben Allah'tan korkarım. Öyle bir şey yapar mıyım?

Türk Milleti'nin çocuklarıyla oynama, Allah da senin çocuklarınla oynar!

YUSUF İNAN YAZDI... 

Türk Milleti'nin çocuklarıyla oynama, Allah da senin çocuklarınla oynar!

Burada anlatacağım olay tamamen gerçektir. Yaşanmış, ibretlik bir hayat hikayesidir.

2000’li yıllar...

Bir komşumuz var.

Kudretli...

Devlet görevi nedeniyle eli kolu uzun.

Sevimli, güler yüzlü, iyilik sever görünümlü.

Kendisiyle ara ara sohbet eder, çay kahve içeriz.

Varlıklı.

Oğluna ait iş yerleri var.

Güzel kazanıyorlar.

Evleri, dükkanları ve arabaları var.

Güç, makam ve paranın getirdiği mutlu bir hayat.

Bir çay sohbetinde kendisine dedim ki; “ H... abi, yapma, fakir ve gariban Türk Milleti'nin çocuklarıyla oynama.

Laf ağzımdan çıkar çıkmaz,  tövbe, ben Allah'tan korkarım. Öyle bir şey yapar mıyım, dedi.

H.... abi... Lütfen yapma. Fakir ve gariban Türk Milleti'nin çocuklarının hayatları ile oynama. Oynarsan, Allah da senin çocukların ile oynar, dedim.

Şaşırdı...

Yok, yok sen beni yanlış tanıyorsun, ben öyle biri değilim. Kimseye zarar vermem, dedi.

Rümeysa gibi asil bir kızı,  iyi yürekli de bir oğlu,  bir de dünya tatlısı kız torunu vardı.

Bir gün gazetede çalışıyorum. Çocuklar telefonla aradı.

"Baba çabuk eve gel, burada silahlar patladı. H... amcanın oğlunu vurdular. Polisler, jandarmalar geldi. H... amcanın oğlunu ambulansla hastaneye götürdüler."

Hemen taksiye atladım eve geldim.

Olay yeri inceleme gelmiş. Evin önünde yerde mermi kovanlarının yerleri işaretlenmiş. Polis çalışma yapmış.

Çocukları sakinleştirdim.

H... abinin oğlunu evimize en yakın hastaneye götürmüşler...

Taksiyle hastaneye gittim.

Hastane acilinin önüne yaklaştığımda, H... abiyi gördüm. Ayağında ayakkabı yoktu. Gömleği dışarı çıkmış,  saçları dağılmış, üstü başı perişandı.

Beni görünce  yanıma geldi.

Boynuma sarıldı ve ağlamaya başladı.

"Ah be komşum!

Sen beni uyarmıştın!

Fakir ve gariban Türk Milleti'nin çocuklarının hayatları ile oynama" demiştin!

"Ben anlayamamıştım."

Küçümsemiştim...

Genç bir adam beni ne kadar tanıyabilir ki, diye düşünmüştüm.

Ah be kardeşim!

Senden öğrenecek ne kadar çok şeyim varmış, dedi.

O kudretli adam, yıkılmış, yerine merhametli ve acı dolu bir baba gelmişti.

"- İki şarjör boşaltmışlar!

- Kar maskeli bir adam yapmış.

- Belden aşağısı hedef alınmış.

- Oğlumu ameliyata aldılar...

- Lütfen, oğluma dua et!

- Oğlum seni ve aileni severdi." 

Kendisine sabır ve metanet diledim.

H.... abinin oğlu ameliyattan çıktı.

Ölmedi ama kurşunlar vücudunda hasar bıraktı.

Uzun süre hastanede kaldı.

H.... abinin oğlu, hastanede iken saldırının failini öğrenmiş.

Hastaneden çıkar çıkmaz öldürmeye yemin etmiş.

Annesi güzel ve asil bir kadın...

Semra Özal gibi!

Anne, üzüntüden vefat etti.

H....abi devlet görevini bıraktı.

Evini, dükkanlarını ve İzmir’deki tüm mal varlığını ucuz pahalı demeden sattı ve kalan ailesini yanına alarak memleketine döndü.

Acı ve tatlı hatıralarını İzmir’de bıraktı!

*

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016

E-Mailgundem@sehitlerolmez.com