Bahçeli’den NATO çıkışı

“KARA PROPAGANDA HAKİKATİN AĞIRLIĞI ALTINDA EZİLMEYE MAHKUMDUR”

Bahçeli’den NATO çıkışı

Bahçeli’den NATO çıkışı

Partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan MHP lideri Bahçeli, NATO zirvesinde gerçekleştirilen Erdoğan-Biden görüşmesine değindi. Bahçeli, "NATO Zirvesi'nin sonuçları ve yeni ilişkilerde Türkiye kararlılığından taviz vermeyecektir. Biz devletimizin yanındayız" dedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Brüksel’de gerçekleştirilen NATO zirvesine değinen MHP lideri Devlet Bahçeli, Dost bildiklerimiz neredeydi, hangi senaryoları yazıyorlardı? Ekonomik tetikçilerini üzerimize salanların nesine güveneceğiz? Rusya’dan silah almayın diyorlar da ihtiyaç duyduğumuz silahları siz verdiniz mi? F-35’leri gasp ederken neyin peşindeydiniz?” dedi.

Erdoğan-Biden görüşmesine de değinen Bahçeli,  “Türkiye ile ABD arasında soğuk rüzgarların estiğini bilmeyen neredeyse kalmamıştır. İki ülke arasındaki buzların çözülmesi samimi dileğimizdir” diye konuştu.

Muhalefetin erken seçim taleplerine ise sert sözlerle tepki gösteren Bahçeli, “Cumhur İttifakı alayının boyunun ölçüsünü sandıkta alacak, zamanında yapılacak seçimde dünyanın kaç bucak olduğunu gösterecektir. 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır” ifadelerini kullandı.

“KARA PROPAGANDA HAKİKATİN AĞIRLIĞI ALTINDA EZİLMEYE MAHKUMDUR”

Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:

* Tasvip etsek de etmesek de savaş ve siyaset bir bakıma propagandaların mücadele sahası, karşılaşma alanıdır. Propagandanın mahiyet ve muhtevası mücadelenin seyir ve serencamını derinliğine etkileme kapasitesi taşımaktadır.

* İftiralarla bezenmiş kara veya gri propaganda ne denli hızlı olsa da, günü ve saati geldiğinde hakikatin ağırlığı altında ezilmeye mutlak surette mahkûmdur.

* Bunun sonucu olarak, ülkelerarası ilişkiler değer odaklı olmaktan uzaklaşarak önyargılara ve ölümcül hesaplaşmalara sürüklenmiştir.

* Uluslararası ilişkiler ve dış politika; adı üstünde, kendi ülkemiz ve milletimizle, bizim dışımızdaki ülke ve milletler arasındaki münasebetlerin tanımı ve bütünüdür.

* Her ülkede olması gerektiği gibi, Türkiye'mizin de dünya ile kurulan bu karmaşık ve kapsamlı ilişkiler ağının merkezinde vazgeçilmez hak ve menfaatleri, Türk milletinin bekası, Türk kültür ve tarihinin şeref ve haysiyeti bulunmaktadır.

“TÜRKİYE BAŞKALARININ YAZDIĞI SENARYODA FİGÜREN OLMAZ”

* Tarih yanlış hevesler ve dürtülerle milli imkanlarını heba etmiş ülkelerin nafile hamleleriyle doludur. Bu durum, ortam, imkan, fırsat ve risk arasındaki dengeler gözetilerek yapılacak akıllı hamlelerin önünde engel olarak çıkmamalıdır.

* Türkiye’nin başkalarının yazdığı senaryolarda figüran olmayacak güçlü bir ülke, diplomasi geleceği köklü ve derindir. Türkiye’yi küresel projelerin, bölgesel taşeronluğunu yapacak kadar aciz görenler zillete düşmüş bir avuç kimliksizdir. Milli beka ve milli itibar basit meşruiyet arayışlarının üstündedir.

* Muhalefet bugüne kadar geldiği yolda taviz ve teslimiyetle ölü doğmuş projelere talipken, Cumhur İttifakı aziz millet varlığının beklentileri doğrultusundadır. Geçmişte çok daha müşkül durumları aşmayı da başarmıştır. Bugün vatan savunması tehdidin filizlendiği her zeminde yapılmaktadır.

“İKİ ÜLKE ARASINDA BUZLARIN ÇÖZÜLMESİ SAMİMİ DİLEĞİMİZDİR”

* Brüksel’de yapılan NATO Zirvesi referans alınmıştır. Haklı olarak bütün dünyanın gözü Brüksel’deki NATO Karargahına çevrilmiştir. Bizim üzerinde durduğumuz asıl gündem konusu ise Türkiye’nin müttefikleriyle olan ilişkilerinin durumudur. Türkiye ile ABD arasında soğuk rüzgarların estiğini bilmeyen neredeyse kalmamıştır. İki ülke arasındaki buzların çözülmesi samimi dileğimizdir.

*Biden’ın Türkiye’yi nasıl ve hangi seviyede bir müttefik gördüğü belirsizliğini korumaktadır. ABD Dışişleri Bakanı peşin hükümlere teslim olmuştur. ABD Senatosu’nda konuşan bakan ya cahil, ya da küstahtır. Bizim endişelerimizin mahiyetini, şüphelerimizin içeriğini öğrense bu bakanın dışarı çıkacak mecalinin olmadığını cümle alem görür.

