Türkiye'de hangi sektörler koronavirüs dönemini en az hasarla atlatabilir?

Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanma ve düşüşler de şirketleri zora sokuyor.

Türkiye'de hangi sektörler koronavirüs dönemini en az hasarla atlatabilir?

Koronavirüs salgınının yarattığı sosyal mesafe önlemleri dolayısıyla dünya ekonomisini zor bir dönem bekliyor.

Çoğu hükümet işsizlik ile başa çıkabilmek ve iflasların önüne geçebilmek için büyük miktarda kurtarma paketleri açıkladı.

Bu kurtarma paketlerine rağmen dünya ekonomisinin 1930'larda yaşanan Büyük Buhran'dan bile daha büyük bir ekonomik krize girmesi bekleniyor.

Hem talepte yaşanan daralma hem de çoğu şirketin üretime ara vermesi, şirketlerin finansalları ve bilançoları açısından sıkıntı yaşamasına neden oluyor.

Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanma ve düşüşler de şirketleri zora sokuyor.

Ancak kimi şirketler koronavirüs salgınının getirdiği yeni ihtiyaçlar ve tüketim davranışları dolayısıyla bu süreçten olumlu etkileniyor.

Dünya çapında özellikle perakende ve e-ticaret şirketleri, hijyen malzemeleri üreten şirketler, teknoloji ve oyun şirketlerinin bu dönemde yükselişe geçtiği görüldü.

Peki Türkiye'de hangi şirketler bu süreçten diğerlerine göre daha olumlu etkilenecek?

Koronavirüs salgının getirdiği izolasyon döneminden faydalanabilecek şirketleri ve sektörleri derledik.

1987'den beri en büyük düşüş

Koronavirüs salgının küresel piyasalardaki etkisi şubat ayının sonlarında hissedilmeye başladı.

Başta Avrupa ve ABD olmak üzere çoğu hisse senedi endeksinde rekor düşüşler yaşanırken asıl büyük kayıplar mart ayında yaşandı.

Hisse senetlerinde yaşanan satışların etkisiyle yılın ilk üç ayına tekabül eden ilk çeyrekte endeksler tarihi kayıplara tanıklık etti.

En büyük küresel firmalardan oluşan ABD hisse senedi endeksi Dow Jones Sanayi Endeksi ilk çeyrekte yüzde 23, Londra Borsası'nın FTSE 100 endeksi yüzde 25 düştü.

İki endeks de ilk çeyrekte 1987 yılından beri en büyük düşüşlerini yaşadı.

New York Borsası'nın ana hisse piyasası endekslerinden S&P 500 de ilk çeyrekte yüzde 20 kayıp yaşayarak 2008 yılından beri en büyük düşüşünü gerçekleştirdi.

Borsa İstanbul'da en çok hangi şirketler kayıp yaşadı?

Küresel piyasalarda yaşanan bu kayıplar Borsa İstanbul'un BIST 100 endeksine de yansıdı.

Endeks yılın başından bugüne kadar yaklaşık yüzde 14 değer kaybetti.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, koronavirüsten ötürü ilk çeyreğin dört ana sektör endeksi açısından olumsuz geçtiğini belirterek, "Banka, sınai, holding tarafında %30'larda değer kaybı yılın ilk 3 ayı için geçerli olurken hizmetler sektöründeki düşüşün daha az olduğu görüldü" diyor.

Ahlatcı Yatırım'dan Araştırma Müdürü Barış Ürkün de Türkiye'de ilk koronavirüs vakasının 10 Mart'ta bildirilmesine rağmen küresel piyasalarda yaşanan panik havası ve çalkantıdan ötürü bu tarihten önce de Borsa İstanbul'da satışların yaşandığını aktarıyor.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Ürkün, 10 Mart sonrasında küresel olarak artan panik havasıyla Borsa İstanbul'un BIST 100 endeksinde 17 Mart'a kadar sert satışların devam ettiğini belirtiyor.

