TÜRKİSTANDER'den Bakan Soylu'ya cevap: İktidar tarafından engelleniyoruz

"SOYLU'NUN AÇIKLAMASI SEVİNÇ YARATTI"

TÜRKİSTANDER'den Bakan Soylu'ya cevap: İktidar tarafından engelleniyoruz

TÜRKİSTANDER'den Bakan Soylu'ya cevap: İktidar tarafından engelleniyoruz

TÜRKİSTANDER Başkanı Kavuncu, Bakan Soylu’nun ‘Uygur Türkleri, milletimizin ve devletimizin teminatıdır’ açıklamasının sevinçle karşılandığını ifade ederek, Türkiye’nin bu mücadele eksik kaldığı yönleri sıraladı. Türkiye’nin hiçbir Türkistanlıyı Çin’e vermeyeceğine inandıklarını dile getiren Kavuncu, “Çin’le yapılacak “suç-suçlu-iade” kavramlarını içeren her türlü anlaşma, bütün dünyada soykırımcı olarak tartışılan bir rejimi meşrulaştırmak anlamına gelir” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Doğu Türkistanlıların aile nöbeti mücadelesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Uygur Türkü kardeşlerimiz ülkemizde Al bayrak ve Gökbayrak gölgesinde hür ve özgürdürler. Uygur Türkleri, milletimizin ve devletimizin teminatıdır” dedi. 

Uluslararası Türkistanlılar Dayanışma Derneği (TÜRKİSTANDER) Başkanı Burhan Kavuncu, Bakan Soylu’nun bu açıklamasının ardından Türkiye’nin Uygurların mücadelesindeki olumlu desteklerini hatırlatırken, eksik gördüklerini de bir bir sıraladı.  

Kavuncu, Türkiye’nin bu mücadelede eksik kaldığı yönlere ilişkin yaptığı açıklamada, “Türkiye dünyada Doğu Türkistan meselesine en fazla sahip çıkan ülkeler arasında değildir. Birçok batılı ülke “Uygur sorunu” olarak adlandırdıkları Doğu Türkistan’daki Çin soykırımını daha fazla gündeme getirmektedir” dedi.  

"SOYLU'NUN AÇIKLAMASI SEVİNÇ YARATTI"

TÜRKİSTANDER Başkanı Burhan Kavuncu, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun Türkiye’nin Doğu Türkistan politikası hakkında 15 Şubat 2021 günü önemli bir açıklama yaptığını hatırlatarak, “Belirtilen hususlar genel olarak doğrudur ve açıklama Türkistanlılar arasında sevinç yaratmıştır. Bir devlet yetkilisinin açıklayamayacağı bazı hususları ve gördüğümüz eksikleri de bizim ortaya koymamız gerekiyor” dedi. 

Her ülke içinde bulunduğu şartlara, stratejik dengelere ve milli menfaatlerine göre politikalarını oluşturur. Burada sadece durum tespiti olarak aşağıdaki hususların bilinmesinde fayda görüyorum.

"TÜRKİYE, DOĞU TÜRKİSTANLILARA SAHİP ÇIKIYOR"

1- Türkiye devleti, Doğu Türkistanlı muhacirlere sahip çıkmaktadır. Dünyada en fazla Doğu Türkistanlı sığınmacı Türkiye’dedir. Açıklamada belirtildiği gibi ikamet, vatandaşlık, göç hizmetleri gibi birçok konuda ayrıcalıklı yaklaşım gösterilmektedir. Hatta diğer Türkistan ülkelerinden gelen hemşerilerimiz kendilerine de benzer kolaylıklar gösterilmesini istiyorlar.

3- Malezya, Tayland gibi ülkelere sığınan Doğu Türkistanlılara da Türkiye “taraf ülke” sıfatıyla sahip çıkmaktadır. Bu, 2000’li yıllardan önce Türkiye’de görülmeyen bir politikadır.

"ANKARA, PEKİN'İ KINADI"

4- BM ve uluslararası platformlarda Türkiye “Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklar”ın haklarını savunmaktadır. Çin’in işlediği insanlık suçlarını kınamıştır.

5- BM’de Çin’in Doğu Türkistan’daki zulmünü desteklemek için yayınlanan bildirilere, Türkiye imza atmamıştır. Sayıları 25’i bulan birçok ‘müslüman ülke’ Çin’in ekonomik- siyasi baskılarına boyun eğdiği halde Türkiye’nin bunlar arasında yer almaması sevindiricidir.