* Arkamızdan dolanıyorlar müttefikler edebiyatı yapıyorlar. Teröristlerle iş tutuyorlar stratejik ortaklıktan bahsediyorlar. 15 Temmuz darbecilerini koruyorlar, FETÖ’yü barındırıyorlar demokrasi ve hukuk alanlarında bize parmak sallıyorlar.

* PKK/YPG terör örgütü Tel Rifat bölgesinden Afrin’deki hastaneye saldırdı. Aklı sıra dünya demokrasilerini bir araya getirmeyi amaçlayan Biden, bu füzelerin PKK’nın eline nasıl geçtiği konusunda durum tespiti yapmış mıdır? ABD menşeli silahlar teröristlerin elinde kurşun atarken, NATO müttefikliği hesaba katılmış mıdır?

“İRADEMİZ NATO KARARGAHINA DEVREDİLMİŞ DEĞİL”

* NATO bugüne kadar Türkiye’nin hangi güvenlik ihtiyacına cevap vermiştir? İttifakın en büyük ikinci ordusu Türk ordusudur. Türkiye NATO misyonlarına uymuştur. Afganistan bunlardan birisidir. NATO’nun güncel tehditlerine uyum konusunda tereddüt yaşamayan ülkemizle hangi vahim sonuçlar sonrası ilişkiye girilmiştir. 15 Temmuz’da hainler başkentimizi bombalarken bu NATO ne yapıyordu, neyin içindeydi? Güney sınırlarımızda terör devleti kurulması hedeflenirken, müttefiklerimizin ateş açtığını söylemeyelim mi?

“TÜRKİYE KARARLILIĞINDAN TAVİZ VERMEYECEKTİR”

* Türkiye’ye karşı uygulanan baskı ve yaptırım politikalarını devamı iki ülke arasındaki ilişkileri zedeleyecektir. Aynı ABD başka ülkelerle müzakere kanallarını açık tutarak ülkemize çifte standart uygulamıştır.

* Aslında maruz kaldığımız gelişmelerin tadı tuzu kaçmıştır. Cumhurbaşkanımız NATO Zirvesi’ne katılmıştır. Günlerdir beklenen Sayın Cumhurbaşkanı ile Biden arasındaki görüşme 45 dakika gerçekleşmiş, iki ülke heyetleri bir masada buluşmuştur.

*Türkiye’nin haklı beklentileri, hassasiyetleri ABD Başkanlarına tüm berraklığıyla aktarılmıştır. Terör örgütleri konusunda ikircilikli tavır müttefik ülkelerde egemenlik kurmuştur. Bu çarpıklıkla NATO’nun yeni güvenlik konseptinin nasıl bağdaşacağı önümüzde durmaktadır. Türkiye’nin terörle mücadelede tek başına bırakılması hem trajik bir yanlış hem ittifakın ilke ve esaslarıyla terstir.

* NATO Zirvesi’nin sonuçları ve yeni ilişkilerde Türkiye kararlılığından taviz vermeyecektir. Biz devletimizin yanındayız.

“ERKEN SEÇİMİN İKİ YOLU VARDIR”

* Zillet ittifakı havlu atmış, ava giderken avlanmış, söylem kısırlığı içinde erken seçimden başka hiçbir şey söyleyemecek duruma gelmiştir.

* Erken seçimin iki yolu vardır; ilkin TBMM’nin karar alması, ikincisi Cumhurbaşkanı’nın iradesidir. Sayısal çoğunluğu olmayanların erken seçim kararı çıkarması mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın yok dediği de ortadadır.

* Erken seçim nasıl olacaktır? CHP kimlerin dikkatini çekmeye çalışmaktadır? Gizli amaç nedir, zorlamanın, ısrarın manası nasıl yorumlanmalıdır? CHP ve yedekleri bir türlü anlamıyor, devamlı mızmızlanarak vakit kaybediyor. Zillete düşenlere nasıl anlatalım? Ne söylesek nafile…

* Kılıçdaroğlu’na tavsiyem kendini araması için tekraren yollara düşmesidir. Bu şahıs hemen seçim diyor, PKK da seçim istiyor, FETÖ seçim olsun diye bekliyor. Türkiye düşmanları erken seçim safında birleşmiş. İP, HDP, DEVA, Gelecek, Saadet, DTP, TKP, TİP erken seçim hayali görüyor.

* Kılıçdaroğlu can ve mal güvenliğinin kalmadığını söyleyebiliyor. Ülkemizi jurnalliyor. Demokrasi dışı arayışlara yeşil ışık yakıyor. Krize oynuyor, sokakları karıştırmak istiyor.

* Siyasi hayatımızda serseri mayın gibi sürüklenen, temel bir güvenlik riski odağı haline gelen CHP için çatışmacı siyaset anlayışı varlığını sürdürmenin tek yolu görüyorlar.

* Cumhur İttifakı alayının boyunun ölçüsünü sandıkta alacak, zamanında yapılacak seçimde dünyanın kaç bucak olduğunu gösterecektir. 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır.

Sözcü