Ürkün'ün analizine göre 5 Mart-17 Mart arası BIST 100 endeksi içinde en fazla düşüş yaşayan hisselerde ilk sıralarda yüzde 27 ile Medical Park Hastaneler Grubu, yüzde 26 ile GÜBRETAŞ (Gübre Fabrikaları Türk A. Ş.), yüzde 25 ile Mavi, yüzde 24 ile ODAŞ Enerji, yüzde 23 ile Reysaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı geliyor.

Bu dönemde sağlık alanında faaliyet gösteren Medical Park Hastaneler Grubu'nun en büyük düşüşü yaşaması dikkat çekici.

Türkiye'de hangi sektörler koronavirüs dönemini en az hasarla atlatabilir?

Barış Ürkün, bu yıl özel hastanelerin gelirlerinde ekonomik durgunluk nedeniyle yüzde 7'ye yakın kayıp yaşandığını, ilk koronavirüs vakasının görülmesinin ardından ise Mart ayının sonlarına doğru hasta sayısı ve gelirlerinin yüzde 70'ten fazla düştüğünü söylüyor.

Ürkün'e göre bunda Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı genelge ile belirli kriterlere uyan tüm özel ve vakıf hastanelerinin 'pandemi hastanesi' ilan edilmesi, koronavirüs kaygısıyla diğer hastalıklar nedeniyle bu kurumlara başvuran kişi sayısında azalma yaşanması, Sağlık Bakanlığı'nın genelgesiyle acil olmayan ameliyatların ertelenmesi etkili oldu.

Gelir kaybı yaşayan hastanelerden bazıları çalışanlarına yıllık izin kullandırırken, bazılarının da ücretsiz izin kullandırmaya başladığı görüldü.

Ürkün, devletin özel hastanelere koronavirüs tedavisi için ödeyeceğini açıkladığı günlük 660 TL'nin yeterli görülmemesinin de etkili olduğunu aktardı.

En fazla para çıkışı bankalardan

Aynı dönemde endekste yaşanan sert düşüşte en yüksek para çıkışı yaşayan hisselerde ise banka, enerji, demir-çelik ve havayolu taşımacılığı şirketleri ön planda.

Yine Ürkün'ün analizine göre bu süreçte en fazla para çıkışı Garanti Bankası'ndan, ardından Yapı Kredi Bankası, Tüpraş, Turkcell, Türk Hava Yolları, Pegasus, Kardemir, Ereğli Demir Çelik ve Vakıfbank'tan oldu.

Ekonomist Enver Erkan ise kapanma önlemleri ve duran faaliyetlerin etkisiyle ana ekonomik faaliyetlerle bağlantılı sektörlerin olumsuz etkilendiğini vurguluyor:

"Sanayinin ana kolları, otomotiv, beyaz eşya, giyim, havayolu, seyahat, demir çelik gibi sektörler olumsuz etkilendi. Reel sektörün kötü durumu kredi büyümesini de olumsuz etkileyeceği için bankalar açısından da durum zararlı, üstelik Fed (Amerikan Merkez Bankası) gibi bir merkez bankası açık uçlu bir parasal genişleme programı uyguluyorken."

Barış Ürkün, 17 Mart'tan sonra merkez bankaları ile hükümetlerin likidite hamleleri ve virüsün piyasalarda yarattığı panik havasının dağılmasıyla BIST 100 endeksinin yükselişe geçtiğini, 17 Mart-20 Nisan arasında endeksin yüzde 14 yükseldiğini kaydediyor.

Hangi şirketler yükseldi?

Mart ayında en çok getiri sağlayan şirketlerin ise perakende, gıda ve ilaç alanında olduğu görülüyor.

Anadolu Ajansı'nın Borsa İstanbul'da işlem gören şirketlerin hisse senedi fiyatlarındaki değişimleri dikkate alarak derlediği habere göre 1-25 Mart arasında perakende şirketlerinden Carrefoursa yüzde 11,36 ve BİM Birleşik Mağazalar yüzde 10,85 getiri sağlarken, bu hisseleri yüzde 9,71 ile Bizim Toptan Satış Mağazaları, yüzde 9,19 ile Migros ve yüzde 3,41 getiri ile Şok Marketler Zinciri izledi.