"TÜRKİYE, DESTEK KONUSUNDA AVRUPA'DAN GERİDE"

Bunlar Türkiye’nin Doğu Türkistan politikasındaki olumlu göstergeler. Eksik veya yetersiz gördüklerimiz ise:

1- Türkiye dünyada Doğu Türkistan meselesine en fazla sahip çıkan ülkeler arasında değildir. Birçok batılı ülke “Uygur sorunu” olarak adlandırdıkları Doğu Türkistan’daki Çin soykırımını daha fazla gündeme getirmektedir.

Finlandiya Başbakanı “her şey para değildir, bu bir soykırımdır ve sessiz kalamayız” derken, Kanada ve daha birçok Batılı ülke parlamentosunda Çin’i kınama kararları ilan edilmiştir. “Soykırım” gibi büyük bir insanlık suçu işlemekte olan Çin devletini kınamak için BM’de iki defa bildiri yayınlanmış, 22 ve 39 ülkenin imzaladığı bildirilere Türkiye imza koymamıştır.

2- Çin’in Doğu Türkistan halkına yönelik işlediği soykırım suçuna ortak olmamak ve kınamak için birçok ülke veya şirket, ticari kısıtlamalara başladı. Özellikle “Sincan Bölgesi”nden yapılan alımlar durdurulmakta. Türkiye ise, ihracatının 10 katı olan ithalatında ve diğer ticari ilişkilerinde herhangi bir değişiklik yapmamıştır.

3- 2022 yılında Pekin’de yapılacağı söylenen Olimpiyatlara katılmama yönünde, birçok ülke açıklama yaptı. Türkiye bu konuda da başka ülkelerin gerisinde kaldı ve henüz böyle bir konu gündemde yer almıyor.

"SUÇLULARIN İADESİ ANLAŞMASI ÇİN'DEKİ REJİMİ MEŞRULAŞTIRIR"

4- 2017 yılında Çin’le imzalanan “Suçluların İadesi Anlaşması” iki ülkenin meclislerinde yasalaştırılmak üzere bekliyordu. 2020’nin son günlerinde Çin meclisinin anlaşmayı onaylaması Türkiye’de geniş bir gündem oluşturdu.

Biz Türkiye’nin hiçbir Türkistanlıyı Çin’e vermeyeceğine inanıyoruz. Lakin yine de böyle bir anlaşmanın yapılmasına tepkiliyiz. Çünkü Çin’le yapılacak “suç-suçlu-iade” kavramlarını içeren her türlü anlaşma, bütün dünyada soykırımcı olarak tartışılan bir rejimi meşrulaştırmak anlamına gelir.

21. Asrın bir apartheid (ırk ayrımına  dayalı zalim uygulamaları hukuk sistemi olarak kabul eden) ülkesi olarak öne çıkan Çin Komünist Partisi diktatörlüğü, bu tür anlaşmalarla masum olarak kabul edilmiş olmaktadır ki, bizim bundan razı olmamız düşünülemez.

"DOĞU TÜRKİSTAN'IN GÜNDEME GETİRİLMESİ HÜKÜMET TARAFINDAN ENGELLENİYOR"

5- Hepsinden önemlisi, Türkiye’de Doğu Türkistan konusunun gündeme getirilmesi, hükümet tarafından engellenmektedir. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu yaptığı resmi açıklamalarda, “Çin aleyhindeki yayınlara ve faaliyetlere izin verilmediğini/ verilmeyeceğini” bildirmiştir. Bu konu “dış politika önceliği” olarak kabul edilemez.

Halkın ve STK’ların Doğu Türkistan duyarlılığına saygı gösterilmeli, engellemelerden vaz geçilmelidir. Örnek olarak Ankara ve İstanbul’da Çin temsilcilikleri önünde ailelerini arayan Uygurlara engel olunmaktadır. Yine ana akım medya ve STK’ların, Dışişleri Bakanı’nın açıkladığı hükümet baskısı yüzünden sessiz kaldıklarını tahmin ediyoruz.

Halkın, STK’ların ve medyanın, Doğu Türkistan hassasiyetini serbestçe ortaya koyabilmesi, Türkiye’nin Dünya’daki imajını iyileştireceği gibi, Çin karşısında da elini güçlendireceği açıktır. Buna rağmen aksine bir politika takip edilmesi, bazı bazı Çin yanlısı çıkar çevrelerinin etkisi olarak görülmektedir. 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.