AA'ya konuşan analistler, koronavirüs salgınıyla gıda ve temizlik ürünlerine olan talebin yükselmesinin bu şirketlerin nakit akışlarına olumlu yansıyacağını, bunun da şirketleri yatırımcılar açısından cazip hale getirdiğini söyledi.

Borsa İstanbul'da işlem gören ve gıda sektöründe faaliyet gösteren Ulusoy Un bu dönemde yatırımcısına yüzde 22,81 ve Etiler Gıda yüzde 10,85 kazanç sağladı.

Pınar Et ve Un ise yüzde 3,28 getiri ile mart başından bu yana pozitif getiri sağlayan diğer bir gıda firması oldu.

Artan kağıt havlu ve tuvalet kağıdı satışları, bu alanda faaliyet gösteren Viking Kağıt ve Selüloz hisse fiyatında martta aylık yüzde 36,64 artış sağladı, böylece Viking Kağıt ve Selüloz, mart başından bu yana en fazla getiri sağlayan üçüncü şirket oldu.

İlaç şirketlerinden Selçuk Ecza Deposu, mart başından bu yana yüzde 15,98, Deva Holding yüzde 10,06 ve Eczacıbaşı yüzde 4,97 getiri sağladı.

AA'nın haberine göre bu dönemde en yüksek getiriyi sağlayan şirket ise yüzde 160,59 ile biyoteknoloji firması RTA Laboratuvarları oldu.

Türkiye'de hangi sektörler koronavirüs dönemini en az hasarla atlatabilir?

Hangi sektörler olumlu etkilenebilir?

Koronavirüs salgını dolayısıyla insanların evlerine çekildiği bu dönemde hangi sektörlerin ve şirketlerin olumlu etkilenebileceği sorusuna Ahlatcı Yatırım Araştırma Müdürü Barış Ürkün şu yanıtı veriyor:

"Yaşanan süreci incelediğimizde sağlık sektöründe ilaç üretim-dağıtım, test kiti üretimi yapan şirketlerin olumlu etkilendiği gözleniyor. Bu sektör ile birlikte gıda, gıda perakendeciliği yapan şirketlerin de artan talep nedeniyle olumlu anlamda etkilenmeye devam edeceğini söyleyebiliriz.

"Bu süreç içerisinde alınan önlemlerle birlikte insanların evden çalışmaya başlamaları telekom, teknoloji ve yazılım sektörlerini daha önemli hale getirmiş oldu. Bu bağlamda bu sektöre dahil şirketlerin de önümüzdeki süreçte yükselişe geçeceğini düşünebiliriz."

Ürkün, ekonomik aktivitedeki yavaşlama ve belirsizlik sürecinde borcu olmayan, nakit varlığı bulunan, bilançosunu dolar bazlı tutan ve döviz pozisyon fazlası olan şirketlerin diğerlerine göre daha güçlü konumda kalabileceğini düşünüyor.

Ekonomist Enver Erkan'a göre de bu süreçten hangi şirketlerin olumlu etkileneceğinin belirlenmesinde dijitalleşme önemli olacak:

"Pandemi etkisinin hakim olduğu ve kapatma önlemleriyle insanların evde daha fazla vakit geçirdiği bir ortamda hem küresel hem de bizim piyasamızda iletişim, telekomünikasyon, teknoloji, elektronik gibi sektörlerin olumlu olduğunun notunu düşelim. Hem artan kur hem de düşük petrol fiyatı cam sektörü için de olumlu.

"Ayrıca kriz sonrası dönemin avantajlıları dijitalleşmeye yatırım yapan şirketler olacak. Çünkü evden çalışmanın artmasıyla beraber iş modelleri de bir değişime uğrayacak gibi gözüküyor."

Özge Özdemir  BBC Türkçe

BBC